sevgilim seni bilmemenin kederli gölgesi altındayım

57 17 2
                                    

heeseung:
aşağıdayım

jake:
efendim?

heeseung:
aşağıdayım
ya sen aşağı in
ya da ben basıcam evi

jake:
hep böyle öküzdün

heeseung:
sevgimden öküze de döndüm
aptala da döndüm

jake:
gelmeyeceğim desem basarsın evi biliyorum
bekle

heeseung:
hırka giyin
hava soğuk
üşüme

jake:
salak

jake'in ağzından

aşağı inmeden önce üstüme bir hırka geçirdim, soğuk bir ocak gecesiydi. bu çocuk cidden çıldırmış falan olmalıydı. elime ekstra bir hırka daha aldım belki üstüne hırka almadan gelmiştir diye.

aşağı indiğimde kapının orada duran bedene baktığımda derin bir nefes aldım ve ağzımdan verdim. ağzımdan çıkan buhara bakıp ona doğru yürümeye başladım. ayak seslerimi duyunca kafasını kaldırdı. hafifçe gülümsedim. üstünde cidden bir şey yoktu. içimden iyi ki aldın diye kendimi tebrik ederken o da bana doğru yürümeye başladı. karşı karşıya geldiğimizde durakladı. kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda soğuktan donmuş beden bana sımsıkı sarıldı.

şaşkınlıkla elimdeki hırkayı sıkıca tutarken kafasını boynuma gömüp derin bir nefes aldı ve geri çekildi.

"özür dilerim."

"sorun değil."

sessizlik aramızda öylece dururken sadece birbirimize bakıyorduk. aklıma gelen şeyle hırkayı ona uzattım.

"üşümüşsün, lütfen giyin."

geri çevirir diye düşünmüştüm ama elimden hırkayı alıp üstüne giyindi. fermuarı sonuna kadar çektikten sonra burnuyla hırkayı üzerindeyken kokladı. gözlerinin dolduğunu görünce dudağımı ısırdım.

"en azından sen gittikten sonra kokun benimle kalıcak. o da bir süre sonra beni terk edecek ama şu an ki gibi canımı yakmayacak."

iki dudağımı birbirine bastırıp kafamı salladım. ne zaman böyle konuşsa nefesim kesiliyordu.

"yürürken kahve içmek ister misin? son defa konuşalım istiyorum."

son defa... kafamı salladım. beraber yürümeye başlarken ilerde ışıkları açık olan kafeye baktım. kafenin önüne geldiğimizde heeseung içeriye girip kahve aldı, bende kapıda bekledim.

elinde iki tane kahveyle çıkan heeseung'a bakarken elindekini bana uzattı.

"sütsüz ve şekersiz, her zamanki gibi."

kafamı sallayıp elime sıcaklık veren karton bardağı aldım. beraber yürümeye devam ettik.

"topladın mı eşyalarını?"

"topladım, birkaç şey bıraktım. onlarıda yeni kiracıya hediye ediyorum. benimle gelmelerine gerek yok."

"fotoğraflarımızı aldın mı?"

"fotoğraflar gelip geçicidir heeseung ama anıları asla silemezsin."

"senin aklında hep kötü biri olarak kalmak beni çok yıkıcak, sevdiğim tek adamın gözlerinde ona acı veren tek kişi olmak."

"üzülme, tek sen değilsin. diğerleri de var. ailem dediğim insanlar bile bana acı çektirdi, ailesinin bile sevmediği bir çocuğu zaten kimse sevmez."

"öyle deme. ben seni çok sevdim."

"sevmek? ne tür bir sevmek bu heeseung, acılar içinde yakarak mı? "

"özür dilerim."

"sorun değil. ben zaten bu yüzden gidiyorum, sizi unutmak için. yani benim için eskiden geçmişte yaşadığım zorlu anılar olarak kalın diye gidiyorum."

"jake, ellerim kan dolu benim. senin kanlarınla. ben senin ümitlerini yıktım ve hala yüzüme bakabiliyorsun. ne diyeceğimi bilmiyorum. tek diyeceğim şey bir gün karşı karşıya gelirsek bana gülümse olur mu?"

"gülümserim. heeseung, ben artık seni sevmiyorum. ben eski seni seviyorum. bana bebeği gibi bakan heeseung'u seviyorum. şimdi sana baktığımda tek gördüğüm şey hiçbir şey. sen benim için hiçbir şey ifade etmiyorsun heeseung."

bunu derken heeseung durmuştu. yüzüne bakmaya çekinsem bile kafamı kaldırdığımda ağladığını gördüm, hıçkırarak ağlıyordu. kafamı eğdim. ağır sözlerim bir tek onu değil benide bıçaklamıştı. bağırmak istiyordum. 'lütfen ağlama, ben seni hala seviyorum. bu içimi cayır cayır yaktığı için gitmek istiyorum' demek istiyordum. ama diyemezdim. yapamazdım. elimdeki kahveyi yanda duran çöp kutusuna attım. heeseung'a doğru adımladıktan sonra önünde durdum. gözyaşlarını elimle sildim. yanağına küçük bir öpücük bıraktım, bu bir veda öpücüğüydü.

"hoşçakal."

arkamı dönüp yürümeye başladığımda gözyaşlarım yüzümden akmaya başladı. yolun kenarına çöktüğümde kendimi durduramadım. hıçkırarak ağlamaya başladım.

ben seni hiçbir zaman unutmayacağım, heeseung. sende beni asla unutma yalvarırım.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 03 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

what was i made for?, heejakeWhere stories live. Discover now