İlk temas

232 27 0
                                    

Jimin grupta konuşmalarının ardından erkenden uyumaya karar vermişti. Yeni ve yabacı hissettiği duygular yaşadığı heyecanla ne kadar mümkün ise okadar erken uyumuştu. Sabah kalktığında uzunca hazırlanıp her zaman ki gibi hoseokla okula doğru gitmeye başladılar.

"Bugün daha mi özenmişsin sanki"

Hoseokun imalı sesi kendisine daha kabul ettiremedeği gerçekleri yüzüne vururken sadece gülümsemekle yetindi.

"Her zaman ki halim hyung"

"Bilmiyorum artık okul için fazla süslü geldin gözüme "

İnkar etse bile bazı şeyleri anlayıp gizliden alay eden arkadaşının pek umursayacağını düşünmüyordu. Bu yüzden susup yürümeye devam etti.

Okula geldiklerinde kendilerini karşılayan hanayı gördüler. Hoseok hanadan pek haz etmezdi. Jimin sevdiği için onunla aynı ortamda duruyordu.

"Jiminn sonunda geldin"

Yapmacık tavrını sadece o anladığı için sadece o sevmiyordu. Jimin gülümseyerek ona sarılmak için gelen hanaya sarılmıştı.

Hanadan ayrıldıktan sonra jiminin gözleri başka bir şeyi arar gibi bahçeyi turladı bir kaç kere. Hoseok bu kişinin kim olduğunu bildiği için telefonu eline almıştı hana ise anlayamadığı için sorma gereği duydu.

"Jimin kimi arıyorsun"

"kimseyi boşver"

▪︎☆▪︎

hoseok
nerdesin lan

yoongi
okuldayım

hoseok
bak yoongi
ters bi hareketin olacaksa
şimdiden söyle jimini yanına getirmiyim

yoongi
arkadaşını korumanı anlıyorum
ama bazen benimde senin arkadaşım olduğunu unutuyorsun hoseok.
Arka bahsedeyim.

hoseok
ee ne yapayım arka bahcedeysen

yoongi
gelin diyorum hoseok.
gelin.
görüldü

▪︎☆▪︎

"Jimin hadi gidelim"

Hoseok kolunu tuttuğu jimini arka bahçeye doğru götürmeye başlamıştı. Jimin ses çıkarmadan öndeki bedeni takip ederken biraz olsun kendisi rahatlatmaya çalışıyordu. Stresini yoongi de hissettiği için daha da stresleniyordu. Onun bundan rahatsız olabileceği gerçeği aklına gelsede elinde olan bir şey değildi.

Arka bahçede en uçtaki bankta yoongiyi görmesi içinde hareketlenme oluşturmuştu. Kalbi hiç olmadığı kadar hızlıydı elleri heycandan titreyip terlemeye başlamıştı. Onun ise tek başa çıkmayacağını anladığı şey kurdu olmuştu. Zaten yakınlaşmaya başladığı bedene dokunması için onu zorlayan bi kurdu varken Yoongiye yanlış bir hareket yapacağından korkmustu.

Sonunda banka yaklaşmıslardı. Hoseok yoonginin karşısında ayakta beklerken Jimine oturması için işaret etmişti. Jimin çekingence banka oturduğunda kurdu onu öncekinden daha fazla zorlamaya başlamıştı.

"Jimin rahatlaman için geldim fakat sen öncekinden daha çok streslisin?"

İlk defa duyduğu ses tonunda endişeyi anlayabilmişti. Ondan rahatsız olduğunu düşünsün istemiyordu ancak heyecanını dizginleyemiyordu.

"Etkileşiminiz yok sonra jimin niye stres ne bu heyecan!"

Gergin olan ortamı Hoseokun gündelik ani patlaması bozarken jimin hoseoku buraya getirmekle doğru karar verdiğini anlamıştı.

Hoseok sinirle soluyup Yoonginin bir eliyle jiminin bir elini birleştirip parmaklarını kenetlemelerini sağlamıştı.

"Biraz dokunun birbirinize yahu ruh eşisiniz siz ne bu korkaklık...hatta"

Hoseok ikisinin birleştirdiği elleri tutmayı bırakıp sinsice gülümsemişti. Elleri hala birleşik olsada ikiside elini ayırmak istemiyordu böyle rahattı.

"Hatta öpüşün"

küçük bir kahkaha atarak söylediği cümle jiminin kızarmasına yoonginin gözlerini sonuna kadar açmasına sebep olmuştu.

"Öyle bakmayın yahu. Tamam bak ben bakmıyorum siz öpün birbirinizi"

Jimin içinden sabır dilerken az önce düşündüğü şeyin saçmalığını anlamıştı. Hoseok en kötü seçimdi. Herkesi seçsede hoseoku seçmemeliydi.

Hoseok arkasını dönerek hala beklerken yoongi derin nefes alıp tuttuğu eli bırakmıştı.

"Önüne dön gerizekalı beni rezil etmek çok mu hoşuna gidiyor"

Hoseok yoongiye bakıp sırıtırken konuşmuştu

"Çok mu belli ettim"

who are you? | YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin