Minho'dan.
O gün bittiğinde Minho gece yatağında dönüp duruyordu. Hyunjin'i aklından çıkaramıyor, neredeyse delirecek seviyede düşünüyordu.
Ne istiyordu bu oğlan? Neden ona iltifat ediyor, neden bakışlarında aşk bulunduruyordu? Daha önce Hyunjin ile hiç konuşmamışlardı bile. Nasıl olmuştu da Hyunjin bu şekil davranıyordu?
Minho o gece hiç uyuyamamıştı. Ertesi sabah her zamanki gibi hazırlanmış, okula yürümeye başlamıştı. Yolda yürürken omuzlarına atılan bir kol ile sol yanına baktı ve kolun sahibinin Hyunjin olduğunu gördü. Daha uzun olan oğlan yaptığı normal bir şeymiş gibi yolu izliyor, Minho'ya bakmıyordu bile.
Minho dayanamamış, Hyunjin'in kolunu omuzlarından ittirip titrek bir sesle konuşmuştu. "Ne yapıyorsun sen!?"
Hyunjin şaşkın bir şekilde Minho'ya bakmış, daha sonrasında sırıtarak cevaplamıştı. "Ne demek ne yapıyorum?"
Minho sinirle kaslarını çatmış, ellerini beline yerleştirip derin bir nefes almıştı. "Ne yaptığını çok iyi biliyorsun. Neden iki gündür benimle flörtleşiyorsun? Daha geçen instagram'a sevgilinle post attın. Ne oluyor amına koyayım?"
Hyunjin'in sırıtması hâlâ yüzünden silinmemiş, aksine daha da genişlemişti. Karşısındaki ondan kısa olan oğlan'ın bu kadar tatlı olması onu bitiriyordu. "Sevgilim mi?"
Minho dudaklarını birbirine bastırıp iki elini alnına götürmüş, sakinleşmek adına masaj yapmıştı. "Evet. Yeji işte. Sarılıyordunuz."
Hyunjin kahkahasını tutamamış, sesli şekilde gülmüştü. "Minho. Kardeşim o benim."
Minho, Hyunjin'in dediği şeyle donup kalmış, gözleri büyümüş ve ağzı açılmıştı.
Hyunjin kafasını iki yana sallayıp, yüzündeki gülüşü silmeden çekip gitti. Yine elle tutulur bir açıklama yapmamış, yine Minho'yu overthink sezonuna sokmuştu.
