"Baek."
"Kalk hadi."
"Molaya durduk hadi, kalk."
"Acıkmadın mı?"
"Son uyarım."
"Aloo, kime diyorum? Öleceksin açlıktan hadi. İkimiz de bir şey yemedik sabahtandır."
Bu rahatsız edici sesin sahibi olan rahatsız edici kişi beni uykumdan uyandırmaya çalışırken amacına ulaşmıştı. Fazla ışığa alışmak düşündüğümden daha zor olunca ellerimi yüzüme siper ettim. Daha doğrusu sadece birini siper olarak kullanabildim çünkü sağ kolum fena derecede uyuşmuştu. Oha, kangren oldum herhalde.
"Hacı tuvalete gideceğim daha, kalk artık."
"Ne car car ettin be sen de başımın dibinde, ne çenen varmış." Kolumun kendine gelmesini ve ağzımdaki tuhaf tadın geçmesini beklerken bir yandan da tepemde dikilen gözetleme kulesiyle mücadele ediyordum, sabah sabah çenesi açılmıştı beyefendinin. Sabah demişken harbi, saat kaç olmuştu da güneş insanı kör ediyordu?
"Saat kaç ya, bu güneş ne?"
"Bir buçuk, ikiye geliyor."
"E amına koyayım yok muydu gölge bir yer? Fırın olur bu araba biz dönene kadar."
"Vardı da ben çekmedim, gerizekalı." Sonunda görebildiğim yüze tamamiyle sinir ve iğrelti ifadesi hakimdi. Burnundan soluyor gibiydi. Şaşıracağınız üzere insaflılığım tuttu ve daha fazla oyalanmadan indim arabada. "Ejderha gibi soluma yanımda, çakıcam bir tane."
"Benim elim armut toplar zaten sen çakarken." Ay yemin ederim 13-14 yaşlarında kendini bir bok zanneden erkek çocukları gibi cevap veriyordu. Aynısı ya. Mental ergen. "Sus ya, katlanamıyorum sana."
"Tanrım sabır ver." ASIL SABIRA İHTİYACI OLAM BENDİM!
Dinlenme tesisine girdikten sonra ben masaalrın olduğu kısma ilerlerken o da wc yazılı tabelanın işaret ettiği yere yöneldi. Oturup yemek almak için Chanyeol'ün gelmesini beklerken telefonumu çıkartıp yeni bir haber olup olmdığına baktım. Müdür'den mesaj vardı.
Canım patronum (1 yeni mesaj):
Çalışacağın yerde sana yardımcı olmaları için ayarladığım bir kaç arkadaş var, gidince onlarla tanışmayı unutma. Ayriyeten ihtiyacın olan bazı ekipmanları da yanına almayı unutmuşsun, senin için kamyonete yükledik<3Okuduğum mesajla elim sertçe alnıma çarpmış bulundu. İstihbarat araçlarını tamamen unutmuştum, böyle bir acemiliği nasıl yaptığımı aklım almadı. Umarım Chanyeol'ün bundan haberi olmamıştır, öyle olursa benimle çok feci dalga geçer ve ben sinirden kudurmaktan başka hiçbir şey yapamam.
Silkelenip "hiçbir şey olmadı" ifadeye geri döndüm ve bir kaç haber sitesine girip çıktım. Herhangi önemli bir gelişme yoktu gündemde. Daha fazla kontrol edilecek bir şey kalmadığında tesisin içini incelemeye başladım. Klasik bir dinlenme tesisiydi; hijyeni -tahmin edebileceğiniz şekilde- müthiş gözükmüyor ama kötü de durmuyordu, masalar ve sandalyeler kafeteryalardakine benziyordu. Bir arkadaş grubu, bir kaç aile ve orta yaşlı yalnız bir adam harici başka müşteri yoktu, yani ortam pek kalabalık değildi. Oturduğum yerin biraz ilerisinde mutfağın bir kısmı, kasa ve wc tabelası vardı; tabelanın olduğu yerden çıkan iki metrelik adamı görünce de karnımın gerçekten acıktığı anca anca fark edebildim. Oturduğum yere doğru yaklaşırken bakışlarımı üzerinden çekmedim. Yaptığımı fark etmiş gibi o da önüme oturana kadar gözlerimin içine içine baktı.
"Ne yersin diye sormayacağım, sen her şeyi yersin çünkü." Önümdeki sandalyeyi çekip otururken gömleği gerilmişti, bir anlığına bu havada o gömlekle nasıl rahat ettiğini merak etmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
spy × {chanbaek}
FanficBen Byun Baekhyun. Bilinen kod ismimle Starlight. ANSP için çalışan bir ajanım ve alanımın en iyisiyim. Her zaman olduğu gibi bir gün yine çok önemli bir görev için seçildim, ama seçilen tek kişi değildim. Beraber çalışmamız için bir kişi daha seçil...