Serseri - 1

16 0 0
                                    

Issız sokağın sessizliğini hıçkırıklarım bozuyordu. Bardaktan boşalırcasına yağan yağmur umurumda olmadan koşuyordum. Gözyaşlarım yağmura karışıyordu adeta. Çaresizce hıçkırıklarımın arasında boğuluyordum. Telefonum ve param koşarak çıktığım hastanede kalmıştı. Yağmurda ıslanmıştım ve üşüyordum. Elimi cebime attığımda sahile gidebileceğim kadar paramın olduğunu fark ettim. Sahile gittiğimde bir nebze sakinleşeceğimi düşündüm. Huzur buluyordum o uçsuz bucaksız insanı mutlu eden gökyüzünün rengini alan denizde. Bir taksi çevirip sahile gitmesini istedim. Gidene dek başımı cama yaslayarak olanları düşündüm. Her şey annem ile alışverişe çıkana kadar normaldi. Alışveriş merkezinde silahlı bir kavga vardı ve annem kavganın arasında kalarak mermilerin kurbanı olmuştu. Apar topar hastaneye kaldırılmıştı. Ve şuan komadaydı. İnanılacak gibi değildi. Bende anın şokuyla kendimi dışarı atmıştım. Abim Berk arkamdan koşmuştu fakat ara sokaklara dalarak izimi kayıp ettirmiştim. Kimseyi ve onların teselli cümlelerini istemiyordum. Yalnız kalmalıydım. Sorunlarım ile baş başa kalmalıydım. Sahile geldiğimizde düşüncelerimden arınıp ücreti ödeyerek indim. Sahilde boş bir banka oturup dalgaların kıyıya çarpan o mayhoş sesini dinledim. Her şey ne kadarda kolay gelişmişti öyle. Benim ısrar etmem ve alışverişe çıkmamız, alışveriş merkezinde annemin bana bir elbise gösteriyorken çatışma arasında kalması ve vurulması. Onun yavaşça yere düşüşünü görürken hiçbir şey yapamamam. Bacaklarımın kitlenmesi. Etraftaki insanların yardım ederek ambulansı araması ve yardım ekibinin gelerek hastaneye kaldırılması. Hastanede onca bekleyişimiz ve annemin komada olduğu haberi. Koşarak hastaneden çıkmam. Ve en son olarak sahilde burada oturmam.Bunları düşünürken ağzımdan bir hıçkırık kaçtı ve yine ağlamaya başladım. Belkide alışverişe gitmek üzere ısrar etmeseydim tüm bunlar olmazdı. "Benim yüzümden ! " diye bir bağırış koptu ağzımdan. Biri geldi ve bana sıkıca sarıldı. "Kendini suçlamayı bırak bu senin hatan değil." dedi fısıldayarak. Ayrıldığımızda bu yüzü çok iyi tanıyordum. Kim bebeklikten beri beraber arkadaşlık kurduğu dostunu hatırlamazdı ki. Ege idi bu. Hemde ta kendisi. Ağzımdan bir hıçkırık daha çıktı ve  Ege'ye daha sıkı sarılarak ağlamaya devam ettim. " Şşş. Ağlama ufaklık. Sana hiç yakışmıyor. Hadi toparlanda hastaneye geri dönelim." Ege ile aramızda yaş farkı olmamasına rağmen bana ufaklık derdi. Gözyalarımı silim ve " Hadi gidelim." diyerek yanıtladım onu. Oldukça lüks olan arabasına ilerlerken içimde yinede bir kuşku vardı. Annem ölürse ben ne yapardım?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 08, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SERSERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin