0.9

123 29 16
                                    

İçtiği kahve bardağını masaya koyan sarışın, "Evet Seungmin bey, dün gece neler oldu neler bitti. Hepsini tek tek istiyoruz" demişti.

Felix'in dedikleri ile Hyunjin ve Jisung güldü. Pazar günü olduğu için dörtlü bir kafede buluşmuştu, şuan ise Seungmin'den dün için rapor almaya çalışıyorlardı.

Seungmin iç çekip, pupeti ile kahvesini karıştırdı. "Biraz garipti" dedi yerinde kıpırdanıp.

"Nasıl bir garip?" diye sordu Hyunjin. "Yani" diyerek doğruldu Seungmin.

"Başta normaldi, beni evimden aldı motorla. Parti mekanına gittiz oturduk cidden bir çift gibiydik yani. Jiwon da sürekli bize bakıyordu, birde işin içine Lia katmış"

"Oğlum" dedi Jisung. "Lia ondan hoşlanıyor ya" diye devam etti. "Anlaşıldı, çöpçatan Felix olarak derhal Lia için en uygun kişiyi bulacağım"

Diğerleri gülerken, "Devam et köpüş" dedi Hyunjin.

"Sonra işte Hamin geldi, sürekli oturdunuz dans edin biraz dedi. Böyle olunca Jeongin de beni kaldırdı, biz öyle kendi halimizde dans etmeye başladık. Aslında o sıra cidden çok eğlendim. Sonra birden lavaboya gideceğim dedi, gitti".

"Gerizekalı seni tek mi bıraktı yani?" diye sordu Felix. Seungmin başını salladı "Evet ama zaten abimlerde vardı" dedi.

"Olsun şuan puan kırdım" diyen Felix ile göz devirip güldü. "Sonra geldi ama birden bana sarıldı"

"Ne!"

Üç ağızdan şaşkınlıkla çıkan söz ile Seungmin başını salladı. "Bende anlamadım başta ama Jiwon bana doğru geliyormuş, bu yüzden sarıldı bir anda bana" dedi.

"Sonra geri oturduk, o şekilde gün bitti" diyerek anlatmayı bitirmişti. "Peki" diyerek söze girdi Jisung, "Garip olan kısım ne senin için?"

"Ya bilmiyorum bana sarılması çok garip geldi, yani garip hissettim" dedi Seungmin parmakları ile oynarken.

"Seungmin seni yerim!" diyerek yanaklarını sıkan Felix ile küçük bir çığlık attı.

"Oğlum sen bu çocuktan hoşlanıyor musun yoksa?" diye sordu Hyunjin. Seungmin hışımla ona dönüp "Ne alaka ya!" diye çıkışmıştı.

"Ne bilim oğlum, kendin dedin garip hissettim diye" dedi Hyunjin iki elini de havaya kaldırıp.

"Bence hyung olduğu için sonuçta böyle bir durumda olmayız biz" dedi Seungmin omuz silkip. "Hı hı" diyen Felix ile "Öyle ya!" diye sesini yükseltti.

Jisung gülerek "Yine sesin yükselmeye başladı köpüş" dedi dalga geçerek.

Bununla Seungmin hatırlamış gibi "Aa bak bir de bu var! Bu gıcık bir de bana ne dedi biliyor musunuz? Çok sesin var!"

"Yaani" diyen Hyunjin ile adeta ateş çıkan gözlerini ona çevirdi Seungmin. Hyunjin yerinde küçülüp, "Nerden çıkarmış ya bunu, senin sesin mi var sanki aaa" demişti.

Jisung ve Felix gülerken bir kaç saat daha orada oturdular. En son kalkarken "Bugün aile yemeği var bizde ezikler" diyerek hava atıyordu Hyunjin.

Jisung ve Hyunjin'in ailesi sık sık beraber akşam yemeği yerdi. Şirket olarakta ortak çalıştıkları için oldukça yakınlardı.

"Ay bu kadar saat yetiyor zaten sizi görmem" diyen Seungmin ile "Saçını yolarım senin" diye çıkıştı Hyunjin.

Bir süre daha birbirleri ile uğraşmış, en son hepsi evlerine dağılmıştı.

Eve giren Seungmin salonda oturmuş oyun oynayan Jeongin ve yer masasında ders yapan abisine baktı.

"Napıyorsunuz lan?" diye sordu kaşlarını çatıp. Minho sadece "Hoşgeldin bebeğim" derken Jeongin gözünü televizyondan ayırmadan konuştu.

"Abin oyun için çağırdı, bir saat oynadıktan sonra ise Changbin'in onu geçebilme ihtimali ile vücudu titremeye başladı. Kısacası bu duruma geldik".

Seungmin göz devirdi, "Böyle nasıl çalışıyorsun abi?" diye sordu. "Çalışıyorum ben sorun etme, dikkat mi dağıtmayın" dedi ardından.

Evdeki gürültüler yüzünden bu şekilde çalışmayı biliyordu, odağında kayma olmuyordu. Seungmin iç çekti, "Yine gözü dönmeye başlıyor" diye söylenerek Jeongin'in yanına oturdu.

Jeongin fısıldayarak, "Aynılarını bende söyledim ama dinlemiyor ki, lisede ki hallerine senin kadar sahitim bende" dedi. Seungmin dudaklarını büzmesi ile Jeongin güldü, "Merak etme, abin tekrar kontrolü kaybetmeye başlarsa onu durduruz"

Göz kırpması ile Seungmin güldü, üstünü değiştirmek için odasına çıktı ardından.

Aileri ile akşam yemeği yiyen ikili ise sakindi, yan yana oturmuş sohbet eşliğinde yemeklerini yiyorlardı.

Bay Han gülerek, "Ah dostum Hwang, her zaman ki gibi çok komiksiniz. Aynı toplantıda sunduğunuz fikirler gibi" dedi.

Bununla duraksama olurken, Bay Hwang ortağına döndü. "Nasıl yani Han?"

"Alınma hemen canım, her zaman parlak fikirler çıkmaz ne de olsa değil mi?" dedi.

Bay Hwang gülmüş, "Aynen öyle Han, bazılarımızda hiç çıkmıyor mesela" demişti.

İkiside gülümserken soğuk bakışları birbirini buluyordu, Hyunjin gerginlikle "Hey tatlıya geçelim mi-" demesine kalmadan bağırışmalar başlamıştı bile.

Onların yükselen sesi ile Hyunjin yerinde titremeye başladı, Jisung bunu farketmiş "Hyunjin kalk hadi" diyerek kollarını onda dolayıp masadan kalktı.

Kendilerini o kargaşadan uzaklaştırıp koridora çıkarttı. "Sakın ol, sakın ol bebeğim" diyerek önüne gelen saçlarını çekti Jisung.

"Neden birden kavga ettiler ki?" diye sordu Hyunjin titreyen sesiyle. Kavgaları hiç sevmiyordu. "Bilmiyorum" dedi Jisung ona sarılıp sırtını oksarken.

Bir kaç gündür gergin bir hava olduğunu farketmisti ama kavga edileceğini hiç düşünmemişti.

"Hyunjin derhal buraya gel gidiyoruz bu evden!"

Babasının yüksek sesi duyulurken Hyunjin yerinde sıçradı. Korku dolu gözlerle Jisung'a bakarken, Jisung onu kolları arasından çıkarmadan salona getirdi.

Onların gelmesi ile Bay Hwang oğlunun kolunu kavrayarak kendine çekti, "Bir daha Han ailesinden kimse ile görüşmeyeceğiz!" diye bağırdı.

"Asıl Hwang ailesi bizim için bitti!" diyerek karşılık verdi Bay Han.

Hyunjin ve ailesi evden çıkarken Hyunjin arkasına dönüp korkarak arkadaşına baktı. Jisung ise onun gibi korksada Hyunjin'e dönüp "Sorun yok" anlamında gülümsedi.

Hyunjin yutkunurken ailesi ile evden çıktı.

Bir anda kaç yıllık dostluk tek kavga da bitmişti. Bu da hayatın şakasıydı onlara.

---

Sonunda bölüm

Hyunsung yasak aşka adım adım

Baysss

Love Tropes // Skz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin