İlahi bakış açısı
6 adam arabanın içine ifadesiz gözlerle bakıyordu. Siyah saçlarını tekrar sinirle geri itti
Buğra. Artık gerçekten canı sıkılıyordu. Saat akşam sekizdi. Bu saatte paketlemeleri gereken bir adam vardı.En küçükleri olan Berk telefonla uğraşıyordu. Kendisi 21 yaşında genç bir delikanlıydı. Son derece düşünceli, ve olgundu.
Grubun 2 en küçüğü ise Mertti. 23 yaşında olmasına rağmen son derece ciddi ve olgundu. Ama ne kadar ciddi ve olgunda olsa her gece yüzüne yaptığı kremler ve maskeler onu ciddi göstermiyordu. Neyseki bunu kimse bilmiyordu. İnşallah kimsede bilmezdi.
Grubun 3 en küçüğü Miraçtı. O şakalarıyla ve espirileriyle meşurdu. Sürekli şakalar yapar gülerdi. Ama tersi de çok pisti. O kişiliğini nadir anlarda kuşanırdı. Çoğu kişi onu şakalarıyla tanırdı.
Grubun 4 küçüğü Buğraydı. 25 yaşındaydı. Tanımadığı birisinin yanında hep soğuk davranırdı. Ama bu 5 adamın yanında başka birisine dönüşüyordu. Mesela başkalarının yanında doğru düzgün tebessüm bile etmezdi. Ama bu 5 adamın yanında kahkaha atıyordu. Saçma şakalar ve davranışlar sergiliyordu. Artık alışmıştı bu 5 adam onun bu haline.
Bir diğeride Mirandı. Buğrayla aynı yaştaydılar. Kendisinin tek sevdiği şey yemekti. Çok seviyordu yemekleri. Yemekle aralarında ayrı bir bağ vardı. Hep belirtildi bunu. Onun haricinde müzik dinlemek ve kitap okumak da hobilerinin arasındaydı. Ve biraz fazla konuşuyordu.
en büyükleri ve en ciddileriyse Emirdi. 26 yaşındaydı. Ve grupta bir tek onun sözü geçerdi. Kaşları her zaman çatıktı. Büyük bedeni ve sıkı kaslarıyla çok dikkat çekiyordu. Güneşte parlayan sarı saçları ona ayrı bir hava katıyordu.
Arabayı süren buğra bir mahallenin ara sokağında durdu. Bunu ilk fark eden Berk olmuştu.
"Niye durdun abi? Geldik mi?"
Buğra sağı solu siyah gözleriyle tararken cevap verdi "Geldik koçum."
Bu sefer Emir konuştu. "Buğra sen adamın nerde olduğuna bak. Mert sende Buğraya yardıma git. Biz sizi arabada bekliyor olacağız."
Buğra hemen cevap verdi "Tamam."
Tam buğra ve Mert arabadan iniyordu ki Miraçın heycanla ve yüksek sesle konuşmasıyla herkes ona döndü.
"Abi bende geleyim mi? Nolur geleyim!"
Emir Miraçın aksine son derece sakin ve ciddi bir şekilde cevap verdi.
"Olmaz Miraç."
Miraç hemen yalvarma mooduna geçti. "Neden abi? Bende gidiyim işte. Nolur abi. Lütfennn!!"
Emir yine ciddi ve sakin bir şekilde cevap verecekti ki araya Mert girdi.
"Ne yalvarıyon lan! Emir abi benim gitmemi söyledi. Bu iş için ciddi birisi lazım. Senin ne işin var bizim gibi havalı adamların yanında?"
Miraç yalvarmayı bırakıp ters ters karşısındaki çocuğa baktı. Mertle sürekli böyle atışıyordular. Artık alışmışlardı arkadaşları bu hallerine.
Emir kardeşlerinin arasını düzeltmeye çalışan abiler gibi girdi araya.
"Tamam sende git Miraç. Ama dikkatli ol." Bu sefer Buğraya döndü. "Sahip çık şunlara. Aklım sizde kalmasın. Tamam mı?"