BoraLo: Fedri mi? Ama o öldü?
Bobby: geri geliyorum diyor ya. Belki o dur?
Coco: o Fedri şerefsizi buraya gelirse, kendi ellerimle öldürürüm!
Coco: hayır ya, kendini kimse riske atmicak!
Jackson: Fedri'nin ne kadar tehlikeli olduğunu bilmiyorsunuz…
BoraLo: beni az kalsın öldürüyordu…
Bobby: NE?!
BoraLo: Bobby, sakin ol…
Bobby: sakin mi?! Birde benim sakin olmamı mi bekliyorsun?!
İç çektim sinirlendiğim belliydi ve kalkıp kendim için ayarladığım düyük odaya gidip yatağa oturdum
Bobby arkamdan beni durdurmak için bana sesleniyordu ama nafile
Kapım çaldı
BoraLo: gir.
Bobby içeri geldi ve bacağıma yattı ona trip atıyordum ve bunu fark etmişti
Bobby: özür dilerim, Boram…kalbini kırmak istemedim ama sinirlendim işte…
Bana Boram dediğini fark edince kıpkırmızı oldu bende kıpkırmızı olmuştum
Bir anda bir miğde bulantısı hissettim
BoraLo: Bobby, kalkar mısın…?
Bobby bana anlamamış gözlerle baktı ve kalktı
Ben hızla tuvalete koştum ve içimi boşalttım eğer daha kussaydım böbreklerim falan çıkıcaktı artık
Bizimkiler beni duymuş olucak ki kapı çalındı
Jackson: abi, iyi misin?
Coco: patron?
Ağzımı peçete ile sildim ve tuvalete atıp sifonu çektim
Kapıyı açtım ve tam bir baygın böcek gibi önümdeki sekizliye baktım
Bobby: Boram, iyi misin…? Hiç iyi gözükmüyorsun…
BoraLo: iyi değilim…çok halsiz hissediyorum ve başım ağrıyor…feci şekilde…midem de bulanıyor…
Dedim ve Bobby'e sarıldım ona karşı bu kadar özlem duymam hiç normal değildi sanırım hasta olmuştum
Dave in telefonuna bildirim gelmesi ile hepimiz irkildik
Dave telefonunu çıkarttı ve kim olduğuna baktı
Dave: Earl geliyor muş.
BoraLo: off…bide onu hiç çekemem…
Wynne: sen Earl ile küs müsün?
Bobby: nerdeyse hepimiz küsüz.
Wynne: ne yaptı ki?
BoraLo: benim hayatımı cehenneme çevirmek harici birşey yapmadı…Bobby ile aramızı bozdu…piç işte…
Bobby: tamam, sakin.
Derin bir nefes aldım ve gözüm karardı
*Bobby*
Boram tüm yükünü bana vermişti o bayılmıştı
Telaşlanmamak için kendimi zor tuttum ve onu kucağıma alıp odasına yatırdım ve bir müddet başında bekledim ama uyanmıyordu
Alt kata indim ve bizimkilere uyanmadığını söyledim
Aradan üç saat geçti Boram hala uyanmamıştı Earl'in gelmesine daha 5 saat vardı
Boram için iyice endişelenmeye başlamıştık yani Chris, Wynne ve Dave dışında onlar Boram'ı pek sevmezler di
Boramı kontrol etmek için üst kata çıktım ve ağzından kan geldiğini görünce aşırı telaşlandım
Boram'ı kucakladığım gibi alt kata indim
Bobby: çocuklar, hastaneye gidiyoruz. Birkaç kişi daha gelsin. Çok kalabalık yapmayalım.
Kevin: ben, Coco, Jackson bide Anna gelicez.
Bobby: tamam, hadi, çabuk.
Hızlıca hastaneye gittik arabayı ben kullanıyordum Boram ise benim kucağımdaydı
Hastaneye vardık ve Boram'ı acile götürdük
Doktor Boram'ı yatağa yatırmamı istedi yatağa yatırdıktan sonra odadan çıktık ve beklemeye başladık
On beş yirmi dakika sonra doktor yüzünde üzgün ve ciddi bir ifade ile çıktı doktorun bu ifedesi sadece endişelenmeme sebep oldu
Bobby: doktor? O nasıl…?
Doktor: size kötü bir haberim var…
Bobby: kötü haber mi…? Nedir o…? (Yeniyo mu? Sjhsj)
Doktor: arkadaşınız hanahaki hastalığına yakalnmış…
Jackson: ben bu hastalığı duymuştum…insanların sevdiği kişi yüzünden çiçek ve kan kusmasıydı sanırım…ve eğer o sevdikleri kişiye kavuşamazlarsa ve ya reddedilirlerse hastalık daha kötü olup kişinin ölümüne sebep oluyordu…
Doktor: evet, tam olarak öyle…üzgünüm efendim…bu konuda bizim bir ilacımız yok…
Şimdi Boram birisine aşıktı ve kavuşamaz ise…ölücek mi…?
Gençler hastayım bu bölümü yazdığıma dua edin çok kötü durumdayım zaten konuşmalarıma baktıysanız anlarsınız neyse bir müddet bölüm gelmeye bilir görüşürüz ^_^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•|imkansızı kırmak|•[BoraLoxBobby]
FanfictionBoraLo, özgürlükler adasından kurtulalı yaklaşık bir hafta oluyor. Her ne kadar, bir hafta boyunca köy huzurlu olsa bile, bir durum bu huzuru mahvediyor. Ama, yep yeni bir maceraya öncülük ediyor. İyi okumalar.