Bomboş bakışları karşısındaki fotoğraflardan oluşan panoda geziniyordu. Her fotoğrafı uzun uzun inceliyor ve sanki hiçbir şeyi kaçırmamak ister gibi dikkatli bakıyordu.
En sonunda gözleri bir fotoğrafta sabitlendi.Karşısındaki adama iyice odaklandı. Yüzünün her zerresini aklına kazımak istercesine inceledi.Ona baktığı her saniye içindeki öfke büyüyordu. O adam ondan hayatını çalmıştı. Evet,kelimenin tam anlamıyla böyleydi. Hayatını elinden alıp ayaklarının altında ezmişti. Geçmişi hatırlamak istemesede bir kaç sahne istemsizce canlandı zihninde.
Sinirle belinde duran bıçaklarından ikisini çıkardığı gibi karşısındaki duvara fırlattı. Bıçaklar tam da istediği gibi fotoğraftaki adamın alnına saplanmıştı. Vakit kaybetmeden diğer bıçağını çıkardı ve hemen altındaki oldukça çevik vücutlu adamın olduğu fotoğrafa doğru savurdu. O da krallığın ve planının önemli parçasıydı.Onu alnından değil göğsünden vurmuştu. Üçüncü bıçağını çıkardı fakat atmadı.Yavaş adımlarla diğer fotoğrafa yaklaştı.Ellerini karnının hizasında birleştirmiş hafifçe gülümseyen kıza uzun uzun baktı. Bıçağın ucunu, kızın omzundan aşağıya dökülen kor gibi kızıl saçlarının üzerinde gezdirdi. "Sen benim kurtuluş biletimsin."Kıyameti onun sayesinde başlatacaktı. Hayatını bir nebze de olsa kazanmasının yolu bu kızdan geçiyordu.
Kapının çalmasıyla bakışlarını ondan ayırıp kapıya döndü. Bıçağını beline taktı."Gel" dedikten hemen sonra kapı açıldı. İçeriye giren orta yaşlı adamı görünce öfkesi az da olsa dindi.
Adam çalışma masasını ve odayı üstünkörü inceledi. En sonunda bakışları Ryder'in olduğu tarafı buldu. "Bir gün bu odayı düzenli görürsem kolumu keseceğim," diye homurdandı.Ayağının ucuyla yerdeki kağıtları kenarı itip kendine küçük yol açarak yaklaştı.
"Çalışmaların nasıl gidiyor?" Adam başıyla bıçak saplanmış fotoğrafları işaret etti."Üzerinde hala çalışıyorum. Neredeyse bitti sayılır. Çok yakında yeni görev hazır olur,"dedi. Demon hemen konuya girmek istiyordu.
"Çocuklar,planladığımız gibi saraya giden kraliyet askerlerinin yollarını kesti."
Demon'ın söyledikleri karşısında gözleri parladı.Hazırladığı görevin başarılı olup olmadığını merak ediyordu.Devam etmesini beklerken odada sessizlik oldu. Anlaşılan tepki vermezse de bu sürecekti.
"Sonra?" dedi bıkkınlıkla.
Bir şeyleri ağır ağır anlatan insanlardan nefret ederdi."Sınırda nöbet tutan askerlerine silah götürüyorlarmış. Bizimkiler de el koymuş. Zorluk çıkaran ve saldırmaya kalkışanları öldürmüşler."Duyduklarından sonra yüzünde kibirli denilebilecek bir tebessüm oluştu. "Onlara nereden zarar verirsek verelim bizim için kârdır,"dedi.Arkasına dönüp alnına bıçak saplanmış adama baktı. "Bu haberleri duydukça yüzünde oluşan ifadeyi o kadar çok merak ediyorum ki anlatamam, Sayın kral."
Son üç haftadır saraydan çıkan her asker topluluğunun görevine engel olmuşlardı. Hiç biri kolay olmamıştı elbette ama temiz iş çıkarmışlardı. Onun görevide buydu. Akıllıca planlar yapıp arkadaşlarına zarar gelmemesine dikkat ederek kraliyete zarar verecek görevleri planlamak.
"Ryder," Demon yanında belirdi. "Son zamanlarda bu planı gereksiz yere fazla kafana taktığının farkındayım. Kraliyete karşı göze batacak bir sürü eylemi üst üste gerçekleştirdik. O yüzden biraz,"
Ryder devam etmesine fırsat vermeden öfkeyle adama döndü. Diyeceği şeyi tahmin etmişti. Ondan biraz ara vermesini isteyecekti. Zaten yaptıklarını yeterli görmüyordu. Yıllarca aynı şeyleri yapıp duruyorlardı. Kraliyete giden hammaddelere, altınlara, silahlarla el koyuyorlardı. Üstelik bunu yapanlar sadece onlar değildi. Bir çok ülke birbirlerine bunu yapıyordu zaten. Sadece diplomatik kriz çıkmaması açısından sık sık yapmıyorlardı o kadar. Hâlâ örgütlerinin adını duyuramamış,kraliyete açık savaş ilan edememişlerdi.Diğer ülkeler kraliyeti hakimiyeti altına almak isterken o komple yıkmak istiyordu.Bu yüzden ara vermeyi düşünmesi söz konusu olamazdı.
"Biraz ne?Demon." Az önce dinen öfkesi yine belirmiş ve sesine yansımıştı. "Bu plan için yıllarca uğraşıyorum. Senin yüzünden daha bir adım ilerleyemedik. Elimizde kayda değer ne kadar bilgi var? Sıfır! Son zamanlarda ilerlemek için daha çok uğraşmış olmam gözüne mi battı?" Demon elini arkasında birleştirip sessizce Ryder'i dinledi.
"Bugüne kadar çok bile bekledim anlıyor musun?" Ona ne olduğunu bilmeden yıllarca bekledim. Ve bu kimin suçu?" Baş parmağıyla Demon'ı gösterdi. "Senin." Demon izin verse hemen şimdi o krallığa girer ve istediği bilgilere ulaşabilirdi. Bunu yaparken birini öldürmesi gerekse bile gözünü kırpmadan bunu yapardı.
"Sen eğer o gün beni oradan almasaydın,onu kaybetmezdim!" Gür sesi odada yankılandı.Sözleri bitince göğsü inip kalkıyordu. Hepsini bir solukta söylediği için nefes almayı bile unutmuştu.
Hemen sonra söylediklerini idrak edince gözlerinde hayal kırıklığı belirdi. Demon'a bunları ne hakla söylerdi? Üstelik sayısız kere hayatını kurtarmış ve her zaman onun arkasında durmuşken.
"Bitti mi?" dedi Demon. Ryder başını sallamakla yetindi. Aniden yüzünde çarpan yumrukla afalladı. Yumruğun şiddeti dengesini kaybettirip yere düşürmedi fakat bir kaç adım geri gitmesine sebep oldu. Parmaklarını dudağına götürdüğünde parmaklarına bulaşan kanı gördü.
Demon,Ryder'e yaklaşıp ensesini kavrayarak yüzüne bakmasını sağladı. "Seni almasaydım tüm bunları nasıl yapacaktın?" Sesi kısık ama tehditkârdı. Ryder sadece sustu. "Bak seni bilirim. Öfken her zaman efendin olur. Ama senin karşında öfkeni kusabileceğin biri yok."
"Öyle demek istemedim." dedi kısık sesle. Gerçekten öfkelendiğinde gözleri karşısında kim olduğunu görmüyor ve ileri gidebiliyordu.Demon elini çekerek uzaklaştı. "Bak çocuk. Seni anlıyorum. İçindeki hırsıda fark ediyorum. O krallığı yakıp küle çevirmek istiyorsun ve bunu isteyen sadece sen değilsin.Ama her şey zamanla. Hiç bir şey bir anda olmaz. Olsa bile kalıcı,sağlam olmaz. Onlara zamanı geldiğinde en büyük darbeyi vuracağız ve seni temin ederim sende aradığını bulacaksın." Ryder, son duyduğu cümleden pek emin olmasada Demon'ın dediği gibi olmasını umuyordu. Ummasaydı yıllarca uğraşmazdı.
Demon kapıya yöneldi. Çıkmadan önce göz ucuyla ona baktı. "Sende biraz dinlen," diyerek en başta yarım kalan cümlesini tamamlamış oldu ve ardından kapıyı sertçe kapattı.
Ryder derin nefes alarak sıkıntıyla verdi. Az önce yaşananları unutmaya çalışarak kapının yanındaki masasına gitti. Birkaç harita ve bilgiyi inceledi. Demon'a yakında hazır olacağını söylesede sonraki görev için nasıl yol izleyeceğini henüz düşünmemişti.Vakit kaybetmeden yeni planı oluştursa iyi olurdu. Artık dayanacak gücü kalmamıştı. Küçük planları halledip bir an önce büyük plana geçmek istiyordu.
Elindeki kağıtları bıraktı. Yerdeki diğer kağıtlarıda toplayıp gelişigüzel masaya fırlattı.Saat gece yarısını çoktan geçmişti.
Dudağını kontrol etti. Ufacık bir açıklık vardı ve kan çoktan donmuştu. Pansumana gerek yoktu.Odasındaki küçük banyoya girip yaranın etrafını suyla temizledi. Aynada kendini inceledi.
Göz altları uykusuzluktan morarmıştı. Kaç gündür sağlam bir uyku çekmediğini düşündü.
Demon'ın dediği gibi biraz dinlense fena olmazdı. Yatağına giderken fotoğraflara gözü takıldı. Oraya gitti ve bıçaklarını saplandıkları yerden aldı.Kralın fotoğrafına ilk bıçak saplayışı değildi. Fotoğrafta bir sürü bıçak kesiği vardı. Bir gün bunun gerçeğini yapmayı çok istiyordu. Hemen altındaki adamın fotoğrafında kralınki kadar kesik yoktu. Sadece planlarını gözden geçirirken bıçakla onu gösterdiğinde oluşan ufak çizikler vardı o kadar. Kralın hemen yanındaki kızıl saçlı kızın fotoğrafı ise asıldığı ilk gün gibi temiz ve çiziksizdi.O kız hakkında başka bir planı vardı ve bundan kimseye bahsetmemişti.
Yatağına uzanıp bir kolunu başının altına koydu. Yatağının baş ucundaki ışık düğmesine bastığında oda karanlığa gömüldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞAFAK ve AY
FantasyKöklü bir krallık Adeta cam fanusta büyütülmüş kıymetli bir prenses Krallığı yıkmaya yeminli bir örgüt Diana, hiç beklemediği bir günde kaçırılıp kendini krallığa düşman bir örgütün içinde bulduğunda aslında her şeyin yeni başladığını bilmiyordu. O...