Sarah: kusura bakmayın bayım!
12'de başlayacak işime geç kalmış otobüse yetişmek için koşuyordum. Arada insanlara çarpıp özür diliyor, tekrar hızlanıyordum.
Durağa doğru koşarken bir anda sapakla karşılaşmıştım, ayağımın kaymasıyla dengem bozulmuştu. Kendimi hemen toparlayıp tekrar koşmaya başladığım sırada birine çarpmamla yere yapışmam bir oldu.
İnsanlar yanımdan geçip gitmeye devam ediyor, hiç biri umursamıyordu beni.
Dizimdeki sızıyla gözlerim dolmaya başlamıştı, kafamı kaldırdığım sırada önümden geçip giden otobüsü görünce daha da sinirlenmiş, ağlayacak duruma gelmiştim bile, derin nefesler alıp sakinleşmeye çalışırken arkamdan birisi seslenmişti.X: iyi misiniz ?
Yavaşça arkama döndüğümde başında şapka, ağzında ise maske olan birini görmüştüm. Bana uzatan elini tutup kalkıp ona cevap verdim
Evet, çok iyiyim! Yoksa size mi çarptım?
Evet, şey-
Çok pardon!
Sadece acelem vardı. Ama ne yazık ki otobüse yetişemedimSorun değil, ben bırakabilirim isterseniz sizi. Ama ondan önce dizini temizlemek lazım, kötü görüküyor.
Ahh, hayır gerçekten sorun değil zaten geç kaldım bile. İşim 12'de başlayacaktı..
Sesimin tonundaki üzüntülü hissiyatın yanına acıda eklenmişti, dizim çok sızlıyordu. Derince bir ah çekerken yüzümü ekşitmiş dizimi hafif bükmüştüm.
İyi de hanımefendi saat 11'i 6 geçiyor. Saatiniz yanlış olmalı.
Nasıl yani?
Acilen telefonumu cebimden çıkarmamla o acı gerçekle karşılaştım.. saat cidden 12 değildi...
Ah kusuruma bakmayın lütfenn.. yanlış hesaplamış olmalıyım
Sorun değil, ama lütfen size pansuman yapmama izin verin. Belli ki çok acıyor.
Peki o zaman..
Topallayarak adamın yanına gittiğimde bana yardım ederek park yerinin yanındaki herhangi bir çardağa oturtturdu. arabadan ilk yardım çantasını alırken derin bir iç çektim.
Yanıma yaklaştığı anda bakışları bacağıma döndü, Yüzündeki endişeli ifadeyi fark etmeden duramıyordum..
Onca umursamaz insanın içinden en iyisine çarpmıştım..
daha iyi görebilmek için önümde diz çökerken konuştu;Kahretsin, iyi misin? Çok mu acıyor?
Omuz silkmeye çalışıyorum ama yaram sızladıkça kendimi kasıyordum.
İyiyim. Biraz acıyor, ama daha kötüleriyle de karşılaştım.
Gözlerini bana cevirirken bende ona baktım ve gülümsedim.
Onca umursamaz insanların içinden sizin gibi biriyle carpıştığıma memnun oldum, ben Sarah
James: Hey, bana sen diyebilirsin.. bende.. James.. tanışdığıma memnun oldum.
James, hâlâ diz çökmüş halde, şişeden biraz alkol alırken elleriyle dikkatle bir parça pamuğu tutuyordu
Bu biraz acıtacak, kusura bakma
Daha da yaklaşırken, bacağımdaki yarayı dikkatle dezenfekte ediyordu.
Hafif acıdığını hissetmemle ve buna karşılık olarak hafifçe titremekten kendimi alamadım.
Açık yaramı acıtan alkolün acısını görmezden gelmeye çalışarak, dişlerimi gıcırdatarak, konuşmayı başardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐒𝐚𝐧𝐚 𝐂ɪ𝐤𝐚𝐧 𝐘𝐨𝐥𝐥𝐚𝐫 ~𝐉𝐢𝐦𝐦𝐲 𝐃𝐨𝐧𝐚𝐥𝐝𝐬𝐨𝐧
FanfictionBöyle bir şey yapmaya nasıl cesaret ettim #inanbilmiyorum