İyi okumalar :)
- Özet -
Herkes bana bakıyordu, bir kişi dışında benim çaprazımdaki sırada oturan altın sarısı saçlı bir çocuk. Onun diğerleri gibi neden içime düşmediğini merak etmiştim ama öğreneceğim...
2. Bölüm
Ben o sarışın çocuğa dalmışken öğretmenin bana seslenmesiyle kendime geldim.
"Allison 5 dakika sonra müdür odasında seni bekliyor olacağım, acele etsen iyi olur."
Hızlıca kalktım ve kitaplarımı 370 numaralı dolabıma yerleştirdim, müdür odasını aramaya koyuldum.
****
Müdür odasında bir kaç evrakla ilgili konuşup çıkmıştım. Koridorda karşıdaki panoya ilerleyip ders programıma baktım ders beden eğitimiydi. Oh my good. En sevdiğim ders! Koşarak giyinme odasına gidip eşofmanlarımı giyindim ve aşağıya basketbol sahasına indim. Basketbol topunu elimde biraz sektirdikten sonra atmaya hazırlanmıştım ki tribünden bir ses gelmişti ,
"Hey Allison! Allison'dı değil mi? Ah her neyse. Oynamayı biliyorsundur umarım çünkü buraya oynayamayanlar girmez. Hahahahahaha" aptal çocuğun sözleriyle herkes kahkahalara boğulmuştu. O kim bilmiyorum ama gözüme takılan onlarla birlikte bana gülen sınıftaki altın sarısı ve ela gözlü çocuktu. Ahmak. Bana neden bakmadığını anlamaya başladım bile ! Ne olabilir ki? Egoist aptalın teki. Bunu onlara ödetmeliydim.
"Bence oynayamadığım konusunda pek emin olmamalısın ismini bilmediğim ego yığını. Ayrıca siz de emin olmamalısınız gereksiz tayfa" işaret parmağımla gruplarındaki herkesi göstermiştim. Sanırım az önce meydan okudum. Lanet olsun ne sikim vardı da meydan okudun ki! Salak Allison salaksın kızım sen SALAK.
"Yarışa var mısın güzelim? Teke tek. Ayrıca ismim Ryan"
"Varım tabi ki Ryan. Seni buraya gömerim dostum." Biraz abarttım sanırım ama onu yenmeliydim.
****
Maç bitmişti. Ryan'ı 65-63 skorla sahaya gömmüştüm. Bunu haketti. Çok yorulmuştum hemen normal kıyafetlerimi giyip eve gitmek için hareketlendim. Tam taksi döndürecekken siyah bir spor araba önümde durdu. Tahmin edin içinden kim çıktı?
Tabi ki kas yığını Justin Bieber.
İsmini nerden biliyorsun diyecek olursanız, giyinme odasında duydum.
"Hey Allison nasılsın bebeğim. Beni tanırsın ben Justin. Justin Bieber. Tanımıyorsan da tanıyacaksın. Altımda atacağın zevk çığlıkları için sabırsızlanıyorum." diyip piç smile'ını yüzüne taktı ve arabasına atladı. Cama yaklaşıp kısık bir sesle,
"Rüyanda belki. Üzgünüm Bieber. Senin o ucuz sürtüklerinden değilim ve olmayacağım." Diyerek göz kırptım. Zafer! Sırıttı ve arabayı çalıştırıp uzaklaştı. O kendini ne sanıyor? Tanrı falan mı? Ahmağın teki.
İleriden bir taksi çevirdim parayı verdim ve evin adresini tarif ettim. 10 dakika sonra eve varmıştık. Taksiden çıktım ve evin bahçesine attım kendimi. Kapıyı çaldım, hizmetçimiz Fiona açmıştı. Ona sıcak bir gülümseme gönderip hızla odama çıktım. Çantamı yatağa bıraktım ve odamın banyosuna girdim. Küvete suyu doldurup sıcaklığını ayarlayıp üzerimi çıkarttım.
Ilık suda güzelce temizlendim. Başıma bir kez şampuan yapıp, çilekli jelimi uyguladım ve banyodan çıktım.
Ayıcıklı pijamalarımı giyip saçımı kurutmadan topuz yaptım ve kendimi yatağa attım.
Bugün yaşadıklarımı düşünerek kendimi uykunun huzurlu kollarına bıraktım.
ÖNEMLİ AŞAĞIYI OKUYUN:)↓
Yazım hatası varsa kusura bakmayın. Bölümleri mobilden yazıyorum :D
İlk bölüme 3 vote geldi ben ilk bölümde 5-6 beklerdim ama yapıcak bişey yok. Sınır koymak istemem ama vote ve yorum gelmeyince üzülüyorum bu yüzden sınır koyucam :*
Fazla iyi yazamadım çünkü şuan saat gece yarısı 04.30 ve bu saatte ilham gelmiyor, zamanım olmadığı için mecbur şimdi yazdım. Neyse altı okuyun aşdjaldjsgşggj ↓
Vote veren ve yorum yapanlara sonsuz teşekkürler.
İthaf yapacağım en iyi yorumu yapana :)
SINIR: +6 VOTE +3 YORUM.
