üç

210 42 44
                                    

bölüm 3 : kırık duş başlığı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.






bölüm 3 : kırık duş başlığı.




aniden gelen daraltıyla odasında bulunan balkonunu açıp yatağının önündeki çalışma masasına tekrar oturduğunda, bir buçuk haftadır katlanmaya çalıştığı sesleri şu an ders çalışırken de dinliyordu, en çok bu sebepten dolayı bir daralma vardı üzerinde. istisnasız bir buçuk haftadır durum böyleyken yalnızca tek bir gecesinde sessizce uyuyabilmişti, onda da tabii çok sevdiği komşusu heeseung evde yoktu.

tabletine indirdiği dosyaların arasında istediğini ararken şiddetlenen seslerle sakinleşmek adına derin bir nefes alıp vermişti. finalleri yaklaşıyordu, döneminin bitmesine bir ay kalmıştı ve bu şartlar altında çalışabilmek bir kenara dursun, uyku düzeni bile bozulmuştu. yalnızca üç defa uyarmak adına kapılarına gitmişti ancak baktı ki o herkese ruh hastası diye anlattığı heeseung yine aynıydı, hiçbir değişiklik yoktu. üçüncü gidişinde de anlamıyorsa bazı şeyleri gerçekten uğraşmaya değmeyeceğini anlamıştı jaeyun, fakat katlanabilecek irade bulamadığı dosyanın siniriyle de gün yüzüne çıkmıştı.

"gerçekten sabrımı sınamaya çalışıyor." önündeki tabletine odaklanmaya çalıştıkça daha da imkansız hâle geliyordu. şu bir buçuk haftada etmediği bütün kavgaları yaşamıştır jaeyun, bir yenisini eklemek istemiyordu. en son kesinlikle sunghoon için bir tatlı götürdüğünde heeseung olur olmadık her lafa da atladığı için, "onun içinde zehir vardır kesin, asla yemem." diyerek sinir hastası yapmıştı en sakin çocuğu, ya da jaeyun aslında hep böyle birisiydi, ortaya çıkaran kişi heeseung olmuştu.

aradığı dosyayı bulmasıyla rahatlayıp açıldığı gibi notlarını okumaya başladığında, artık iniltilerde heeseung'ın ismi de sayıklanıyordu. yeterince nefret etmiyormuş gibi şimdi de sürekli aralıksız duymak son tahammülü olmuştu. tabletini aceleyle kapatıp masasından kalktıktan sonra odasından çıktığı gibi kendisini kilitlediği dış kapısının önünde bulmuştu. kilidi çevirip kenarda duran terliklerini giyindikten sonra ne kadar darladığını umursamadan aralıksız bir şekilde zile basmıştı. artık ne kadar rahatsız olurlar veya olmazlar umrunda değildi. yarın hafta sonuydu, huzurlu girmek istiyordu.

kapının açılma sesiyle içinde tuttuğu bütün hakaretleri sıralamaya başlayacaktı ki, karşısında görmek istediği kişiyi göremeyince bütün laflarını geri yutmuştu. "jaeyun?" gözlerini zorla açan sunghoon hafifçe kısarak gördüğü kişiden emin olmak adına yutkunup boğuk sesini biraz da olsa azaltmak amacıyla ismiyle seslendiğinde, jaeyun sayesinde uyandırdığı sunghoon'a öylece bakakalmıştı. sanırım ikisi de jaeyun'un karşısına çıplak çıkmayı seviyordu. "yine heeseung yüzünden mi?" diyerek içeriden gelen sesleri ancak duyduğunda, dudaklarını birbirine bastırıp başıyla kendisini onaylayan jaeyun'a ne söylemesi gerektiğini düşünürken derin bir nefes alıp vermişti.

r u mine?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin