thalass|winrina

soju

Kumsalda geçirilen vaktin ardından Minjeong eve gitmesi gerektiğini söyleyerek Jimin'in yanından ayrılmıştı. Jimin bir süre gökyüzünün kararması ve yıldızların gökyüzünü doldurmasıyla seyre daldı. Gece yarısına yakın bir saatte kumsaldan kalktı ve tekneye doğru ilerledi. Tekneyi yerinde göremeyince başta panik olsa da omuz silkti ve telefonunu çıkarıp Aeri'yi aradı. Kısa süre sonra telefon açıldığında gürültülü seslerden dolayı Aeri'nin sesi zor duyuluyordu.

"Jimin sen neredesin ya?"

"Sen neredesin asıl tekne nerede?"

"Ben tekneyi gönderdim. Geç olmuştu bu gece kıyıda kalacağım gel yanıma konum atıyorum."

Sözünü bitirir bitirmez telefonu suratına kapamıştı kısa süre sonra gelen bildirim sesiyle Aeri'nin ona gönderdiği konuma ilerledi. Konuma geldiğinde, müzikli ve alkollü bir lokanta olduğunu farketti. Kapısında püskülleri olan yerden elini atarak geçti, içeri girdiğinde Aeri'nin masada tek başına oturduğunu görünce iç çekti. Oldukça fazla içtiğini tahmin edebiliyordu. Etrafa göz gezindirdi ve Aeri'den başka müşteri yoktu. Lokantanın sahibi olduğunu düşündüğü kadın onu selamlamıştı. Jimin de selamlayıp Aeri'nin yanına oturur oturmaz Aeri masadaki bardağa Jimin için soju doldurmuş önüne itmişti. Jimin, Aeri'nin alkolden kızarmış gözlerine baktıktan sonra elini şişeye attı ve kendi tarafına çekti.

"Fazlasıyla içmişsin kalanı benim."

"Ama Jimin-ssi böyle olmaz iyiyim ben." Kafası masaya düşerken konuşuyordu adeta.

"Baya iyisin."

Masaya gelen orta yaşlı kadın Jimin'e sipariş sorduğunda acıktığını farketmişti. Balık sergilenen dolaptaki balıklara baktı.

"Ben kalamar alayım birde bir şişe daha soju."

Kadın kafa sallayarak mutfağa ilerledi. Jimin ise Aeri'nin masaya düşen kafasını dürttü.

"Kendine gel. Nerede kalacağız bir yer ayarladın mı?"

Aeri, elini ensesine atıp soğancık kısmını ovaladı ardından parmaklarını şakaklarına atıp masaj yaptı.

"Bakarız. Sen yemeğini ye önce."

Jimin, masaya tekrar kafasını gömen Aeri'yi bu sefer kaldırmadı ve sızmasına izin verdi. O sırada gelen sojuyu içmeye başlarken sağdan gelen gölge ile oraya döndüğünde asla görmeyi beklemediği kişiyi görmüştü.

"Minjeong?"

Ağzından bardağı çekerken mırıldanmıştı. Minjeong, Jimin'i görmeden mutfağa doğru yönelmişti. Duyduğu seslerle kendini bozmadı ve önüne döndü.

"Minjeong kızım şunu masaya götür müşterimiz var."

Kısa süre sonra önüne tabak konduğunda kafasını kaldırdı ve Minjeong ile göz göze gelmişlerdi.

"Jimin?"

Jimin, gülümseyerek ona kalamarı servis eden kıza baktı.

"Demek bahsettiğin aile lokantası burasıydı."

Minjeong kafa sallarken Aeri'ye bakmıştı.