Arabasında Felix ile mesajlaşan beden yan koltuğuna oturan kişiyle ona döndü. "Günaydın kuzen, bugün dersin daha geç başlamıyor mu?" diye sordu.
Felix'e son bir mesaj bırakmış, yanında ki kuzenine dönmüştü. Changbin iç çekti, "Öyle aslında, kütüphaneye gideceğim ilk önce" dedi.
"Kütüphane?" diye sordu Chan tek kaşını kaldırıp. Arabayı çalıştırdığı sıra "Evet? Ne var ki?" diye sordu Changbin.
"Oğlum sen hiç gitmezsin ki, hep evde çalışırsın. Senin hayatın okul ve spor salonu arasında dönüyor"
"Ya var bi bildiğim benim, sen kütüphaneye sür" dedi Changbin. "Artık araba alsan kendine de bende kurtulsam" diye söylendi Chan.
"Söylenme söylenme. Meydana çıkar cb97 aslında böyle bencil biri diye konuşurum" demesi ile Chan kahkaha attı.
"Şuan çok tırstım Changbin. Neyse anlat bakalım neymiş bi bildiğin". Kısa bi an ona bakıp göz kırpması ile Changbin iç çekti.
"Anlatmadan beni rahat bırakmayacaksın değil mi?"
"Aynen öyle"
"Minho diye bi eleman var. Birincilik ile yarışıyor işte, sadece bu da değil herif liseyi falanda birincilik ile bitirdi. Derece yapmış biri. Benimde birinci olabileceğimi duyunca sardı bana bu sefer. Salona gelip duruyor, ya da kütüphanelere sürüklüyor. O hırs yaptıkça benim de onunla oynayasım geldi işte"
Changbin'in anlattıkları ile Chan güldü, "Cidden akademik bı savaş içine girmişsiniz. Yani oraya gidip onu sinir edeceksin?"
Changbin sırıttı bu sefer, "Aynen öyle yapacağım" dedi. Kütüphanenin önüne gelmeleri ile "Hadi teşekkürler, randevunda da bolşans" diyerek indi. Chan ise arkasından tekrar gülmüştü.
Kütüphanenin çalışma alanına giren Changbin ise etrafına bakınmaya başladı. Gördüğü genç ile gülümsemiş, onun yanına doğru adımlamıştı.
Önünde ki kitaplara ve tablete gömülmüş olan beden ise onu farketmemişti. "Daha vizelere iki hafta var, bu ne hırs böyle"
Changbin'in dedikleri ile Minho irkilerek başını kaldırdı. "Ben hep bu şekilde çalışırım" dedi. Ardından sırıtıp "Hayırdır, sen gelir mıydın böyle yerlere" dedi.
"Aslında hayır ama şu an seninle savaşmak eğlenceli"
"Hm hm, dene bakalım. Lee Minho'yu geçmek kolay değil yalnız, dikkat et ezilme" demesi ile Changbin gülmüş sandalyede oturan Minho'ya doğru eğilmişti.
"Kendinin hep birinci olabileceğine inanıyorsun değil mi Minho? Ama hep olamazsın üzgünüm. Bı gün biri gelir ve bir bakmışsın o tahtın elinden alınmış"
Minho hala yüzündeki sırıtma ile onu süzdü, kollarını göğsünde birleştirip sandalyede daha çok yayıldı. "Belki bu dediğin bi gün olabilir Changbincim ama bunun bu sıralar olacağını hiç sanmıyorum"
Daha sonra elini kaldırıp Changbin'in yanağını okşadı, "Yine de deneyebilirsin tabi" dedi. Changbin ise yanağını okşayan elle hızla geri çekildi.
Karnının kasıldığını hissederken hala ona sırıtan Minho eşliğinde başka bi masaya doğru yol aldı.
Telefonda Seungmin ile konuşarak yürüyen Felix ise "Dur dur, ne dedin sen?" diye sordu şaşkınca.
"Of işte sürekli beynimde dönüyor sarıldığı an, çok garip oluyorum" dedi Seungmin. Felix gülmüş, "Bebeğim kızma ama Jeongin hyungdan cidden etkilenmeye başlamışsın" dedi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Tropes // Skz ✓
Hayran KurguKendisine sevgili rolü yapacak birini arayan Seungmin ve abisi Minho'nun en yakın arkadaşı Jeongin ile olaylar başlamıştı. Seungin Minbin Chanlix Hyunsung [ Billionaire Romence, Academic Rivals, Sport Lovers, Forbidden Love, Friends to Lovers, Soul...