1

3 0 0
                                    

Denize vuran ay ışığını seyrediyordum donuk bakışlarımla. Kafamı dizlerimin üzerindeki bilgisayarıma doğru eğdim ve bakışlarımı ekrana sabitledim. Gözlerim yanıyordu , boğazımda bir yumru vardı ama ağlayamıyordum. Başıma gelen her şeyi sanki dışarıdan bir yabancı gibi izlemiştim bunca zaman. Yorulmuştum epey. Ben bir süredir çok yorgundum. Yazmaya başladım.

Uğruna savaştığı her şeyi kaybeden bir şövalye gibiyim son zamanlarda. Sanki bir savaşa girdim ve o savaşta ülkemi , ailemi , dostlarımı ve her şeyimi kaybettim. Ne yapacağım bilmiyorum. Artık ne olacak bilmiyorum. 20'li yaşlarım için o kadar hayaller kurmuş ve planlar yapmışken şimdi böyle ne hissedeceğimi bile kestiremez bir hâlde sahilde oturmama nasıl iyi bir şekilde yaklaşabilirim bilmiyorum.

Düşündükçe yaşadığım şeyler komik gelmeye başladı. Hayatımda güvendiğim her insan , değer verdiğim her insan bende bir yara açıp gitmişti. Şimdiyse kimse yoktu etrafımda. Yalnızdım. Deprem olmuştu 2 ay önce. Hâlâ rüyama giriyordu o deprem. Sallantıyla uyandığımda babamın odasına koşmam , onu yatağın dibine çöktürüp babamın üzerine kapandığım o anlar... Depremin bitmesi için dualar ederken evimizin çökmesiyle enkazın altında kalmamız.

Hiçbiri çıkmıyordu aklımdan. Babam ölmüştü o enkazda. Ben canımdan çok sevdiğim babamın cesediyle tam 4 gün o enkazın altında kaldım. Aklımı yitireceğim sandım. Tamam dedim , artık bundan sonra ölürüm dedim. Ben o enkazda ölmeyi bekledim. Sonra insan sesleri duymaya başladım. Bağırdım. Çıktım oradan. Babamla beraber çıktım. 

Enkazdan çıktıktan 1 ay sonra kardeşim dediğim adamla kalbim dediğim kadının birlikte olduğunu öğrendim. Daha sonra başka bir şehre taşındım. Hatay'ım , canım memleketimden Muğla'ya geldim. Yazılım ve kodlama bildiğim için hızlıca bir iş buldum. Parası da iyi olduğu için yavaş yavaş kurduğum düzenin borçlarını ödemeye başladım. Hayatıma tekrar başladım. Ama yorgunluğum geçmek yerine günden güne arttı. Şimdiyse deniz kenarında oturuyorum. Saat sabahın 5'i.

Benim adım Gökdeniz. Şu an 23 yaşındayım. Ailemi , dostum sandıklarımı ve daha bir sürü kişiyi kaybettim. Annem beni doğururken öldü. Ablam annemin ölümü için beni suçladı ve benimle kendimi bildim bileli hiçbir iletişim kurmadı. Babam depremden 3 yıl önce geçirdiği bir kazada sakat kaldı. Bacaklarını hissetmemeye başladı. Tam iyileşmeye başlıyor derken deprem oldu. Babamı asla iyileşemeyeceği bir şekilde aldı götürdü benden.

Bundan sonra insanlara nasıl güvenirim bilmiyorum. Ya da birilerini sever miyim? Bilmiyorum. Şu an sadece nefes aldığım için yaşıyorum. Uğruna yaşadığım hiçbir şey yok. Zaman geçsin diye yaşıyorum. Belki bir gece uyuduğumda bir daha uyanmam umuduyla yaşıyorum ben.

Haftaya bir psikiyatrist randevum var. Umarım düzelirim. En azından çabalayacağım...

~Yazardan~

Genç adam yazdıklarını kaydedip bilgisayarını kapattı. Düşüncelerinden dolayı uyuyamıyor , uyusa bile kabuslar görüyordu. Her şeye yeniden başlamak istiyordu ve adımlar atıyordu. Hayat dolu bir adamdı önceden. Şimdiyse hayatını bitirmek isteyen bir adama dönüşmüştü. Önceden neşe saçardı etrafına ama şimdi kendisine bile yetecek neşesi yoktu. Bir şeye heves etmiyordu artık. Heveslenince istediklerinin olmadığını fark etmişti. Kimseye bir şey de anlatmıyordu. Anlatınca bir şeyin değişmediğini hatta kötüleştiğini fark etmişti. Kendisini herkesten izole etmişti bir süredir ama buna alışık olmadığı için boğuluyordu.

Mavi gözlerini denizden çekip eşyalarına çevirdi. Düzenli ve yavaş bir şekilde toparlanıp arabasına bindi ve evine sürdü. Yine sabah etmişti bir günü daha. Eve vardığında mutsuzca duş alıp kıyafetlerini giydi ve şirkete gitmeye karar verdi. Evden çalışmaktan sıkılmıştı.

Mutfağa inip kendisine americano hazırladı ve yanına yulaflı bir omlet hazırladı. Beslenmesine ve dış görünüşüne dikkat edebildiği için kendisini şanslı hissediyordu. Henüz kendisinden tamamen vazgeçecek kadar çökmediğini biliyordu.

Biraz da haberlere baktı ve iş için gerekli eşyalarını alıp evden çıktı. Arabasına bindiğinde kendisine bakıp kısaca inceledi. Sakalları hafiften uzamıştı. Göz altları çökmüştü. Aynaya bakmayı bırakıp arabasını çalıştırdı ve önceden sadece 4 kez gittiği şirkete doğru sürmeye başladı.

***

Şimdilik böyle kısa bir bölüm attım. Vakit buldukça yeni bölümler atmayı düşünüyorum. Depremi yaşamış biri olarak o hissiyatı verebildim bence. Gökdeniz karakterini sevdim. Zaman içinde bir sürü şey değişecek. Kafamda bir taslak var , bakalım hayırlısı olsun. İyi okumalar.

Beğenirseniz oy vermeyi unutmayın lütfen🙏🏻🙏🏻🙏🏻🙏🏻


MAVİ GÜL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin