7.Bölüm-Kırmızı Oklar

0 0 0
                                    

SEUNGMİN'DEN

Planın işe yaradıysa şuanda buraya geliyor olmaları gerek. Ehehhehe..

İki gün önce ordan çıkınca gizli yere gelip Yeonjun ve Bomgyuy'la plan yapmıştık.Bu yaptıklarını yanlarına bırakmayacaktım. Hem size ne kardeşim binayı paylattıysam patlattım işinize baksanıza! (İşleri oydu .d)

Şimdi onların beni bulduğu binada Yeonjun ve Bomgyuy'la bekliyorduk.

Yeonjun ve Bomgyuy benim çocukluk arkadaşımdı, küçüklüğümüz beraber geçmişti. Büyüyünce bu işte bana yardım etmeye karar vermişlerdi.

Elbette bir zamanlar ailem vardı ama bir zamanlar işte. Çünkü onları öldürmüştüm, o kadar kuralcı ve baskıcılardı ki istedikleri olmayınca tehdit ve şiddet ile oldurmaya çalışıyorlardı. Tabi bende bu kurallara her daim uyuyordum, ilk kez çiğnediğim kural onları öldürerek olmuştu ve sonrası da gelmişti.

Ve şimdi burdayım katil Kim Seungmin olarak hayatıma devam ediyorum. Ben buyum sanki, özümü bulmuş gibiyim...

VE TABİ Kİ MÜKEMMEL PLANIM İŞE YARAMIŞTI! Buraya doğru bir araç geliyordu. Hızla kumandayı cepledim.

"Siz güvenlik gibi davranın salona girsinler."

"Tamam."

"Ben camdan atlicam ya, siz zemini koydunuz değil mi?"

"Evet ama ya sana birşey olursa?"

"Merak etme bana birşey olmaz. Ben 9. kattan atlayıp 1 kırıkla çıkmış adamım, 2. kattan atlamak bana koyar mı?"

"Onu bilmem ama yer koyarsa beyin kanaması garanti, artı sıfır faizle hastane yatağında 1 ay."

"Yaw, neyse boşver ben gidiyorum."

"Anca kaç kıçımın kenarı..."

"Siktir lan!"

Yukarı salona çıktım ve koltuğuma oturdum. Masaya bakarken düşünüyordum, acaba işe yarayacak mı?

CHAN'DAN

Binaya gelmiştik, kapının önünde iki tane adam vardı. Büyük ihtimalle korumaydılar.

"Kim için gelmiştiniz?" (Kim için geldiler zaten ;D üzgünüm bu şakayı yapmasaydım içime otururdu.)

"Kaçak denilen adam var ya onun için.."

"İsmini söylerseniz daha anlaşılır olur beyefendi."

"İşimizi zorlaştırma yakışıklı güvenlik~"

Jisung sırıtarak bakıyordu. Minho gözlerini kısarak Jisung'a baktı.

"Seni gebertirim Jisung..."

Çocuklar mal görmüş gibi ikiliye bakıyordu. Eh, yalan değil gerçi...

"Şu kaçak denilen çocuk var ya  burada değil mi?"

"Niçin sordunuz?"

"Birşey almaya geldikte, haberi vardı."
(Canını💅🏻)

"İyi tamam, geçin içeri."

Güvenlik veya koruma? Herneyse izin verince içeri geçtik. Ben neden bu kadar kolay izin verdiklerini düşünürken sanki Changbin aklımı okumuş gibi konuşmay başladı.

"Neden bu kadar kolay izin verdiler? Haberi vardı diyince normalde o kişiyi arayıp teyit etmeleri gerekmez miydi?"

Felix, yandan bir bakış atıp konuştu.

"Aman boşver içeri girdik işte, daha ne olsun istiyorsun?"

"Tamam haklısın belki ama-"

"Lan salla, boşver! Hadi bulalım şu herifi..."

Biraz daha ilerleyince daha önce geldiğimizden farklıydı. En farklı olan şey, duvarlardaki.. kırmızı oklardı...

"Hyung, sanki bize yol gösteriyor."

"Neyse işimize gelir gerçi, geçen sefer çocuğu bulamadık."

"Şey ben birazcık korkmaya başladım. Bu pek normal gözükmüyor, ayrıca ya bu kırmızı oklar kandan birer oksa..."

"Saçmalama engiin!"

Jisung'a yandan bir bakış attım. Biliyorum belli ki ortamın havasını değiştirmeye çalışıyor ama bu şekilde de yapma be Jisung...

Yavaşça okları takip ederek ilerliyorduk. Tam karşımızda karanlık bir koridor vardı. Koridorda ilerlerken koridorun sonunda bir oda gördük.

Odanın kapısının üstüne bir kumaş gerilmiş ve yine kırmızıyla " Welcome to my dead heaven" yazılmıştı. Ayrıca kapının üstünde çizikler, girinti ve çıkıntılar vardı. Kasten yapılmış gibiydi ve sanırım daha önce gördüğüm şeylerin çoğuna kıyasla bu beni bile ürkütmüştü. Jeongin'in hafif titrek sesiyle kendime geldim.

"H-Hyung, cidden bu-burası ürkütücü lütfen g-gidelim buradan daha fazla durmak i-istemiyorum..."

"Üzgünüm ama olmaz buraya kadar geldik ve geri gidemeyiz."

"A-Ama burası çok ürkünç!"

Yavaşça kapıyı araladım ve şey, içerisi kan kokuyordu? Kan.. Kokuyordu...

Oww, tamam cidden bu kadarını beklemiyordum. Kim böyle vır giriş görse kaçmaz dediğimiz kapı gayet düzenli bir çalışma odasına açıldı.

Tam odanın ortasında bir masa, etrafındaki misafir koltukları, çeşitli tablo ve çerçeveli fotoğraflar vardı. Tabi birkaç çerçeveli fotoğrafın camı çatlaktı.

Adeta bir ofis odasını andıran hatta büyük ihtimalle ofis odası olan bu yerde kimse yoktu. Bir dakika... Oyuna mı getirilmiştik biz şimdi...

"Lanet olsun, oyuna mı getiri- AOW!"

Bir anda Felix'in acı çığlığını duyunca arkama dönerken, arka dönmem ile birlikte kafamda bir acı hissetmem bir oldu. Tabi o sert darbeylede görüşüm karardı ve bayıldım...

SEUNGMİN'DEN

Plan mükemmel ilerliyordu. Ne kadar saflar, yani ölüme güle oynaya da gidilmez be! (.d)

Şey, evet uzuuun bir süredir bölüm atılmadı. Bunu için kusura bakmayın, ama biraz üşengecim... (Evet, BİRAZ...)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 12 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

°•Kaçak•°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin