First night💫

545 47 39
                                    

Annesiyle vedalaşan genç kız, Mira'nın ısrarı ile az buçuk yaptığı akan göz makyajını temizleyerek yıllar önce de yuvası olan evin bahçesinden içeri girmişti.

Aşkları ne zamana ne de ayrılığa yenik düşmemiş aksine ayrı ayrı geçirdikleri üç yılın ardından birbirlerini tekrar bularak bir yıl içerisinde yeniden evlenmişlerdi.

Hatırladığı anılara tebessüm ederken belinden ani bir tutuşla havalanan Zeynep, küçük bir çığlık atmıştı.

Z:"Cüneyd dur ikimizde düşeceğiz."

C:"Sen kocana güven Zeynep hanım."

Genç adam geçen zaman içerisinde gün geçtikçe iyileşmiş, Zeynep'e dokunabilmişti fakat bu durum bir iki sarılmadan öteye gitmemişti.
Ama bu sefer farklıydı.
İki gencin de içinde kaynayan kazanlar vardı sanki.

Cüneyd'in kucağında bir yandan gelinliğini düzeltmeye çalışan Zeynep ile zor da olsa içeri girebilmişlerdi.
Kocasının kendisini eşikten geçtikten sonra bırakacağını düşünen Zeynep'in kalbi, Cüneyd'in merdivenleri çıkmaya başlamasıyla dört nala koşmaya başlamıştı sanki.
Yinede de deli gibi çarpan kalbinin aksine sessiz kalarak beklemişti.

Nihayet odaya varan gençler, vakit geçtikçe içlerinde fokurdayan kazanların taşmaya başladığını hissediyorlardı.
Genç kızı nazikçe yere indirmişti genç adam.

Bunun üzerine heyecanla banyoya giden Zeynep, çok da kabarık sayılmayacak gelinliğini çıkarmış, biraz sonra pijamaları ile tekrardan odanın ortasına adımlamıştı.
Aynı şekilde pijamalarını giyen Cüneyd ise yavaş yavaş titreyen kızın yanından geçmiş, komidinin üzerindeki kadife kutuyu alarak tekrardan kızın yanına gelmişti.

C:"Ta o zamandan beri hayalimdir bunu sana bu maksatla takabilmek."

Genç kızın kafasındaki sorular, aralanan kapakla ortaya çıkan kolye ile cevap bulmuştu.
Bu kolye yıllar önce, riyaziye konusunda Cüneyd'e yakalandığı gece tanımadığı fakat yeni nişanlandığını bildiği bir kıza taktiği kolyenin aynısıydı.
Bu naiflik karşısında gözü dolmuştu Zeynep'in.

Z:"Cüneyd..."

C:"Dön de takayım Zeynep hanım."

Zaten annesi ile vedalaşmasının duygusallığını üzerinden atamayan Zeynep, arkasını dönüp saçlarını toplarken gözünden düşen yaşa engel olamamamıştı.

Zeynep'in saçlarından yayılan koku ile mest olurken narin boynuna kolyeyi takan Cüneyd, ellerini genç kızın boynundan omuzlarına indirmiş, öldürücü bir yavaşlıkla ensesindeki belli dahi olmayan doğum lekesine belirsiz bir öpücük kondurmuştu.
Bu beklenmedik öpücük Zeynep'in bedeninin baştan ayağa titremesine, bütün tüylerinin diken diken olmasına sebep olmuştu.
Adeta erimişti genç kız.

Cüneyd, ellerini indirmeden Zeynep'i kendisine çevirmişti.

C:"Velhasılı kadermiş Zeynep. Kader bizi yazmış."

Dolu gözlerini kocasınkilerle buluşturmuştu genç kız.

C:"Seni bana nasip eden rabbime binlerce kez şükürler olsun."

Aniden hissettiği yoğun duyguya engel olamayan Zeynep, parmaklarının ucunda yükselerek Cüneyd'in yanağına aynı şekilde küçük bir öpücük kondurmuştu.

Z:"Amin."

Bu öpücüğün sarhoşluğu ile gözlerini kapayan Cüneyd, bir kaç saniyenin ardından gözlerini açmış, Zeynep'in yıldızlı bir geceymişçesine parıldayan gözleriyle karşılaşmıştı.
Bu bakış içini titretmişti adamın.

C:"Böyle bakmaya devam edersen..."

Kızaran Zeynep, hafifçe başını eğse de aynı gözlerle bakmaya devam etmişti.
Kontrolü kaybetmekten korkan Cüneyd, genç kızın gözlerini tek eliyle kapatmış fakat evdeki hesap çarşıya uymamıştı.

Genç kızın tabloyu andıran dudakları olduğu gibi gözler önüne serilmişti.

Kendini dizginleyemeyen Cüneyd, ağır ağır genç kızın yüzüne yaklaşmaya başlamıştı. Bir zaman sonra genç adamın nefesini dudaklarının üstünde hisseden Zeynep, ciddi ciddi bayılacağını düşünmüştü.

C:"Amin."

Zeynep'in dudaklarına fısıldayan Cüneyd, aynı şekilde hareket etmeden bekliyordu.
Bu hareketsiz bekleyiş ve dudaklarına vuran nefes Zeynep'in içindeki kazanını devirmişti.

Devrilen sıcak kazan ilk önce Zeynep'i yakmış, genç kızın fevri bir hamleyle Cüneyd'in dudaklarına atılmasına neden olmuştu.

Dudakların üzerinde hissettiği ani baskıyla afallayan Cüneyd, kızın gözlerinden çekmişti elini.
Genç kız gözlerini kapatmış, dudaklarını kıpırdatmadan duruyordu öylece.

Bu görüntü Cüneyd'in de kazanının devrilmesine, Cüneyd'in bedeninin cayır cayır yanmasına sebebiyet vermişti.

Gözlerini kapatan genç adam, ağır ağır dudaklarını hareket ettirmeye başlamıştı.
Cüneyd'in üst dudağını kavramasıyla aynı işlemi adamın alt dudağını uygulamıştı.

Yıllardır birbirine geç kalan iki genç acelesizce tadıyorlardı birbirlerini.

Ellerini Zeynep'in yanaklarına yerleştiren Cüneyd, baş parmağı ile hafif hafif okşuyordu olduğu yeri.

Akıllarını yerinden eden bu yavaş öpücük, ikisinin de soluğu tükenene kadar devam etmişti.

Sonunda ayrılan dudaklar yerini birleşen alınlara bırakmıştı.
Bir süre boyunca sessiz odada sadece çarpan kalpleri ve düzene sokmaya çalıştıkları nefesleri duyulmuştu.

Kontrolü ilk ele alan Zeynep, seslice yutkunmuş ardından alnını ayırmıştı.
Lakin, bu ayrılış çok da uzun sürmemişti.

Zira Cüneyd, hızla Zeynep'in incecik belini kavrayarak genç kızı kendine çekmiş, bedenlerini bir bütün haline getirmişti.

Z:"Cüne-"

Zeynep'in sesi, Cüneyd'in sert bir hareketle kızın dudaklarına kapanması ile kesilmişti.
Fakat bu öpücüğün tadı diğeri gibi gelmemişti Zeynep'e.

Zira Zeynep bu sefer Cüneyd'in dudaklarının arasından özlemi değil şehveti yudumluyordu sanki.

Zeynep'in acemice Cüneyd'e yetişmeye çalıştığı bu öpücük, araya karışıp kalplerinin senfonisi eşliğinde dans etmeye başlayan dilleri ile iyice derinleşmişti.

Öylesine derindi ki, Zeynep şayet Cüneyd onu tutmazsa düşüp, öleceğini hissetmişti.
Yeni yeni derinliğine alıştığı bu çukur, Cüneyd'in tutuşunu gevşetmeden geriye doğru attığı her adım ile biraz daha derinleşmiş, yatağa, Cüneyd'in üzerine düşercesine uzanması ile o derinlikte kaybolmuştu Zeynep.
Lakin, Zeynep'i bu derinlikten yine bir anda yerlerini değiştiren Cüneyd kurtarmıştı.

Bu ani hareket ile ayrılan dudaklar bir daha birleşmemişti.

Olduğu yerde doğrulup, altında kalan genç kızın şişmiş dudaklarını izleyen Cüneyd, diliyle bir kez daha ıslattığı dudakları ile Zeynep'in önce çenesinden boynuna doğru mayhoş bir patika takip etmiş ardından kıvranan genç kızın boynunda bağımsız bir başkent ilan etmişti kendine.

Dudakları arasına hapsettiği ince deriye önce ıslak öpüşler bırakan genç adam, daha sonra benliğini kazımak istercesine minik ısırıklar bırakıyordu.

Ve bu minik ısırıklarının üzerinden pürüzlü diliyle küçük özürler geçiyordu Cüneyd.

______
Beni tanımıyorsunuz, ben aslında hiçbir zaman var olmadım, ben kimseyim. OKEY?

UTANÇTAN KENDIMI DUVARA FIRLATMAM GEREK DEVAMINI GETIREMEYEBILIRIM

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 02 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Cünzey One ShotHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin