(9) İlk Görev (Kısım 1)

21 19 0
                                    

Pera~Biri Vardı

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın. İyi okumalarrr.

(2 ay sonra.)

Uyandığımda başıma saplanan ağrı ile parmaklarımı şakaklarıma bastırdım. Sınav çok uzun sürdüğü için 37 saat uyanık kalmıştık, ajan olduğumuzu söyledikleri anda odalara dönmüştük. Karşımdaki yatağından bana sırıtan Maya ile göz göze geldim. "Ne oldu?" dediğinde başımı salladım. "Olan oldu, ajan oldum."

"Sevgilin?" dedi Deniz'den bahsettiğindeki muzip sesle. Ellerimi yüzüme bastırdım. "Maya yapma şunu." Ona baktığımda yeniden kusuyormuş gibi yaptı. "Gelmeseydin!" diye çıkıştım. "Ben mi dedim gel bizi-"

"Bastım evet. Bana ne abicim yapmayacaktınız orada?" Bir şeyler diyecektim fakat kendimi tuttum, ayağa kalktım. "Seninle uğraşacak takatim yok Maya." diye homurdandım sinirle. Banyoya girdim, aceleci bir duş aldım. Üzerimi giyindim, saçlarımı kurutmaya vakit bulamadan kapı çaldı. Açtığım anda Simay ile göz göze geldim. "Devrim Hoca çağırıyor." dedi, hemen ardından ekledi. "Teşkilat binasına." Başımı salladım, istemsizce güldüğümde kendi kendine bir şeyler söyledi.

Başından beri beni alt etmek için uğraşırken haberci olmuştu.

Odadan çıktığım sırada Deniz'in kaldığı odanın kapısını çaldı, yanlarına ilerledim. Cilveli bir hal alan bakışları beni bulunca sertleşti, onu umursamadan bir Deniz'e döndüm. Bakışlarımı kısa bir an çıplak üzerine indirdim, ardından yeniden gözlerine çıkardım. Mavileri beni süzüyordu, dudakları iki yana kıvrıldı. "Devrim Hoca çağırıyormuş." Başını salladı. "Geliyorum sevgilim." dedi Simay'a anlatamadığımız bir inatla. Ne kadar bastırsa da Simay kabul etmiyordu, saçını yolmam bile bir işe yaramamıştı.

Deniz üzerini giyinip odadan çıktığında karnına dirseğimi geçirdim fakat etkilenmemişti. "Deniz." dedim öfkeli bir sesle. "Efendim sevgilim?"

"Sen niye üstsüz açtın kapıyı?" diye öfkeyle soludum. "Uyuyordum, kapının çalmasıyla uyandım."

"Ben sana neden kıyafetsiz açtın diyorum Deniz?"

"Kıskanç mısın?" dedi gülerek. Başımı iki yana salladım. "Hiç de bile." Elini belime yerleştirdi, kurtulmaya çalışsam da bırakmıyordu. "Bıraksana hayvan."

"Hayvan dediğine göre işler karışmış güzelim." dedi, yine de bırakmıyordu. "Ama niye şimdi güzelim?" dedi kaşlarını çatarak. "Sadece kıyafet yüzünden mi?" Başımı salladım. "Tamam." dedi harfleri uzatarak, saçlarını dudaklarıma bastırdı. "Yapma böyle." En sonunda ondan kurtuldum, koridorun tam tersine ilerlediğim sırada alarm çaldı. Kısa bir an göz göze geldik, koşarak odaya ilerledik.

"Hocam." dedim nefes nefese, yüzüme gelen saçlarımı geriye attım. "Örgüt çıkıyor şimdi, sizin göreviniz akşam. Efsun size her şeyi anlatacak." dediğinde karısıyla göz göze geldi. "İnşallah, diyeyim." dedi, koşarak odadan çıktı. Efsun Hanım onun arkasından öfkeyle söylendi.

"Suat Kılınç, Alev Gençol, Şule Yüksel ve Mine Tugay Koru. Akşam hedefleriniz bunlar." Ekrandan tek tek resimlerini gösterdiler, ben ise tek bir resimde kilitli kalmıştım. "Efsun Hanım, Alev Gençol'un resmini yeniden gösterir misiniz?" Nedenini anlamasa da yeniden resmi gösterdi.

Oydu...

"Göreviniz bunların hepsini belirlediğimiz noktalara çekmek, teşkilatın adamları onları orada paketleyecekler." Başımla onayladığım sırada içeriye iki kişi girdi. "Zeren ve Mete, sizinle gelecekler." Kız ile göz göze geldim fakat onun gözlerinde herkeste gördüğüm alay değil, bir sıcaklık vardı. Mete ise bambaşka bir alayla beni süzüyordu, Deniz üzerine atılacak gibiydi.

Kalbe Düzenlenen Suikast +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin