0.1

42 5 4
                                    

-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-


20:42 p.m.

Ay doğdu.

Taiyo'nun odasından çıktım. Buranın havası bile çok ayrıydı. Kendime gelmek için bir kaç saniye beklemem gerekmişti. Başımı iki yana sallayarak karşısında ki odaya -benim odama- girdim. Yatağım, gardıropum ve çalışma masam yerindeydi. Diğer her şey ise bu akşam bantladığım kolilerdeydi. Eğilip önümde ki ilk koliyi kucağıma aldım. Aralık bir şekilde duran kapının arasına ayağımı sokup ittirdim. Odamın kapısı açılınca koliyi koridorun ortasına bıraktım. Odama dönüp 6 kolinin hepsini koridora yığdım. Diğer odaların (salon, mutfak vb.) kolilerini önceden taşımıştım zaten. Bir tek Taiyo'nun odası kalmıştı. Orada her şey yerli yerindeydi.

Yarın buradan gidiyordum.

Buna rağmen Taiyo'nun eşyalarını kaldıramıyordum. Elim ne resimlerine gidiyordu, ne de odanın ortasında duran ve yere düşmüş olan sandalyeye. Yapamazdım, onun anılarını bir koliye doldurup götüremezdim.

Hüzünlede olsa gülümsemek istedim. Gülümsemek istedim ama yapamadım. En son ne zaman gülmüştüm acaba... 4 ay önce mi? Hayır, Taiyo ileykende gülemiyordum, o bana gülmüyordu.

Açık pencereden rüzgar içeri doldu. Ay doğmuştu.

Hızlı adımlarla kapıya ilerleyip kapının üstünde ki anahtarı cebime attım. Kapıyı çekip binanın merdivenlerini ikişer ikişer indim.

Her zaman yaptığım gibi geceye sığındım.

Yaşadığım -tabii buna yaşamak denirse- binanın en alt katında bir tekel vardı. Adam tam tekelin kapısını kapatıyordu ki hızlıca yanına gittim.

"Dur!" Nefes nefese adama baktım. "Kotone-san, bira."

Kotone-san bir bana birde henüz kilitlemediği kapıya baktı. Derin bir nefes vererek kapıyı açtı. Hızlıca içeriye girip karanlıkta zor zor gördüğüm dolaba ilerledim. 3 şişe alıp dolabın kapağını omuzumla ittirerek kapattım. Hızlı adımlarla Kotone-san'ın yanına ilerledim.

"Sabah gelir, ödersin yine." dedi. Kapıyı kapatıp kilitledi. Genelde böyle saatlerde yetişiyordum ona. Ya kasayı kapatıyordu ya da tekeli. Sabah olduğunda sahilden dönerken ona ödemesini yapıyor, daha sonra eve çıkıyordum.

"Ödeyemem." dedim sessizce. Kaşlarını çattı.

"Maddi sıkıntın varsa sorun değil oğlum, sonra ödersin." Başını iki yana salladım.

"Yarın ödeyemem." diye mırıldandım. "Ben yarın gidiyorum."

Anahtarı cebine koydu. "Nereye?"

"Buradan uzak, herhangi bir yere." Yüzünde ki ifade değişti, başını hafifçe eğdi. Tekrar bana baktığında gülümsedi.

"Senide Taiyo'yu da hiç unutmayacağım. Siz benim çocuklarım gibiydiniz. Bir şeye ihtiyacın olursa tek bir araman yeterli, ne yapar ne eder gelirim yanına." Elini uzattı, omzumu sıvazladı.

Kotone-san harika biriydi. Yıllardır yanımdaydı, hemen alt katımda. Tabii ki kimsenin yokluğunu dolduramamıştı ama giden herkesin acısını hafifleten Kotone-san'dı. Ona minnettardım.

Sahiden acın hafifledi mi?

"Hoşçakal Genzo." Gülümsedi.

"Hoşçakalın Kotone-san." Cebimden elime gelen ilk parayı -biranın fiyatının iki katıydı ama umurumda değildi- Kotone-san'a uzattım. Elimi ittirdi.

"Saçmalama."

"Öyle olmaz ki a-"

"Bal gibi olur, hadi bakalım" Arkasını dönüp uzaklaşırken bir kez daha ona ne kadar minnettar olduğumu hatırladım. Dükkanın karşısında ki kaldırıma geçip yürümeye başladım. Evime 5 dakika yürüme mesafesinde, deniz kenarında, sokak lambasının altında bir bank vardı. Aslında bank yol boyunca her 300 metrede bir vardı ama en çok burayı seviyordum.

Biraları bankın kenarına, yere bırakıp banka oturdum. Aya baktım.

Güneş batar, ay doğarken.

Omuzlarım sarılmaya başladı, elime düşen damlalara bakmak istedim ama görüşüm bulanıklaştı. Ellerimi yüzüme kapattığımda hıçkırarak ağlamaya başladım.

Güneş batar, ay doğarken.

"Sarılmak ister misin?" duyduğum yumuşak tınılı ses ile başımı kaldırdım. Yanıma oturmuş, sarışın bir çocuk bana bakıyordu.

Dudaklarım titredi, ben ona bakmaya devam ederken o kollarını açtı. Hızlıca uzanıp kollarının arasına girdim. Ağlamam gittijçe şiddetlenirken o başını omzuma yasladı, sırtımı okşamaya başladı.

"Kimse" dedim titreyen bir sesle. "Yıllardır kimde bunu sormadı." Daha da fazla ağlamaya başladım, nefes alamıyordum.

Güneş batar, ay doğarken.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 07 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Umi ni Shizumu Tsuki | SchneiGenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin