0.3

306 42 79
                                    

Felix'ten...

Yaklaşık iki saattir. Önümdeki kağıtta yazanları bilgisayara yazıyordum. Çok ama çok yorulmuştum.

Yirmi dakika önce Hyunjin ve Minho bir işlerinin olduğunu ve bir saate geleceklerini söylemiş ve çıkmıştı.

Çok uykum gelmişti. Saate baktığımda 12.23'ü gösteriyordu. Normalde on iki, bir gibi öğle uykuma yatardım. Şimdi ise alışkın olmadığım için gözlerim kapanıyordu.

Sanırım onlar gelene kadar uyuyacaktım. Nasıl olsa gelmelerine daha çok vardı.

Önümdeki kağıtları kenara çektim ve başımı masaya koyup gözlerimi kapattım.

Bir kaç dakika geçmesine rağmen hala uyuyamamıştım. Baş parmağım sürekli ağzıma gidiyordu. Sorunun ne olduğunu biliyordum. Uyuyabilmem için emziğim lazımdı.

Yanımda zor durumlar için zaten bir tane vardı ancak takıp takmamak konusunda oldukça kararsızdım.

Bir kaç dakika da bunu düşünmeye harcadım. Sonunda hemencecik kalkarım zaten kimse görmez diyip takma kararı aldım.

Yanıma aldığım beyaz küçük çantadan pembe emziği çıkardım.

Emziği ağzıma aldım ve emerek kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Hyunjin'den...

Küçük bir toplantımız olduğu için Minho ile acilen çıkmak zorunda kaldık. Odadaki küçük bebeğimize de bir saate geleceğimizi söyledik.

İşimiz erken bitti bu yüzden odadaki küçük bebeği daha çok görebileceğimiz için ikimiz de seviniyorduk.

Asansörde kısa ve sessiz bir yolculuğun ardından 7. kata ulaştık.

Kapıyı içerideki küçüğü korkutmamak için yavaşça açtık.

Gördüğüm manzara beni olduğum yerde durdurdu.

Hemen ardımdan Minho da içeri girdi ve o da gördüğü şey ile dondu.

Pembe küçük masasında, çok sesli olmayacak ama duyulabilecek bir şekilde, pembe emziğini minik dudakları arasına almış, kollarını yastık görevinde kullanırken pek rahat olmasa da şu anki durumundan memnun gözüken, sarı upuzun saçları açıkta kalan beline düşmüş bir bebek.

Bu cennetten düşmüş görüntüyü biraz daha izledikten sonra yutkundum ve Minho'ya baktım. O hala küçük çocuğa bakıyordu.

Küçük çocuğun büyük etkisi vardı.

Dudaklarımı araladım ve sessizce konuştum.

"O bizim aradığımız kişi. Artık yüzde yüz eminim."

Minho ise sadece gülümseyerek başını sallamakla yetindi.

"Küçük bebeği uyandırmadan işlerimize devam edelim."

Minho'nun dediği ile onu onaylamak adına başımı aşağı yukarı salladım.

Yerim oturdum ve telefonumu çıkarıp o uyanmadan önce bir kaç küçük fotoğrafını çektim.

Daha sonra işlerime geri döndüm.

🧸🎀🍼

Tekrar çalışmaya başlayalı yaklaşık yarım saat olmuştu yanımda duyduğum mırıldanmalar ile odağımı ses gelen yöne çevirdim.

Felix uyanmaya başlamıştı. Direğimin birini masaya koyup, aynı elimin üstüne başımı koydum ve onu izlemeye başladım. Minho'ya baktığımda oda küçüğü izliyordu.

Our beautiful baby ~ HyunHoLixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin