0.1

1 0 0
                                    

Selamlar ben Afra. Abim öldükten sonraki yıllarda liseye başladım. Maddi imkanlarımızın kısıtlı olmasına bakmayarak ünlü bir liseye kabul edilmistim...

Okul kapısından içeri girdikten sonra elimdeki fotoğrafla bir çocuğu arıyordum. Mert.. Bi dakika tam karşımda duran çocuk Mert değilmi? Evet evet o. Salakça olduğunu biliyorum ama kosarak ona sarıldım.

Bi dakika ne yaptım ben? Hass yanlış anlamadan kaçınmam lazım. Aniden beni itti. "Noluyo lan?" diye bir bağırmayla beni itti.. E normal zaten otistik gibi üzerine zıplarsam öyle olur zaten.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Müdürün odasına çıkmıştım. Tabiki yönlendirilmelerle. Okul o kadar büyüktüki kalbolmuştum evet. Neyse kapıda yazılan yazıya baktım. 'Müdür odası'. Kapıyı tıklattıktan sonra "Gel" komutuyla içeriye girdim. "Selam.. Ben yeni nakil olan öğrenciyim acaba sınıfımı söyleye bilirmisiniz?" diye müdüre hitaben sordum.

Müdür bey sanki kızgın bir haldeydi. "10-B" demesiyle odadan çıktım. Zaten derse gecikmistim. Araya araya buldum zorda olsa. Kapıyı tıklattım.

"Selam öğretmenim ben bu sınıfa yeni nakil olmus öğrenciyim. İsmim Afra. İçeriye geçe bilirmiyim?" diye sordum kapıyı aralayıp. "Tabiki geç Afracım" demesiyle içerideki kürsüye çıktım. "Merhabalar arkadaşlar ben Afra sınıfınıza yeni nakil almış öğrenciyim. Tanışmamıza memnun oldum umarım iyi anlaşırız." dedim çekingen bir tonda.

Aslında neden çekingendim bende bilmiyorum. Çok ama çok garip.. LAN Mertte bu sınıftaymış.. Sadece Mertin önü boştu. Oraya geçip oturdum. Yanımdaki kız uzun boylu kare saçlı bir kızdı. Çok güzeldi cidden. Mert uzun boylu kumral bir çocuktu. Bense orta boylarda orta saçlı bi kızdım iste. Mert'in arkadaşları beni dürtüyodu. Sınıfta "Şu Afra sabah Merte sarılan kız değilmi?" "Bu Afra kim acaba" diye dedikodular dönüyodu. En azından duyduklarım bunlardı.

Annemle konustum ve benim Mertlerde kalacağımı öğrendim. (Aramızda olan olayları yavas yavaş öğreneceksiniz merak etmeyin) Onu uzun uğraşlar sonucu bulmustum. Ve kaybetmeye niyetim yoktu..

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Telefonume gelen bildirime baktım. Kaydedilmeyen numaradan bir konum gelmisti. Bu kimdi Allah aşkına..

_____________________________________________
🔘 +994........

◇konumu görmek için dokunun.

_____________________________________________

Mertin evi burdaymış demek. Anladıımm. Ders çıkışı konum olan yere gittim. İçeriye geçtiğimde 10 yıl önce gördüğüm o yüzü, Selin teyzenin yüzünü gördüm. Değilmemişti, ne yaşlanmamıştı nede gençleşmişti. Aynıydı. İçeriye geçtim. Ayakkabılarımı çıkarıp yerine puf terliklerimi giydim. Elimdeki bavulu Selin teyzenin yönlendirmesiyle odama yerleştirdim. Demek burda yaşıyolardı..

Aradan zaman geçti. Mert hâlâ gelmemişti. Acaba nerdeydi..? Bi dakika yan odadan annemin sesimi geliyodu? Benmi delirdim acaba. Belki yaptığım yanlış olucaktı ama yavaş yavaş kapı tarafa ilerledim. Selin teyze "Endişelenme kızın benim yanımda güvende" dedi. Annemde "Gönül rahatlığıyla kızımı sana emanet ediyorum Selincim" dedi ve Selin teyze mahçup bir sesle "Sizin bize yaptıklarınızdan sonra benim yaptığım neki?" dedi ve galiba duygusallaşmıştı. Ne oluyodu?

Yoksa.. Hayır hayır o yüzden değildir heralde değilmi? Evet evet o yüzden değildir.

O sırada dış kapıdan içeriye Mert girdi. Beni gördüğünde hayal kırıklığı içerisinde bana baktı. Sonra annesine "Ya anne napıyo bu burda Allah aşkınaa" diye isyan etti. Annesi yani Selin teyze "Oğlum konuşuruz bunu seninle sonra" dedi ve yemek masasına oturduk. Kendimi sığıntı gibi hissettim ama saçmaydı zaten burda olmam. Abim yüzünden burada olmam saçmaydı. Nede olsa 10 yıl önce olmuştu..

Odamdaki masama oturdum. Bavulumdan çıkardığım günlüğüm ve küçük tikli oyuncağımı çıkardım. Günlüğümü açtım. Kalemimi aldım ve yazmaya başladım.
"Selam abicimm, bu gün yeni bir okula nakil olundum. Okul çok güzel. Hem biliyormusun abi Mertide gördüm. Şuan Mertlerin evindeyim..........."
Küçük tilkime sarılıp uyuya kaldım. Tilkim olmadan uyuyamıyordum. Abimden yadigar kalan tek şey olan tilkim olmadan uyuyamıyordum.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Sabah olmuştu.
Selin teyzenin isteği üzerine okula Mertle gidecektik. Aslında garip hissediyodum. Abimin kalbinjn atışını 10 yıl sonra ilk defa duymuştum.. Elimi çabuk tutup hazırlansam iyi olucaktı. Elime telefonumu aldım. Dün tanıştığım masa arkadaşım Ela yazmıştı. Cidden çok iyi biriydi. Neyse hazırlanıp çıktım. Dışarda kimse yoktu. Saat 08.25'ti ve ders 5 dakika içerisinde başlayacaktı. Koşarak okula yetişmeye çalıştım.

Sınıfa girdiğimde Ela nefes nefese olduğumu görüp "Noluyo lan köpekmi kovaladı" diyip gülmeye başladı. Bende sitêm edercesine "Yaa ne demezsin hemde kumra uzun bir KÖPEK" dedim. Köpek kelimesini bastırarak söyledim. Ela kahkahalar içerisinde bana bakıyodu. Çantamı masama fırlatıp kafamı sıraya koydum.

Oha lan. Sınıfta kimse yoktu. LAN BİR ALLAHIN KULU BENİ NEDEN UYANDIRMADI. Saatime baktım. Saat 17.18'ti. Okul çoktan kapanmıştı. Kitaplarımı sıramdan alıp çantama yerleştirdim. Yavaş yavaş ilerledim. Acaba neden kimse beni uyandırmamıştı? Telefonumda yanımda değildi. Merak edenimde yoktu aslında. Annem vardı ama oda arasa arasa Selin teyzeyi arayıp sorardı.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Bugün okula çabuk gelmiştim. Her zaman gecikiyodum dedimki bu kez erkenci olalım. Yav saka saka uyku tutmamıştı. Zaten okulda 1 haftayı zorla doldurmuştum. Mertle arkadaş olmak istiyordum. Ona "neden benle arkadaş olmuyorsun?" dediğimde "garipsin,neden arkadaş olalımki?,saçma" diyip geçiştiriyordu. Mertin masa arkadaşı Ege ile çok iyi anlaşmıştım. Sınıf zaten sessizdi. Sınıf denilemezdi -_-.

Bu gün okulda bir tiatro gösterisi olacağını söylediler. "İyi bakteriler ve kötü bakterilerin bedende olan savaşı"nı canlandıracaktık. Sınıf başkanı olarak Mert'te bu tiatroda olacaktı. Ela zaten dünden razıydı ve Egede kendi isteğiyle(asla Mertin zorlamasıyla değil.) katılmıştı. Elanın isteğiylede bende katıldım. Belki Mertle arkadaş ola bilirdim. Sınıfta bize garip garip bakan Melekte bu tiatroya katılmıştı. Başkaları varmıydı bilmiyorum.

Öğretmen tiatro öncesi bizim yerlerimizi değiştirdi. Biz aynıydık sadece ben ve Ege yerleri değiştirmiştik. Melek galiba benden hazzetmiyodu. Mertin yanına geçtiğimden beri bakışları dahada değişmişti sanki. Melek bana "Prova için saat 19.00'da okulun arka bahçesine gelirsin. Biz orda olucaz" demesiyle duraklarım. Ders bitmişti. Saat 15.00'da okulumuz bitiyordu. Eve git sonra gel falan gözüme uzun gelmişti. Bende kafamı sıraya koyup uyuya kalmışım.

Uyandığımda saat 18.50'ydi. Okulun ışıkları kapalıydı. Çantamı toplayıp arka bahçeye indim. Kimse yoktu. Kayalıklara oturdum. Evet bekledim bekledim kimse gelmedi. Sinir bozucuydu. Birden ağzımda bir el hissetmemde dondum kaldım. Biri beni çalılıklara itekliyordu.

Sizce Afrayı çalılıklara itekleyen kimdi?

Acaba Afra neden Merti gördüğü gibi ona sarıldı?

Sizcede Meleğin hareketleri garip değilmi?

Hikayeyi beğendinizmi?

Doğru zaman doğru kişiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin