Selam arkadaşlar... Bu uzun bir aradan sonra yazdığım ilk ficim. Yıllar yıllar önce angst bir Taekook fici yazıp silmiştim😔 Şimdi ilk defa düzyazı yazıyorum. (Bu sefer angst değil söz) Wattpad'in yasaklandığı sırada yazmak çok da akıl işi değil ama vpn tayfa olarak böyle devam edeceğiz mecbur. Öhm neyse, umarım bu fici beğenirsiniz🥺
Başlama tarihlerinizi şöyle alalım:
İyi okumalar😽
13 Haziran 2024 Perşembe
Saat öğleden sonra 1 civarıTaehyung, loş bir ışıkla aydınlatılan sorgu odasında gözlerini birkaç kez kırpıştırdı. Soğuk metal sandalyenin üzerinde hafifçe kıpırdandı, daha rahat bir pozisyona geçmek adına arkasına yaslandı ve başına gelecekleri beklemeye koyuldu. İçini saran huzursuzlukla etrafa göz gezdirdi.
Birkaç ay sonra mezun olup polis akademisini başarıyla tamamlayacak olan bu genç adamın, kendisini birdenbire bu sorgu odasında bulmuş olması onu çok şaşırtmıştı. Şimdi, odada tam karşısında onu sorguya çeken kişi olarak başkomiser Kim Namjoon'u görmek, onun aklını daha çok karıştırıyordu.
Başkomiser Namjoon, yüzünde ciddiyetin hâkim olduğu bir ifadeyle konuştu. "Kim Taehyung, neden burada olduğunu biliyor musun?" Sesindeki soğukluk, sanki odayı daha çok soğutmuştu.
Gerçek şu ki, Taehyung'un burada neden bulunduğuna dair en ufak bir fikri yoktu. O sadece sıradan bir öğrenciydi; gelecekte bir polis olma hayalleri kuran, genç ve hevesli bir öğrenci. Ama şu anda tek bildiği şey, bu sorgu odasında olmaması gerektiğiydi.
Yutkunarak, sesini olabildiğince sakin tutmaya çalıştı: "Hayır, Bay Kim."
Taehyung, son dört yılını akademiyi bitirdikten sonra başkomiser Kim Namjoon'un ekibine katılabilmek için harcamıştı. Onun gibi bir efsanenin ekibinde yer almak, Taehyung için büyük bir onur olacaktı. Ama şimdi, onu karşısında bu şekilde, bir sorgu masasında görmek, hayal ettiğinden çok farklı bir durumdu. Sanki bir kabusun içindeydi ve asla sabah olmuyordu.
Başkomiser Namjoon'un gözlerini, Taehyung'un gözlerine dikti. Derin bir nefes aldı, sanki vereceği haberin gözlerindeki etkisini görmek istermiş gibi ona baktı. "Salağa mı yatıyorsun yoksa gerçekten mi bilmiyorsun acaba? Buradasın çünkü kamera kayıtlarında maktulle en son görülen kişi sensin."
"Maktul?" Taehyung'un kafası karışmıştı. Hangi maktul? Son günlerde görüştüğü kişileri zihninde taradı ancak aklına ölüm haberini aldığı kimse gelmiyordu.
Gözleri hafifçe büyüyerek, gerçekten şaşırdığını belli eden bir ses tonuyla sordu: "Kimin yanında görülmüşüm, efendim? Şu an gerçekten hiçbir fikrim yok."
Başkomiser Namjoon, sorgu masasının üzerinden Taehyung'a doğru hafifçe eğildi, iki elini masaya koydu. Bu hareketle birlikte, odadaki gerginlik iyice hissedilir hale gelmişti. "Jungkook'un öldürüldüğünü gerçekten bilmiyorsun yani, öyle mi?"
Taehyung'un tüm vücudu, o an bir şok dalgasıyla sarsıldı. Ne demek Jungkook öldürülmüş? Gözleri şaşkınlıkla irileşmişti. Evet, daha dün Jungkook ve kendisi küçük bir konuşma yapmışlardı. Ancak sonrasında Jungkook'un başına bir şey geleceği ihtimalini hiç düşünmemişti.
Gözlerini kısarak başkomisere baktı, bu sözlerin gerçek olmamasını umuyordu. Tam o sırada, odanın köşesinde duran Komiser Kim Seokjin'in sesini duymasıyla ona döndü.
"Üstelik yıllardır ikiniz de birbirinize etmediğinizi bırakmadınız. Şimdi Jungkook'un öldüğünü bilmediğini mi ima ediyorsun? Oysaki daha dün görüşmüşsünüz." dedi Seokjin, yüzünde hafif alaycı bir gülümsemesi vardı.
Komiser Seokjin'in söylediği doğruydu. Jungkook ile akademideki dört yıl boyunca birbirlerine cehennemi yaşatmışlardı. Akademiye başladıkları yıl yeni bir kural getirilmişti ve akademideyi birinci olarak bitiren öğrencinin başkomiser Kim Namjoon'un ekibine direkt katılabileceği açıklanmıştı. Onlar gibi yeni mezun olacak öğrenciler için bu altın değerinde bir fırsattı. O günden sonra Jungkook ve Taehyung birinci olabilmek için ölümüne bir rekabete girmişti. Üstelik bu rekabet maalesef sadece ders açısından da değildi. Fiziksel çatışmalar dahi yaşanmış, bu ikili birbirlerini görmekten bile nefret eder hale gelmişti.
Ama Jungkook'un öldürülmesinde bir parmağı olduğunun düşünülmesi bambaşka bir şeydi. Evet, birbirlerinden nefret ediyorlardı, ama cinayet? Bu çok büyük bir şeydi. Üstelik daha dün görüşmeleri, tüm şüpheyi onun üzerine çekmişti.
Gergin bir sesle tekrardan konuştu. "Komiserim, yemin ederim öldürüldüğünü bilmiyordum. Tanrı aşkına, nereden bilebilirdim?"
Komiser Seokjin, gözlerini Taehyung'dan ayırmadan sordu: "Öyle olduğunu iddia ediyorsun yani, öyle mi?"
"Elbette," diye yanıtladı Taehyung, sesi bu kez daha kendinden emindi. Şüphe duymamıştı; bu işin içinden nasıl çıkacağını bilmese de, bildiği tek şey Jungkook'un ölümünden sorumlu olmadığıydı. Aklında hala Jungkook'un nasıl ölmüş olabileceği düşüncesi dolanıyordu. Bu nasıl olabilirdi? İçinden bir ses bunun yalan olmasını umuyordu.
Başkomiser Namjoon, komiser Seokjin'e döndü. "Komiser Kim, rica etsem kamera kayıtlarını getirebilir misiniz?"
"Tabii ki başkomiserim," diye yanıtladı Seokjin, hızla odadan çıkarak.
Kısa bir süre sonra, elinde birkaç dosyayla geri döndü. Onları masaya bıraktıktan sonra Namjoon, en üstteki dosyayı açtı ve içinden birkaç fotoğraf çıkartıp Taehyung'un önüne koydu.
"O zaman," dedi başkomiser "bize dün gece Jungkook'la Ilseul parkında ne yaptığını açıkla lütfen."
Taehyung, masanın üzerindeki fotoğraflara baktı. İlk fotoğraf, karanlıkta çekilmişti, ama figürler oldukça netti. Kendisi ve Jungkook, parkta yan yana otururlarken görüntülenmişlerdi.
Fotoğrafları elinde çevirmeye devam ettikçe konuştukları anları tekrardan görüyordu. En sonunda parktan beraber çıktıkları görüntüler vardı. Sonrasında fotoğraflar bitmişti.
"Bunlar Jungkook'un son görüntüleri." dedi komiser.
Sözü başkomiser Namjoon aldı. "Seninle beraber parktan çıktıktan sonra hiç görülmemiş. Hadi Taehyung, bize o gece neler yaşandığını anlat." sesinde tuhaf denilebilecek türden bir kibarlık vardı. Anlaşılan iyi polis kötü polis taktiğinde iyi polis olma rolü ona düşmüştü.
"Yoksa buluştuğunuzu da mı inkar edeceksin Taehyung?" dedi Seokjin, yine alaycı bir tavırla.
"Hayır," dedi Taehyung "dün görüştük. Bunu zaten biliyorsunuz. Ama düşündüğünüz gibi bir şey olmadı."
Namjoon sandalyesinde arkasına yaslandı. "O zaman bize neler yaşandığını anlat. Anlat ki biz de bilelim."
Taehyung önündeki fotoğraflara tekrar dönerek derin bir nefes aldı. Pekala, anlaşılan bugün çok uzun bir gün olacaktı.
sonraki bölüm hızlı gelecek korkmayın. sizi kocaman öptüm😙💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Academy Rivals | Taekook
FanfictionO yıl Seul polis akademisinde birinci olan öğrenci direkt Seul emniyet müdürlüğünde başkomiser Kim Namjoon'un ekibinde çalışmaya hak kazanacaktır. Akademinin son sınıf öğrencileri Taehyung ve Jungkook ikilisi ise birinci olmak için ellerinden gelen...