Canım patronum (1 yeni mesaj):
Yarın fazla mesai yapacağız, bu yüzden telefonlarınızın şarj aletlerini yanınıza almayı unutmayın~Gelen mesajla derin bir iç geçirdim. Fazla mesai demek yeni bir görev olduğu anlamına geliyordu. Kasiyerin sesiyle kafamı telefondan kaldırdım.
"Temassız var mı?"
"Var."
"Ödemenizi buradan yapabilirsiniz."Kasiyerin önüme uzattığı pos cihazına hazırda beklettiğim kartımı okuttum. Onay sesini beklerken iki poşedi elime aldım, beklenen ses gelince de iyi günler dileyip evimin yolunu tuttum.
Sokakta yürürken diğer herkes gibi sıradan bir insana benziyordum. Hayatı iş ve ev arasındaki yoldan ibaret olan bir metropol insanı. Fakat öyle gözükmeme rağmen hepsinden daha farklıydım.
Ben normal hayat süren normal bir insan değildim. Kullandığım kimlik bile benim kimliğim değildi. Ben günlük hayatımda gerçek bir kimlikle yaşamıyordum. Tabii bir metropolün içinde yaşadığımız için bu, görev zamanlarındaki kadar zor olmuyordu. Komşularımla iletişime geçmek durumunda kalmıyordum mesela. Bu oldukça rahatlatıcıydı. Şayet ikili sohbette bulunmak durumunda kalırsam da bir şirkette müdür asistanlığı yapan Byun Baekbeom'un kimliğini taşıyordum. Bu bazı zamanlar 1-2 aylığına ortadan kaybolmamı da çok güzel açıklıyordu, iş gezisi.
Peki ben aslında kimdim?
Kod adı ile Starlight, gerçek adı ile Byun Baekhyun; 6 yaşındayken yetimhaneden alınıp bu iş için özel olarak yetiştirilmiş bir ANSP ajanı. Şu anki gerçek yaşım 26, teşkilatın en genç ajanlarından biriyim. Aynı zamanda en başarılı.
Yıllarca bu iş için hırslandırılarak büyüdüm. Her şeyimi buna adayarak gece gündüz çalıştım. Bendeki potansiyel de fark edilmiş olacak ki her zaman öğretmenlerimin desteği benim üzerimdeydi. Akademinin yıldızıydım. Bu hala daha oldukça gurur verici.
Başarı ardından haset ve fitne de getirir. Ben dişimle tırnağımla kazıyarak geldiğim o noktada, akademinin ortasında parıl parıl parıldarken beni kıskanıp yıldız olmaya çalışan başkaları da vardı tabii, sayıca da oldukça fazlaydılar. Ama bana sorarsanız, hiçbiri asıl yıldızın yerini tutamadı.
Bir kişi hariç.
Onun benim yerimi tuttuğunu asla iddia etmiyorum. Tutamadı da zaten. Ama oldukça yaklaşmıştı. Bir dönem onun yüzünden oldukça paniklemedim değil. Ya benim tahtımı benden çalarsa ve hocaların asıl gözdesi olamazsam diye geceleri yatağımda bana kara kara ne yapacağımı düşündürttüren o kişi:
Park Chanyeol.
Kendisi, okul ikinciliğini elde edip aynı gün karşımda dikilirken "Sıkı tutun Baekhyun, tahtın sallanıyor gibi." diyerek suratıma küstahça güldüğü günden beri rakibim. Hatırladıkça bile o an hissettiğim hırs ve öfkeyi tekrar içimde hissedebiliyordum. O his ciğerlerimi gıdıklayıp beni rahatsız etmeden bedenimi terk etmiyordu.
Ama yine aynı şekilde hatırladıkça içimi zafer duygusuyla dolduran şey okulu birincilikle bitiren kişinin ben oluşum olmasıydı. Chanyeol ise ikincilikle bitirmişti. Bu yine de içimi soğutmuyordu çünkü ne yazık ki bir aylığına, küçük bir süreliğine birinciliğimi Chanyeol'e devretmiştim. Çok hatırlamadığım o yetimhanede geçirdiğim süreden bile kötü, kendime dünyada cehennemi yaşattığım bir aydı. Yolda bana rastlayanlar o bir aylık dönemde selam vermek şöyle dursun, yüzümün karartısından korkup mesafelerini daha da açıyorlardı. Neyse ki o bir aydan sonra Chanyeol'den tahtımı geri aldım ve okulun bitmesine kalan bir yıllık süre içerisinde de asla bırakmadım. Yine de bir ay bile olsa devretmek zorunda kalmak hala düşününce içime oturan bir mevzuydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
spy × {chanbaek}
FanfictionBen Byun Baekhyun. Bilinen kod ismimle Starlight. ANSP için çalışan bir ajanım ve alanımın en iyisiyim. Her zaman olduğu gibi bir gün yine çok önemli bir görev için seçildim, ama seçilen tek kişi değildim. Beraber çalışmamız için bir kişi daha seçil...