7

56 6 0
                                    

Ayağının dibindeki sigaraya üzgün bir bakış attıktan sonra sert bir şekilde üstüne basıp söndüren Jennie karşısındaki nefes nefese ikiliye bakarak sadece tek bir şey söyledi.

"Bana bir sigara borçlusunuz.İkiniz de."

Ardından arkasını dönüp gitmek üzereyken Lisa'nın sesini duydu.

"Birine söyleyecek misin?"

Jennie durup omuzunun üstünden ikisine baktı.Lisa'nın yüzünde hiçbir panik ifadesi yokken yanındaki Jungkook oldukça gergin gözüküyordu.Muhtemelen 'erkek arkadaşı' konusunda endişeliydi.

Erkek arkadaşı.

Kim Jisoo'nun hala dibinin düştüğü çocuk.

Kim Taehyung.

Ağızından alaycıl bir kahkaha çıktı ve başını iyi yana sallayarak bedenini karşısındaki ikiliye çevirip yaklaştı.Onlara doğru yürürken sert rüzgarın estiği terasta uğultudan başka duyulan tek şey Jennie Kim'in siyah topuklu ayakkabılarının tok sesiydi.Aklında dolaşan ise milyonlarca tilki vardı.

Lisa'nın yanına geldiğinde ona doğru gülümsedi ve göz kırptı.Ardından arkadaşça bir tavırla elini omzuna koydu ve kulağına eğilip fısıldadı.

"Bu kadar gergin bir çocukla olmak yorucu değil mi?"

Lisa alaycı bir şekilde sırıttı.Jennie Kim onu anlıyordu.Bir açıdan onu kendisine benzetti.

"Tahmin bile edemezsin."

Jungkook iki kız arasındaki fısıltıları duyamayacak kadar gergin hissediyordu.İçten içe buraya çıkmaması gerektiğinin bilincindeydi.Mola verdikleri gibi Taehyung'a tuvalete gitmesi gerektiğini söylemiş ve koştura koştura yukarı kata çıkmıştı.Terasın arka kapısının yansımasından Lisa'nın onu orada beklediğini gördüğünde ise içindeki arzu bütün iradesini devralmış ve kendisini bir anda kızı derin ve sert bir öpücüğün içine çekerken bulmuştu.Lisa'da ona karşılık veriyor ve gittikçe öpüşmeleri daha da nefes kesici bir hal alıyordu.Elleri kızın belinde gezinip kendi bedenini ona yasladığı sırada Lisa'nın ellerinin de pek masum davranışlar sergilediği söylenemezdi.

Jungkook'un kollarından başlayarak üstündeki her bir dövmeyi tanımaya çalışırcasına okşayıp ellerini yukarılara doğru çıkaran Lisa çocuğun ense kökündeki saçlarla biraz oynarak üzerine ağırlığını vermeye çalışan Jungkook'u mest ettiğinin gayet farkındaydı.Ellerinin altındaki bu çocuk kendini Lisa'ya o kadar kaptırmıştı ki birkaç saniyenin ardından Lisa, dudaklarını ayırdığında neredeyse sızlanma gibi bir ses çıkarmıştı.Ardından dudaklarının arasındaki bir köprü görevi gören saydam sıvının parıltısını izlediği sırada sanki yoğun bir maraton koşmuşçasına ağızından nefes almaya başladığı an Lisa'ya çarpık bir gülümseme sunmuş kız da oğlanın yüzünü kısa bir süre izledikten sonra aynı çarpık gülümsemeyle ona cevap vermişti.

Aralarındaki bakışma devam ederken bir anda kendini aşağıya doğru çeken bir kuvvet karşısında afallayan Jungkook sırtına giren keskin bir ağrı ile birlikte inleyerek gözünü kapattığında Lisa'nın kendisini duvara yasladığı şokunu üzerinden atmaya çalışıyordu.Ellerinin ne zaman boğazına gevşek bağladığı kravatına gittiğinin bile farkında olmaması bu kızın ona resmen büyü yapmış olduğunun bir işaretiydi.Lisa aralarındaki boy farkını eşitlemek için çocuğun kravatını bir kez daha aşağıya çekip Jungkook'u eğilmek zorunda bıraktığında Jungkook, deminki hareketin karşılığı olarak sert bir şekilde Lisa'nın dudağını dişleri ve kendi dudağının üstündeki piercingin arasına kıstırdı.Lisa'dan derin bir inleme kazandığında öpüşmelerinin ortasında dudaklarının iki yana doğru sırıtmasını engelleyemedi.Lisa gözlerini açarak ona meydan okurcasına baktığındaysa kalbinin heyecandan attığını boynundaki atardamardan hisseder hale gelmişti.

heaven, liskook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin