cok ani gelisen bir duz yazı var umarım yazabilirim :"
bu bolum kavga kıyamet oldugu icin textle tam anlatamayacagımı fark ettim
bu bolumden sonra artık olayları toparlayıp shipleri birlestiriyoruz zaten hyunchan oldu olacak az kaldı yani 20. bolum final olur diye dusunuyorum???? oy ve yorum alırsam mutlu olurum tesekkurler iyi okumalar★★★★★
"Chan, Yongbok söylemiş olabilir mi?"
Hyunjin ve Chan alt katlarından gelen beklenmeyen bağırışlara şaşırmışlardı. Normalde yaptıkları plana göre Yongbok Chan'ın uygun gördüğü bir zamanda babasına olanı söyleyecek, Chan aldığı anahtarla eve girip Yongbok ile Jisungu alıp polisi arayacaktı.
Ancak bağırma ve kırılma sesleri babasının erkenden öğrendiğini gösteriyordu bu ikiliye.
"Ona yazdığım zaman söyleyecekti. Daha erken söylemeye cesaret edemez. Babam öğrendi kesin. Ben gidiyorum evin kapısı açık kalsın." Kapıya doğru ilerleyecekti ki aklına gelen şeyle tekrar Hyunjin'e döndü. "Jisung'u arayıp koridorda beklemelerini söyler misin?"
Hyunjin Chan'ı onaylayıp moral sarılması verdikten sonra Chan'ın koşarak çıkışını izlemişti. Kapıyı aralık bırakarak içeri geçtiğinde Jisung'u arayıp koridorda beklemelerini, Chan'ın geldiğini söylemişti.
Chan aşağı kata koştuğu gibi anahtarla evin kapısını açmıştı. Apartmanda gördüğü Minho ile onun da korkup gürültülü eve gelmek istediğini anlamıştı. İçeri girdiği gibi koridorda duran anne babasının yanına gitmek, onları durdurmak istediği belli olan Yongbok'u ve onu tutan Jisung'u görmüştü.
"Yongbok, gelin buraya."
Chan kardeşlerini dışarı çektiği gibi kapıyı kapatıp onlarla kendi evine çıkmıştı. Kapıda bekleyen Hyunjin Yongbok ile Jisungu içeriye çekip kapıyı kapatmak üzereyken Minho gelip durdurmuştu onu.
"Bende gelebilir miyim? Lütfen."
Gözlerinden endişe akan Minho'ya kafa sallayıp Yongbok'a iyi geleceğini bilerek içeri almıştı onu Hyunjin. Minho Yongbok'un yanına koşarken Chan da polisi arayıp ailesini ihbar ediyordu.
Minho ağlayan Yongbok'un yanına çöküp başını göğüsüne yaslamıştı. İkizini sakinleştirmeye çalışan Jisung bu hareketle kısa bir süreliğine duraksamıştı fakat Yongbok'a iyi geldiğini fark edince izin vermişti sarılmalarına.
"Geçti, sakin ol."
Minho ona sarılarak ağlayan Yongbok'u teselli edip yapabildiği kadar iyi hissetmesini sağlamaya çalışıyordu. Evdeki kavgalara sadece 3 aylığına şahit olsa da onun hayatı boyunca huzursuz bir ailede yaşamış olması canını çok sıkıyordu.
Yongbok'a iyi geldiğini bilerek saçlarını okşamaya ve kulağına her şeyin güzel olacağına dair sözcükler fısıldamaya devam etti Minho. Kısa bir süre sonra Yongbok ıslak yanaklarıyla başını kaldırıp Minho'nun arkasındaki ikizine bakmıştı. Onun iyi olduğunu görmek istiyordu.
Jisung bunu anlayıp gülümseyerek cevaplamıştı merakını.
Hyunjin Chan'ın yanından ayrılıp çalan kapıya baktıktan sonra yanındaki adamla arkadaşlarının yanına gitmişti.
"Bir misafirimiz daha var."
Minho kafasını kaldırıp Changbin'e bakmıştı. Arkadaşı kendisini merak etmiş olmalıydı.
Changbin çekinerek Jisung'un yanına oturmuştu. Onların evinde kavga esnasında herkes Yongbok'a üzülürken o en çok Jisung'a üzülüyordu. Anne ve babasının nefreti ile bir hayat geçirme düşüncesi ona ağır gelirken bu gencin yaşadıklarına iç çekmeden edemiyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
celosia, minlix ✓
Fanfictionminho: bıcır bıcır konusup durma yerim kolunu bacagını yongbok: ye artık bıktım senden minho: ac kapıyı yongbok: ne ____________________________________________ *texting + twitter + instagram 🥇 #minlix 🥇 #seungin 🥇 #changsung 🥇 #skzfic 🥇 #hyunc...