Merhaba arkadaşlar.Bu kitaba başlamadan önce şunu söyleyeyim 2 tane yazarımız var.Ben ve arkadaşım.Umarım beğenirsiniz ilk beraber yazdığımız kitap.İyi okumalar...
-soğuk İstanbul sokakları-
Gökyüzü yine o güzel mavisini karanlığa,siyaha teslim etmişti...
Gecenin tüm öfkesini bir ay parlatıyordu.Parçalı bulutlar parıltısıyla savaşıyordu.Ara sıra önüne geçip parıltısını yok edip tüm hakimiyetini karanlığa verselerde sonunda kazanan yine ay oluyordu...
Benimkinin aksine kocaman bir ailesi vardı tüm yıldızlar gecenin karanlığını örtbas etmek için onunla birlikte çabalıyordu.Gözlerimi gökyüzünden alıp yere yönelttiğimde ise koskoca yolu zarzor yanan tek bir gece lambası aydınlatmaya çalışıyordu.Bütünüyle tüm İstanbul'a baktığımda kimsecikler yoktu anlaşılan yine yalnızdı burası benim şehrimdi tıpkı, tıpkı bana benziyordu.Hayatında ne kimsesi vardı ne de yalnızlığını giderecek bir kişi...
Üzerimdeki kalın hırkaya birkez daha sımsıkı satıldıktan sonra içimi ısıtmaya çalışan elimdeki siyah kupanın içerisinde bulunan sıcak kahvemden bir yudum daha aldım...Pencere kenarından ayrılıp gardolaba yöneldim yanına geldiğimde pijamalarımın bulunduğu tarafı açtım ve içerisinden kalın kalın bir pijama aldım çok çabuk üzerime geçirdikten sonra çıkardığım hırkamı tekrar giydim.Yan taraflarında bulunan iplerini alıp olduğundan fazla incelmiş olan belime sımsıkı bağladım.
Yatağımın üzerinde bulunan nevresimi kaldırıp içerisine girdim,komidinin üzerinde bulunan gece lambasını da kapadıktan sonra bende gözlerimi uykuya kapadım gözlerimi.Gözlerimi hızla açtım ve yatmış olduğum yataktan doğruldum garip bir kâbus görmüştüm ama bu beni olduğundan fazla korkutmuştu.Hızlı bir şekilde kalkıp inen göğüsümü yatıştırmak için nefesimi kontrol etmeye çalışıyordum.Kısa bir süre sonra nefesimi düzene sokabilmiştim.
Gözüm duvarda asılı olan saatime kaydığında sabah 06.30'du.07.00'de kalkıyordum bu iyiydi en azından kanter içerisinde kalan vücudumu duş alarak temizlemeye vakit bulmuştum.Hızla yataktan kalkıp odamda bulunan bana ait ebeveyin banyoma girdim.Ilık bir duşun ardından bornozuma sıkıca sarılarak odama geçtim.Gardolabın çekmecesinden aldığım çiçekli iç çamaşırlarımı hiç vakit kaybetmeden üzerime geçirdim.Bugün şirkette önemli bir toplantı vardı bunu için asil giyinemem gerekirdi.Dolaptan pembe bir gömlek onun altına gömlekten daha koyu olan pembe renkli kalem eteğide alıp üzerime geçirdikten sonra tekrar banyoya gidip saçlarımı kuruttum.Saçlarımı düzleştirdikten sonra fazla abartılı olmayan bir makyaj yapıp banyodan çıktım.Büyük olmayan orta boylu çantama gerekli olan eşyalarımı tıkıştırıp çantamla uyumlu olan beyaz stilettolarıda hızlıca ayağıma geçirip evden çıktım.Karşıdan gelen ilk taksiye elimle dur işareti yaptım bunu oda fark etmiş olacakki yanımda durmuştu.Kapıyı açıp tam binecektim ki beni kenara iteleyip takisiye binen siyah giyinimli kişiye döndüm :
-Ne yaptığınızı sanıyorsunuz önce ben durdurdum taksiyi,şimdi inermisiniz.
diyorum fazla sert olmayan bir ses tonuyla.Oda aynı ses tonuyla :
-Sence benim alnımda salak falan mı yazıyorda ben görmüyorum?.
-Size öyle birşey dediğimi hatırlamıyorum.Bakın toplantım var ve bu toplantıya yetişmem lazım eğer yetişemezsem toplantıya geç kalırsam patronum beni işten atar ve ben bunun olmasını istemiyorum
-Üsküdara lütfen.
-Ne üsküdarından bahsediyorsun sen ya toplantım var diyorum anlamıyomusun?
-Abi devam et sen,dedi ve gitti.
Hızla sol kolumda bulunan saatime baktığımda saatin daha 07.13 olduğunu fark edince derin bir nefes aldım hâlâ zaman vardı.Kafamı tekrar yola çevirdiğimde içerlerden bana seslenen iç sesime kulak verdim."şanslısın küçük kız bak bir tane daha taksi geliyor "diyordu.Karşıdan gelen taksiye 2.dur işareti yaptım adam halime acıdıda yanımda durdu.Hiç vakit kaybetmeden taksiye bindim şoföre şirketi tarif ettikten sonra arkama yaşlanıp derin bir nefes aldım...
On beş dakika sonra şirkete gelmiştik.Şirketin önünde durunca şoföre parasını verdim.Hiç vakit kaybetmeden indim,koşar adımlarla şirketten içeriye girdim.Girer girmez sıcak havayla karşılaştım ve üşüdüğüm fark ettim.Masama doğru ilerlerken patronun odasına Kafamı uzatıp baktığımda patron yoktu yani daha gelmemişti. Rahat bir şekilde masama gittim ve dosyalarıma son bir kez daha göz attım.Hepsi tamdı.Bir oh çektip arkama yaslandım.Dosyalarımdan emindim ama küçücük bir yanlış bile işten atılmama sebep olurdu bunu biliyordum.Bu düşüncelerden çıkıp dosyaları toplantı odasına götürmek için harekete geçtim...