part 5

138 36 36
                                    



selamlarr

bol yorum bekliyorum bu sefer

iyi okumalarr^^

———

Min Yoongi eğitilemezdi Jimin'in gözünde. Arkadaşınla buluşurken neden böyle görünürsün ki zaten? Ona işkence etmek için mi? Arkadaşınım bu yüzden artık istesen de porselen gibi olan tenime dokunamazsın ya da tişörtümdeki deliklerden içeri parmak sokma oyununu oynayamazsın mı demek istiyordu? Dağınık siyah saçları bile onu yakışıklı gösteriyordu. Sahneden inip buraya gelmiş gibiydi ya da uzun bir ön sevişme gerçekleştirip gelmiş gibiydi. Jimin emin değildi. Emin olduğu tek şey, "Bu sıcakta deri ceket giymen biraz şov değil mi?"  oldu. Şov yapıyordu kesinlikle. Jimin üzerindeki incecik, beyaz gömlekle bile sıcaklıyordu. İçeride klima olması bu yüzden aşırı işine geliyordu.

Yoongi, Jimin'in buzlu lattesini ona doğru itelerken yüzünde bir sırıtış oluştu. Kendi americanosundan bir yudum alıp, arkasına yaslanırken ise gözleri Jimin'den ayrılmadı.

"Hoşuna mı gitti?"

Jimin'in ağzından alaylı bir 'hah' çıktığında, kendisi de gitarist gibi arkasına yaslandı. Bu adam gerçekten özgüvenliydi ama Jimin'in ona yenilme gibi bir amacı yoktu. Hakkındaki hiçbir şeyin Jimin'in hoşuna gitmediğini öğrenmesi gerekiyordu ama maalesef Yoongi'nin öğrenme konusunda büyük sıkıntıları vardı.

"Arkadaşlarınla hep böyle flört mü edersin?"

"Sadece güzel olanlarla."

"Beni atlatma ve arkadaş olabileceğimiz konusunda sorun yaşıyorsan tam şu an kalkıp gidebilirim." Jimin büyük bir özgüvenle lattesinden yudumlarken Yoongi'den gözlerini ayırmıyordu. Yoongi'nin gözleri ise derin bakıyordu. Sanki Jimin ne derse desin onu gücendiremezmiş gibi. Sanki gücenmek içi Jimin'e fazlasıyla ilgi duyuyormuş gibi.

"Yine atarlandın." Siyah saçlarını geri attığında dudağının kenarında ufak bir gülümseme vardı. Jimin kaşlarını çattı. Bu adam onu ciddiye almıyordu. Gayet iyi anlamıştı.

Yoongi o anda Jimin'in içinde yaşanan gerginliği farketmiş gibi eğildi masaya doğru.

"Seni atlatamayacağımı mı düşünüyorsun? Sence senden o kadar hoşlanıyor muyum Jiminie?"  Jimin yutkunmamaya çalıştığında, geri adım atmaya da niyeti yoktu. Yoongi'ye yenilmeyecekti. Onun bu tavırlarının ince giyinmesine ve klimaya rağmen kendisini ısıttığını itiraf etmeyecekti.

Sarı saçlarından ufak bir tutamı kulağının arkasına iliştirirken karşısındaki adam gibi gülümsedi. Sahici değildi. Sadece iyi oynuyordu. İçinde panikliyordu orası ayrıydı. Karşısındaki adam devrelerini yakıyordu. Rahat, oyuncu tavırları ve etrafındaki çekici aurası Jimin'i zorluyordu. Ondan hoşlandığından değildi. Yanlış anlaşılmasın. Yine de çekici bir erkeğin onunla ilgilenmesi, onunla böyle konuşmasıydı onu etkileyen. Yoongi'yle alakası yoktu. Jimin'in çekici insanlara genel bir zaafı vardı. Yoksa Yoongi'nin o ufacık gülümsemesi değildi kalbini sıkıştıran, onu sıcaklatan. Bu yüzden Yoongi gibi masaya eğildiğinde kendinden ödün vermedi.

"Öyle davranıyorsun? Ama eğer çok iyi oynayan bir yalancıysan orası ayrı. Gitaristliğin yanında oyunculuğu da düşünmeni tavsiye ederim."  Bu Yoongi'nin erkeksi, hırıltılı sesiyle gülmesine sebep oldu. Omuzları hafif sarsılıyordu gülerken. Gözleri iddialı ve sıcaktı. İlk buluşmalarındaki Yoongi değildi. Orası kesindi.

think about me (nothing else) - yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin