Part 2

1 0 0
                                    

 bi süre sonra ayrılmıştı şaşkınca yüzüne baktım bana ciddi bakıyodu napmıştı bu kendime hakim olamayıp yüzüne güzl bi tokat yapıştırdım kafası sol tarafa yatarken ben bahçeden çıkıp gitmiştim 

(taehyung'dan)

en sonunda şu minik çocuğu öpmüştüm ya içim rahatlamıştı  okuldayken onu takip ediyodum ama okul bitince bi daha görmedim o beni hatırlamadı ama benim unutmam mümkün deil lisayi birlikte okumuştuk ben ondan önce bitirmiştim ve o liseyi okuyup bitirene kadar rutin olarak okula gidip onu uzaktan izliyodumo da okulu bitirince bi daha görmedim onu  ama annemin bay jeon ile evlendini öğrenince bu fırsatı kaçırmamam gerektini düşündüm ama eli serti tokat  atığı yer hayla acıyodu yüzümü toparlayıp içeri gittim ve masaya oturdum annemle jeon babam bana noldu dermişcesine bakıyodu bende konuşmaya başladım

''yetişemedim ben çıktığımda gitmişti biraz durdum ama göremedim'' dedima nnem yanağıma baktı ve konuştu 

''yanağına noldu neden kızarık
''bişey ısırdı heralde bilmiyorum (jungkook  tokat attı)''
''bi tık fazla kızarık ama bişey ısırdına emin misin az önce yoktu''
''eminim anne önemli deil birazdan geçer''
''peki sen öyle diyosan''
     yemek yemeyi bitirmiştik  biraz sohbet etmiş jungkooku beklemiştik ama gelmemişti bay jeon merak ettmeye başlamıştı nerelere gidebiliceğini öğrendiğimde bakmaya gitmiştim heryere bakmıştım ama yoktu en son telefonu çalınca açtım korumalardan biriydi 

''efendim bay jeon en son sahil kenarında görülmüş''
''tamam teşekürler'' diyip telefonu kapattım ve hemen eve en yakın olan sahile gitim jeon orda denize taş atıyodu yanına gidip bir taş da ben attım ve hemen bana bakktı 

(jungkook'tan)

biri yanıma gelip benim gibi denize taş atmıştı kim olduna bakınca tae oldunu farketim tanıdık geliyodu sanki önceden görmüşüm gibiydi ama nerde ve ne zaman görmüştüm  

''ne işin var burda nasıl buldun beni'' dedim telaşla kulubeyi farketmemesini umarak annemle gizli yerimizi bulmamalıydı 
''aramadım ki bulayım sahilde yürümek için geldim seni gördüm ve yanına geldim''
''peki neyse sana iyi yürümeler'' dedim ve yanından ayrıldım annemin eskiden huzur bulduğu yere geldim  

                                                              (gitiği yer şöyle )

annem ile bir çok gizli yerimiz var kimisi ormanda kimisi deniz kenarında kimisi sadece bize özel koylarda  kimizi ise bunun gibi inanılmaz yerler ruzgar estikte mor çiçekler savruluyodu ellerimi açtım gözlerimi kapatım başımı yukarı kaldırdım bur...

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

annem ile bir çok gizli yerimiz var kimisi ormanda kimisi deniz kenarında kimisi sadece bize özel koylarda  kimizi ise bunun gibi inanılmaz yerler ruzgar estikte mor çiçekler savruluyodu ellerimi açtım gözlerimi kapatım başımı yukarı kaldırdım burazı bana çok huzur veriyodu annemle burda çok güzel oyunlar oynardık yakalanbaş saklanbaş ve daha neler hepsi annemle ayrı güzel gelirdi bana onu çok özlemiştim elimden gelse yanına gidicektim ama yapamazdım söz vermiştim mutlu olucam diye ama şuan pek sözümü tutuğum söylenemez umarım annem beni affeder 
hava kararmak üzereydi gece burası ayrı güzel oluyodu birbirinden güzel yıldızların ve ayın ışığı ile aydınlanıyodu ateş böcekleri etrafta uçuşmaya başlıyodu ve geçe sanki mor çicekler ışık yayıyo gibi oluyodu parıl parıl parlıyolardı aynı annem gibi çok güzel oluyodu paha biçilemez bi güzeliğie sahip oluyodu zaten öyle 

tüm geceyi burda geçirdim sabah olmuştu ve eve gitmiştim babam,bayan jeon ve tae kahvaltı yapıyodu beni görmüş olmalılar ki babam konuşmaya başladı 

''nerdeydin sen eve neden gelmedin ben sana böyle mi öğretim ''
''nerde olduğum sizi ilgilendirmiyo ayrıca artık o kuralara uymıcam istediğim zaman istediğim yerde olurum sizi ilgilendirmiyo''

bu dediklerimle sizirlenmiş olmalı ki çene kasları gerilmişti anne demek istemediğim kadın ortamdaki gerginliği boznak adına konuştu 
''olmuş artık olmuşa çağre yoktur her neyse gel oğlum acıkmışsındır bişeyler ye''
''BANA OĞLUM DEME BEN SENİN OĞLUN DEİLİM BEN ANNEMİN OĞLUYUM '' bağırıp hemen odama çıktım ve üstümü deiştirip hızla evden çıktım o evde bir sanıye bile kalmak istemiyodum bahçeden ayrılıcağım zaman biri kolumdan tutu  bu tae idi
''bana bak küçük fare anneme eğer bir daha öyle bağırırsan seni becererek bayıltırım''
''siktir git bi bok yapamazsın sen annesizlik nasıl bişey biliyomusun HA BİLİYOMUSUN KEŞKE BENİMDE ANNEMİ KORUYABİLSEYDİM DE ŞUAN BURDA OLMAK YERİNE ANNEMLE EĞLENİYO OLSAYDIM SENDEN DE O ADAMDAN DA ANNENDEN DE NEFRET EDİYORUM'' bağırışıma sinirlenmiş olmalıydı ama dediklerime de bi o kadar şaşırmıştı annemin olmadını bilmiyomuydu  bilmesin bilmesine de gerek yok zaten kolumu ondan çektim ve ordan koşarak ayrıldım arkamdan dediği şeyle dengemi kaybettim 

''O KADIN ARTIK SENİN DE ANNEN EĞER ONA SAYGILI OLMAZSAN TANRI ŞAHİDİM SENİ SİKEREK ÖLDÜRÜRÜM''

o kadın benim annem deildi tek takıldığım şey oydu 'o kadın artık senin de annen' onu duymamla dengemi kaybedip düşmüştüm kolum kanamıştı ama umursamadan kalkıp koşmaya devam ettim elimden geldiği kadar hızlı koşuyodum o evden bi an önce uzaklaçmak istiyodum 


______________________________________________

DEVAM EDECEK!

ÜVEY ABİWhere stories live. Discover now