chapter 3

112 5 6
                                    

Uzun bir süredir ekrana bakıyordum. Beş dakika ? On ? En sonunda kafamı kaldırıp yanımda tepkimi bekleyen Suden'e baktım. Alt dudağını dişliyordu.

"Hayır ben adama selam yazdım sadece. SANKİ OTURDUK SÜLALESİNE SÖVDÜK!"

Sinirimi kontrol edemeden bağırmıştım. İşler uzadığı için açıklama yapacağım diyecektim. Beyefendi ise bir anamıza sövmediği kalmıştı.

"Ne dedim ben bu adama Suden ? Ne yaptım, beşiktaş kontratını mı yırttım ? Onun adına çek mi imzaladım Suden ? NE YAPTIM ?"

Bundan sonraki psikolog paramı kuruşuna kadar bu adamadan alacağım. Dava mı açsak ? TÜM KARİYERİNE ALT ÜST MÜ ETSEK ?

"Havalara bak sanki Galler Prensi. Ne sanıyor bu kendini ? Şu ekran görüntüsünü magazine sızdırsak hayatı biter hayatı!"

Evet, evet yapmalıydık bunu. Yapsa mıydık ki?

Aklıma yatan fikirle tebessüm ediyordum. Bunu gören Suden aklımdan geçeni okumuş gibi gözlerini büyüttü.

"Ay hayır Vera! Yani olur da, beş yıl sonra falan yapsak ?" O da zoraki bir biçimde tebessüm ediyordu.

"Yani sonuçta Beşiktaş için önemli bir oyuncu." Yavaşça elimdeki telefonu aldı. İki adım sağa gitti. Bense aynı pozisyonda duruyordum. Çok zoruma gitmişti.

"Adamın beni nasıl aşağıladığına bak ya. Neymiş efendim hiç olmamam gereken her yerde olmam yetmiyor muymuş da benimle uğraşamazmış da."

Telefondaki mesajı okumuş olmalı ki eliyle başımı kendine çevirdi.

"Sakin ol artık. Mesajını görüldü de bırakacağız.. Cevap vermeyeceğiz. Hiçbir şey yazmak yok. Anladın mı Vera ?"

Ne demek cevap vermek yoktu ya.

"Nasıl ya ?"

"Biz bir şey yazmicaz çünkü o bize tekrar yazacak. Bir aklı başına gelsin onun dediklerinin farkına varsın sana yazacak. Özür dileyecek."

Kendinden çok emindi. Hem de çok.

"Bu kadar emin olman beni korkutuyor."

Dediğim cümleyle beraber ikimiz de güldük.

🦁

İlahi Bakış Açısı

Semih önüne gelen bir diğer topu da sert bir şut ile kaleye yolladığında gol olmuştu. Bir kaç dakika sonra antrenörlerinin çaldığı düdük sesiyle antrenmanının bittiğini anlamıştı. Kenarda bulunan su şişelerine doğru yürüdü. Bugün tesislere normalden biraz daha erken gelmişti. Antrenman saatine kadar tesislerde beklemiş sonrasında saatin gelmesiyle toplu antrenmana başlamıştı.

"Pişt. Semih iyi misin ?"

Arkadaşı Mustafa'nın sesini duymasıyla kaşlarını yavaşça çatıp ona doğru döndü Semih.

"İyiyim. Bir şey mi oldu ?"

Hızlıca kafasını iki yana salladı Mustafa. Kötü anlamda sormamıştı.

O sırada ikili yan yana soyunma odasına doğru gitmeye başlamışlardı.

"Yok yok. Antrenman başladığından beri biraz dalgınsın da. O yüzden sormuştum"

Semih anladığını belirtircesine kafasını sallamakla yetindi. Dalgın olduğunu kendisi de farkındaydı. Sabahtan beri ayıp mı ettim acaba diye düşünüyordu. Evet dalgınlığının sebebi hem son bir kaç gündür magazin haberlerinde adının beraber geçtiği Vera denen kıza attığı mesajdı hem de dün ayrıldığı Bilge'ydi. Çoktan Çeşme tatilinden hikaye atamaya başlamıştı. Bu kız kadar umursamaz olsa ona yeterdi.

Vera mevzusu ise farklıydı. Mesajı attıktan sonra fark etmişti gerçekten ayıp ettiğini ama kızın görmesiyle mesajı da geri çekememişti. Belki görmeseydi geri çekip daha düzgün bir şeyler yazabilirdi.

"Şimdi sana bir şey anlatıcam. Ama bana dürüst olacaksın ve düzgünce bir fikir vereceksin anlaştık mı ?"

"Tamamdır."

"Şimdi bu Vera var ya."

Mustafa başta hangi Vera diye düşündü. Sonradan dank etmiş olmalı ki yüzündeki o anlamadığını belirten ifadesi düzeldi.

Bu sırada soyunma odasına girmiş oturarak konuşmaya başlamışlardı.

"Bu Vera işte bana mesaj atmış. Demiş 'Selam bakar mısın'. Bilge'yi de biliyorsun. Biz de o sırada kavga ediyorduk. Masanın üstündeydi telefon bildirim gelince de gördü kızdı, tokat attı gitti. Ben de sinirlendim baya hem Bilge'ye hem de yazılan saçma sapan haberlere. Bir de kızın üstüne mesaj atması işin tuzu biberi oldu yani. Kıza o anki sinirle kabaca şeyler yazdım. Sonradan aklıma dank etti yazdıklarım. Silecekken de bir baktım kız mesajları görmüş. Silemedim de işte. Kız cevapta yazmadı. Öyle yani. Şimdi bana ne yapmam gerektiğini söyle lütfen."

Mustafa duydukları karşısında şok olmuştu. Evet haberleri o da görmüştü. Evet Bilge'yi de biliyordu. Semih'i ne kadar kıskanıp çocuğu bunalttığını da.

"Oğlum kız sana sadece bakar mısın yazmış. Yani tabiki de bu kadar sert çıkışmana gerek yokmuş. Kızın hiçbir suçu yok. Kız büyük ihtimalle senden açıklama yapmanı isteyecekti. O da zorlanıyordur yani bu olay yüzünden. Bence özür dile. Çiçek miçek yolla."

"Yok kardeşim ben bir süre çiçekçilerle bile konuşmak istemiyorum o derece."

Semih'in dediği şeyle Mustafa yeni hatırladı. Haklarında çıkan ilk haberde Semih'in aslında Bilge'ye yolladığı ama Vera'ya giden çiçek yüzündendi.

"O zaman... mesaj at. İşte ne bileyim özür dile."

Mustafa'nın dediği fikir Semih'in aklına yatmıştı. Mantıklıydı. Nasıl aklına gelmemişti bu ? Bazen gerçekten düşünme yetisini kaybediyordu. Antrenman çantasından telefonunu alıp Instagrama girdi. Hemen atması gereken bir mesaj vardı.

🦁

Vera

semihkilicsoy9'dan size bir mesaj var.

Bu sefer acaba bana nasıl kaba davranacaktı. Bu sefer sakin kalamayabilirdim. Ayrıca Suden'in dediği doğru çıkmıştı. Bu kız boş konuşmuyordu. Gerçekten de bir bildiği varmış.

Bildirimin üstüne tıkladım ve mesaj kutuma giriş yapmış bulundum.

semihkilicsoy9
Merhaba Vera.
Dünkü attığım mesaj biraz kabaydı biliyorum.

verascolk
Anlaman ne kadar doğru

semihkilicsoy9
Gerçekten özür dilerim. Çoğu şey üst üste gelmişti. Bu haberler dolayısıyla sinirlerim bozuktu biraz
O anda sen mesaj atınca sana patlamış bulundum.

verascolk
Anlıyorum.
Ama lütfen artık bir açıklama yap.

semihkilicsoy9
O açıklamayı birazdan yapacağım.

verascolk
Tamadır o zaman
Teşekkür ederim tekrardan.

semihkilicsoy9
Bu arada Vera

verascolk
Efendim ?

semihkilicsoy9
Özür niyetinde benimle bir kahve içmek ister misin ?

🦁

Evet biliyorum. Geç geldi. Normale göre biraz kısa oldu ama yeni bölüm yetişirse akşama ya da yarına gelecek. Oy ve yorum atmayı unutmayın. Barış kurgumuza da bakabilirsiniz onun bölümü de aynı şekilde yarın ya da bugün gelecek.

aşk sensen | semih kılıçsoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin