Fic yazmayı bırakmıştım aslında ama anlık gaza gelmem sonucu buradayız. Kurgu olduğu için gerçekle birebir aynı olmasını beklemeyin lütfen.
Umarım hoşunuza giderrr
――――
Otel odasının yeni kaplanmış bej rengi duvar kağıtları üzerinde parmağını gezdiriyordu. Duvarın pürüzlü parçaları zaman zaman parmağını kesecek gibi olduysa da buna aldırmadı. Kırmızı döşeli yerler ayakkabılarının altında ezilirken kendini karların arasında yürümeye çalışıyormuş gibi hissetti. Buz gibi hava terli derisini kavururken gözlerinin içine doluşan kar taneleri yüzünden önünü göremiyor ve doğru yönde gittiğine dair içgüdülerine güvenmek zorunda kalıyordu.
Elbette, şu anda kar yağmıyordu ve görüşü gayet yerindeydi. Ancak zihnini bulandıran düşünceler bir o kadar zorluk çıkartıcıydı.
Elinde duran oda anahtarını bir oraya bir buraya sallarken koridorun sonuna iyice yaklaştı. Gecenin geç saatleri olduğundan aslında, odasının yanında duran camdan baktığında şehrin ışıklarını görmesi gerekirken yalnızca kendi bölük pörçük yansımasını görebildi.
Fazla oyalanmadan kapı deliğinden içeri anahtarı soktu ve yavaşça kapıyı açtı. Işıklar sönüktü ama kendi yatağının yanındaki yatağın komodininde duran gece lambası odayı loş bir ışıkla kaplamıştı.
Odadan içeri girdi ve arkasından kapıyı yavaşça kapattı. Yatakta uzanan beden, bakışlarını odayı boydan boya kaplayan camdan çekip ona çevirdi. "Ne oldu Arda, yürüyüş iyi gelmedi mi?" Yüzündeki sırıtışın neredeyse acımasız oluşu oğlanı şaşırtmadı.
Normalde kaldıkları otelde odaları tek kişilik olurdu ancak bu seferki lig için ufak bir aksilik yaşamışlardı. Bu yüzden takımdaki çoğu oyuncunun birbirleriyle odalarını paylaşmaları gerekmişti. Bu Arda için bir sorun oluşturmamıştı, her ne kadar özeline önem veren birisi de olsa takımdaki herkesle iyi anlaştığı için bunu fazla umursamamıştı.
Arda sessiz adımlarla çarşafları sanki günlerdir üzerinde kimse yatmamış gibi dümdüz olan kendi yatağının yanından geçti. Ayakkabısını çıkarıp kendini oda arkadaşının yatağına bıraktı. Boğazındaki yumruyu yok saymaya çalıştı. "Yürüyüş yapmadım ya. Deniz kıyısında şöyle bir tur atayım dedim, bazıları ateş yakmıştı onları izledim bir süre."
Arda sırt üstü uzandığı yerden başını çevirdi. Yetersiz ışık yüzünden yanındaki oğlanın, bunca zamandır yeşil mi yoksa ela mı olduğuna karar veremediği gözlerinin şu anda kıpkırmızı olduğunu ancak şimdi fark edebildi. Saatlerdir durmak bilmeden kasılan kalbinin iyice hızlanmasına sebep oldu bu.
Dirseklerinin üzerine yaslanarak doğrulmaya çalıştı.
"Kenan, iyi misin sen?" Düşünmeden dudaklarından dökülen kelimelerin aptallığıyla yüzünü buruşturdu hemen.
Maçı kaybettiklerinden beri hiçbirinin iyi olmasını beklemiyordu. Soyunma odasında Hakan abi ve diğerlerinin morallerini yükseltmek adına yaptıkları konuşmalar hiçbirini rahatlatmaya yetmemişti. Otele geri döndüklerinde herkes kendi odalarına dağılmış, Arda ise tüm vücudu keder ve öfkeden yerinde duramazken dört duvar arasında kapalı kalma fikrine dayanamamış ve dışarı atmıştı kendini.