Oy ve yorum~
İyi okumalarrr canlarımmmGenç adam karşısındakini çırılçıplak olan bedene bakmamaya çalışıyordu. Karşısındaki beden sürekli kıpırdıyor ve genç adamın örttüğü örtüyü yere düşürmeyi başaracak gibi görünüyordu. Başarılıda olmuş gibi görünüyordu. Hyunjin hemen karşısındaki çocuğun üstüne kendi tişörtünü çıkartıp giydirmişti. Dün gece işten kaytarmış eve gelmişti. Hyungları ile birlikte bir kafe işletiyorlardı. İşler istedikleri gibi gidiyor ve küçüklerinin okul masraflarını, kişisel bakımlarını ve yaşamlarını gayet güzel bir şekilde hallediyorlardı. Ayrıca bu ufak kafede müzik bile yapıyorlardı. Birlikte şarkı söylüyor, rap bile yapıyorlardı. Bulundukları yer korenin en işlek caddesiydi ve onların müzikal bir kafe olması harikaydı.
Dün gece işten kaytarmak için bir bahane arıyordu ki şansına kedi çıkmıştı. Yaralıydı, siyah tüyleri masmavi gözleri vardı. Üstelik oldukça yapısal anlamda küçüktü.
Belkide gerçekten küçük bir yavruydu. Hemen apar topar onu veterinere götürmüştü. Küçük şey gerçekten hem oyuncu hemde oldukça asiydi. Veterinere gitmemek için Hyunjini epey bir uğraştırmıştı. En sonunda tüm kontrolleri bitmiş ve evine geçip kedi için gerekli olan mamaları evlerinin kilerinden çıkartıp ayrı bir kaba koymuştu. Hayvanları çok severdi sokaktaki hayvanları sürekli beslerdi.❀
Ufaklık afiyetle yemeğini yemiş ve şuanda sıcacık yatakta uyuyordu. Birden midesinin guruldadığını duymuş ve minik yaralı patisine dikkat ederek minik minik adımlarla eve ilk girdiğinde gördüğü mutfağa ilerlemişti. Herneyse buralı kısa bir tatlılık krizi yaşayın diye yazdım zaten. Biz asıl meselemize dönelim.
Bizim bu ufaklık yeniden iyileşmenin ve sıcacık bir yuvanın geçici olarak sahibi olmanın verdiği heyecan ve mutlulukla birlikte yeniden insan formuna dönmüştü. Tabikide insan formuna dönüştüğü halinde basılmayı beklemiyordu. Evin sahibi olan Hyunjin aşağıda bir takım sesler duyduğu için ve ufaklığı göremediği için aşağı inmişti. Gerçekten de ufaklıktı. Sadece kedi formunda değildi. Hyunjin ilk başta bütün bu olanları anlamaya çalışmış ve evinde dolanan bu küçük ama bi o kadarda büyük bedenin kime ait olduğunu anlamaya çalışıyordu. Uzun süredir cesaret edemediği konuşmayı akıl edebilmişti sonunda."Sen nesin? O minik kediye noldu?"
Küçük olanın konuşmasını beklemiyordu asla. Siyah saçlı ve mavi gözlü beden kafasını kaldırdı ve konuşmaya başladı.
"Ben zaten o kediyim hatırlamadın mı?"
"Pekala ne saçmalıyorsun sen?" Bir yandan bunun mümkün olabileceğini düşündü. Çünkü geceleri kardeşinin uyur gezerliğinden dolayı kapı ve pencereleri kitleme alışkanlığı vardı. Yani bu beden asla giremezdi evine.