Sabah gözleri biraz şişmiş bir şekilde kalktı. Dün baya ağlamıştı onun etkisini hala hissediyordu gözleri çok acıyor ve yanıyordu. Üstüne bir de şişti. Hemen lavaboya koştu. Yüzünü yıkadı ve aynada kendine baktı. Bir karar vermesi gerekiyordu böyle ağlayarak ve kendini üzerek bir sonuç elde edemeyecekti. Uzun bir süre kendine bakmaya devam etti ve sonunda
- Evet ben bu çocuğu çok seviyor olabilirim ama benden değerli değil. Her aşk her sevgi karşılıklı olacak diye bir şey yok . Şimdi kendine geliyorsun ve üzmeyeceksin diyerek kendine teselli verdi. Alya 16 yaşında küçük bir kız olsa da mantıklı kararlar alabilecek olgun bir kızdı aynı zamanda. Annesi ve dadısı anlamasın diye güzel bir makyaj yaptı ve aşağıya indi. Gayet mutlu bir şekilde ikisine de günaydın diyerek masaya geçti. Güzel bir kahvaltı yaptı.
-Sen yorulmadan ben söyleyeyim Sevilay abla bugün yüzmeye gitmem gerekiyor. Bugünü seviyorum çünkü hiç yoğun bir gün değil sadece yüzmeye gidiyorum zaten onu yapmayı da çok seviyorum dedi gülümseyerek.
-Evet benim küçük prensesim bugün çok yorulmayacaksın dedi dadısı. Alya ikisini de öptü , çantasını yukarıdan aldı ve arabaya bindi. Bugünü sevmesinin diğer bir nedeni de Çağatay 'ın da bu kursa gelmesiydi. Eskiden olsa yani daha düne kadar bugünkü kursta Çağatay la sürekli konuşmaya çalışan, onun peşinde koşan bir kız gibi görünüyordu. Ama bugün farklı olacaktı. Kafasında sadece Çağatay la konuşmayacağım bugün diye karar almıştı. Bu kararın içinde aslında can a hiç yer yoktu. Ama durum beklenildiğinden çok farklı gelişti. Kursa geldiğinde Beril ve Selinin kavga ettiklerini gördü ve çantasını yere atarak yanlarına koştu. Onları ayırmaya çalıştılar ve sonunda ayırdılar. Alya berile sinirlenmişti şu seline bulaşma demiştim sana ya da beni bekleseydin keşke dedi. Berilde olanları duysan niye kavga ettiğimi anlarsın. Bu kız var ya senin arkandan iş çevirmiş Çağatay la anlaşmış ve seni kıskandırmak için böyle bir oyun yapmışlar yani gerçek değilmiş sırf sen sinir ol diye yapmışlar. Alya birden şok oldu ve bir an için sessiz kaldı. Bu sırada Can da Alya'yı sakinleştirmeye çalışıyordu. Selin bunu gördükçe daha da deliriyordu. Bu sefer Alya ya laf atmaya başladı bunların tek sorumlusu sensin kızım diye bağırdı. Çağatay seline artık sus yeter diye bağırdı. Alya seline cevap bile vermedi ve kenarda oturdular. Beril ben bu kıza inanamıyorum ya nasıl bu kadar iğrençleşebilir gerçekten anlamıyorum dedi. Can da onun siniri bana benim yüzümden size sardı özür dilerim dedi. Alya saçmalama lütfen Can senin bir suçun yok . Mine hiçbir şey demiyordu. Beril mine ye neden sende bir şey demiyorsun diye bağırdı. Neden Alya yı savunmadın . Selin oradan atladı lafa çünkü o da bu işin içinde dedi. Herkes şok olmuştu kimse ağzını açamadı. Herkes Alya ve Berile bakıyordu. Tüm gözler onların üzerindeydi. Alya ayağa kalktı ve bir açıklama yapmak ister misin Mine diye sordu. Mine de kusura bakma Alya ama Alp le beni tanıştıracağını söyledi. Hem sizin yanınızda ben sürekli ikinci planda kalıyordum bıktım artık dedi. Beril kendini tutamadı ve salak mısın sen ya bu kız seni kullandı Alp le falan tanıştırmaz hem bir çocuk için arkadaşlarını sattığına inanmıyorum biz sana güvenip seni yanımıza almıştık dedi. Selinde siz daha herkese güvenin ezikler diye bağırdı. Alya da yeter ya sen sus artık kızım dedi. Sana gelince Mine bundan sonra Selinle takılırsın sanki seninle arkadaşlık edecekmiş gibi bundan sonra seni 5 m yakınımızda görmeyeceğim dedi ve gitti. Arkasından Can ve Beril de onu takip etti ve Can Seline dönerek bu hareketinle tamamen gözümden düştün dedi. Selin sinirinden bağırdı ve ağlamaya başladı. Çağatay , Mine , Esra , Deniz sakinleştirmeye çalıştılar. Alya , Beril ve Can da yakınlardaki bir kafe ye geçerek sakinleşmeye çalıştılar. Can çok iyi bir çocuktu olayların böyle gelişmesine de çok üzülmüştü. Kendini sorumlu tutuyordu. Beril çok sinirli biriydi zaten ve sinirini daha atamamıştı. Hala mine bize bunu nasıl yapar ya aklım almıyor diye konuşuyordu. Alya hala sessizdi haddinden fazla sessiz kalmıştı bu olaylara. Beril Alya ya döndü ve senin bu halinden korkmaya başlıyorum artık çok sessiz kalmadın mı sence? diye sordu. Can bence üstüne gitmeyelim büyük bir şok atlattı. Böyle davranması normal değil mi dedi. Alya konuşulanların hiç birine cevap vermedi ve bir an ayağa kalktı ayağa kalkmasıyla yere yığılması bir olmuştu. Tam o sırada can tuttu ve başını yere çarpmasına engel oldu. Beril bağırmaya başladı yardım edin diye bir an da kafe karıştı herkes Alya nın etrafına toplandı. Yüzüne su falan döktüler ve kendine yavaş yavaş geldi. Gözünü açtığında yanı başında Can ı ve Berili gördü. İyiyim merak etmeyin sadece tansiyonum düştü dedi. Aslında durum sadece bir tansiyon düşüklüğü değildi. Alya bu aralar sık sık bayılmaya başlamıştı. Ama bunu önemsemiyordu. Ailesine de söylememişti. Çünkü çok üzüleceklerini ve çok telaş yapacaklarını biliyordu. Alya kalktı sandalye ye oturdu tamam iyiyim gerçekten dedi. Kafe sakinleri de yerlerine geçtiler. Biraz geçtikten sonra annesi Rana hanım aradı. Alya gayet sakin bir şekilde telefonu açtı ve efendim anneciğim dedi. Bugün Ali amcanlar bize yemeğe gelecekler kızım Can la aynı kurstasınız ya onunla birlikte dönüşte direk bize geçin diye aradım Mualla teyzen bizde akşamda babanlar gelirler dedi. Alya biraz şaşırdı gerçi şaşırılacak pek bir şey yoktu. Ali bey babası Mustafa bey in ortağıydı. Yıllardır birlikte iş yaparlardı. Zaten Can ve Alya da çocukluk arkadaşıydılar. Alya tamam anneciğim dedi ve telefonu kapattı. Can a döndü ve bugün olan olayları bizimkilere bahsetmek yok benim bayılmam dahil tamam mı Can dedi. Can da tamam ama bir şartla bu bayılma konusunu hafife almanı istemiyorum. Bir doktora görüneceksin mutlaka dedi. Alya da tamam ama biliyorum önemli bir şey yok bak görürsün dedi. Hadi artık eve geçelim bizimkiler merak etmesin dediler ve Beril le vedalaştıktan sonra arabaya bindiler.