16/07/2025 21:17
İnsanlar mutluluğu her zaman yanlış şeylerde arar. Paranın her türlü mutlu edeceğini, sevginin herşeyi iyileştırebileceğini düşünür. Oysa, bir kağıt parçasına yazılan küçük bir yazı, çizilen bir resim, küçük bir mesaj, veya tatlı küçük sevgi sözcükleri herşeyi altüst edip dünyadaki en mutlu insanmış gibi hissettirir.Benim mutluluğum ise o konserde başladı.
Herkes ünlü şarkıcı Asil Şahin'i dinlerken, benim gözlerim orkestranın içinde keman çalan o adamdaydı.
Etrafı yokluyor, bezen çok seri bazen ise fazlasiya yavaş bir şekilde kemanını çalıyordu. Etkilenmemek mümkün değildi.Boyunu uzaktan tahmin edemiyordum, göz rengini de ancak saçları simsiyahtı ve teni beyaz.
Ay Tenli Kadın şarkısının Ay tenli adam versiyonu gibiydi.Önce sahneyi yokladım, sonra önümde duran seyircileri. Sahneden fazla uzak değildim arada beş altı kişi falan vardı ve sahne fazla büyüktü, onlarda biraz geride durduklarından fazla göremiyordum.
Gözleri seyirciler arasında gidip gelirken, anlık olarak bana baktığını hissedince içim titredi. Ciddi anlamda bana bakıyordu.
Bir süre birbirimize baktık. O gözlerini kaçırmadı, bense bu anı.Kalp atışım hızlanırken utanç ile gözlerimi kaçırdım. Bunu ilk kez yaşamıyordum, bir iki kez daha göz göze gelmişliğimiz vardı tabii.
Asil Şahin, Bitlis'e her gelişini kaçırmazdım, sırf onu görmek için. O ise son üç konserdir beni fark ediyordu. Şahsen hiç şikayetçi değilim.
Başımı kaldırıp tekrardan etrafa bakmaya başladım.
Kimileri bağıra çağıra şarkıya eşlik ediyor, kimileri gözlerindeki yaşlari siliyordu.
Fakat benim şarkıyla gıram ilgim yoktu, sadece keman seslerine odaklanmıştım.
Sahneye göz atmak için bakışlarımı o yöne çevirince istemsizce gözüm yine ona kaydı. Kaymaz olaydı diye geçirdim içimden, çünkü onun hala bana bakıyor olması, kalbimin göğüs kafesimi delecek kadar atmasına neden olmuştu.Bir anda tüm sesler sustu, kemanı çalmayı bıraktı ve şarkının sonlandığını anladım.
Göz ucuyla orkestrayı gözden geçirdim ve tekrardan ona baktım, ancak yanında bir adam vardı.Her ne konuştularsa adam koşarak sahneden uzaklaştı, bakışları seyirciler arasında dolaştı ve en son bende durdu. Kalp krizi geçirmeme ramak kalmıştı çünkü beklemediğim bir şekilde hafifçe sırıtmaya başladı.
Etrafı hafif ama duyulamayacak kazar az bir melodi sesi duyuldu ve aynı anlarda telefonum titrediği için gözlerimi kaçırarak arka cebimden telefonu çıkardım, arayan annemdi ve büyük olasılıkla beni eve çağıracaktı.
Konserde bana eşlik eden arkadaşıma yöneldim. "Miray, annem arıyor. Ben beş dakikaya geliyorum, ben gelene kadar biraz daha sahneye yaklaşırsan sevinirim." Dediğimde imalı bir gülücükle, "pekâlâ." Diyip hafifçe ilerlemeye çalıştı. Bende kalabalıktan uzaklaşıp annemi aradım. Telefonu kulağıma götürüp uzakta kalan sahneye göz ucuyla bakıp önüme geri döndüm. Telefon dördüncü çalışta kapanınca ekrana bön bön bakakaldım.
Bu neydi şimdi? Hem arayıp hep suratımıza kapatmak falan, ayıp oluyordu anacım.Dört beş kez daha aradım ama ikinciden sonra telefon çalmak yerine direk meşgule gidiyordu.
Zorlamaya ne gerek vardı? Mesajlara girdim. Bildirimleri kapattığım için bildirimler gelmiyordu gelmesine ama annemden gelen bir mesaj vardı.
Mesaj kutusuna girmem ile olduğum yere çivilenmem bir oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Keman Meselesi
Teen Fictionİnsanlar mutluluğu her zaman yanlış yerlerde ararlar. Ben mutluluğumu küçük bir konserde buldum. Bir çaldığı keman sesine, birde gülüşüne aşık oldum..