'1

27 3 48
                                    

Lütfen OY ve YORUM bırakmayı unutmayın🌱 !
______________

Dönemin ortasında üniversitemi değiştirmek zorunda kalmıştım, ve şimdi de yeni okulumun önünde yaklaşık 15 dakikadır içeri girmek için bekliyordum.

15 dakikadır nasıl davranmam ve ne yapmam gerektiğini düşünüyor, fakat utangaç kişiliğim yüzünden düşündüklerimi uygulamak yine kolay olmuyordu. Üstelik böyle bir günde!

Derince bir nefes aldım ve adımımı büyük kapıdan içeri attım. Bu üniversite birçok büyük bina ve yurdu içinde barındırıyordu. Tıpkı bir site gibi, kaç bina olduğunu henüz saymamıştım bile. Sol tarafa dönüp ilerleyerek büyük binanın içine girdim.

Gerçi girdiğim binanın ana bina yerine yüzme binası olduğunu bilmeden. Tabii çatıda yazan koskoca "X Üniversitesi Yüzme Kulübü Binası" yazısını gözlerim görmemiş, ilk gün stresinden dolup taşan beynim algılayamamıştı.

Fayansla döşenmiş duvarların olduğu koridordan geçerek, kapısı hafif aralık, tahminimce büyük olan odanın, hatta salonun önüne geldim. Kapıya dokunmadan yere dizlerimin üzerinde çöktüm ve içeri baktım birkaç dakika. Kimse yoktu.

Salondaki geniş havuzu görmemle jetonum yeni düşmüşcesine, daha ilk günden yanlış binaya girdiğimi anladım.

Kenara bıraktığım bez çantamı alıp ayağa kalkacakken arkamdan biri konuştu.

"Hey! İzinsiz binamıza girip, antrenörümüzü gizli gizli izledikten sonra nereye gittiğini sanıyorsun!"

"Ne?" Bedenimi ve yüzümü arkama çevirip, yüzme şortu ve ıslak saçlarından dolayı boyun kısmı nemli olan bir çocuğun -gerçekten küçük duruyordu- çatık kaşlarıyla bana baktığını görmem bir olmuştu.

"Y-yanlış anladın, ben binaları karıştırdığım için yanlışlıkla buraya geldim."

"Nasıl karıştırmış olabilirsin? Kocaman 'yüzme binası' diye yazıyor ya girişte."

"Gerçekten dikkat etmedim. Bugün benim ilk günüm, geç kalmadan gitsem iyi olur-"

"Hayır gitmiyorsun! Her binayı karıştıran buraya gelirse, daha çok işimiz var demek ki. Antrenöre anlat ne derin varsa."

"Geç kalacağı-!" Çilli çocuğun beni ufak ufak ittirmesiyle, az önce baktığım aralık kapıdan içeri girdik.

Sesimizi duymuş olacak ki ayakta bizi bekleyen genç bir adam vardı.

Elindeki havluyla saçını ve yüzünü kuruluyordu. Saçlarından akan su damlaları omuzlarından geçerek karın kaslarına düşüyor, geçerken bıraktığı ıslak izlerden sonra şortunun beline ulaşarak kayboluyordu.

Havluyu her oynattıktan sonra hareket eden kollarında ki kasları geriliyor, büyük ellerindeki damarlar belirginleşiyordu.

Gözlerim onun her hareketini takip ederken, fark ettiğim şeyle gözlerim büyüdü, derince yutkundum.

Bu adam tam benim tipimdi!

Özellikle kaslı ve maskülen erkeklere bayılır, haftalık ve aylık çıkan spor dergilerini sipariş ederek koleksiyonuma eklerdim.

Yüzücü erkekler her zaman favorim olmuştu!

Adamların posterleri bile odamda boydan boya asılı dururken, hayalimde ki adamla aynı ortam içinde olmak beni ve kücük kalbimi heyecanlandırmış, hayallerimi yaşadığımı düşünmüştüm.

Zihnimden geçen düşünceler, kaslı adamın konuşmasıyla kesildi.

"Ne oldu Sohee, neden bağırdın yine?"

2 Besties & Their BF's - Sunjeongz / HaobinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin