Hoca, Arda'yla konuşmamı istediği için mutluydum. Ben onunla konuşabilmek için bahane arıyorken fırsat ayağıma gelmişti. Sadece sebebi biraz canımı sıkmıştı. Okul takımından ayrılmasını istemiyordum ve fikrini değiştirmeye çalışacaktım. Beni ne kadar bir tarafına takardı, ondan pek emin değildim tabii.Arda şu an okulda bile olmayabilirdi ama ben yine de etrafa bakacaktım. Gittiğim ilk yer de kampüsün meydanıydı çünkü genelde herkes burada takılıyordu. Ve tabii ki yine çok kalabalıktı burası.
Yavaş yavaş yürürken kalabalığın arasında gözlerimi gezdiriyordum. Sonunda onu gördüğümde gülümsedim. Bir masada oturmuş telefonuyla ilgileniyordu. Üstelik tek başındaydı. Şanslıydım.
Ona doğru yürümeye başladığımda kalbimin hızlandığını hissettim. Biraz gergindim çünkü son konuşmamızın üzerinden aylar geçmişti. O da ne kadar konuşma sayılırdı, emin değildim. Sadece takımla ilgili muhatap olurduk ve geri kalan zamanlarda Arda benden uzak dururdu. Ve sebebi hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Geçen sene boyunca ona ulaşabilmek için elimden geleni yapmıştım ama en sonunda beni sevmediğine kanaat getirmiş ve denemekten vazgeçmiştim. Çünkü diğer herkesle arası çok iyiydi. Sorun ben olmalıydım.
Komik olansa, bunun beni itmesi gerekirken ben ona daha çok çekilmiştim ve bir noktada onu aklımdan çıkaramaz hale gelmiştim. Belki de bana karşı olan bu tutumu aklımla oynamıştı, bilmiyordum. Tek bildiğim, ona bir şekilde yakın olmak istediğimdi.
Oturduğu masanın yanına geldiğimde Arda beni fark etmemişti. Dikkatini çekmek için hafifçe boğazımı temizledim. Sesle birlikte hızla kafasını kaldırdı. Karşısında beni gördüğündeyse kaşları havaya kalkmıştı. Şaşkın gözlerle bana bakıyordu.
"Selam. Oturabilir miyim?" dedim içten bir gülümsemeyle.
Bir an tepki veremese de sonrasında kafasını olumlu anlamda sallamıştı.
Ardından "Selam." diye mırıldandı telefonunu bir kenara koyarken.
Tam karşısına oturduğumda yüzümdeki gülümsemenin biraz daha büyüdüğünü hissedebiliyordum. Aptal gibi sırıtmıyordum umarım.
"N'aber? Nasıl gidiyor görüşmeyeli?" diye sordum masanın üzerinden ona eğilirken.
Ardaysa arkasına yaslanmıştı. Ve hala biraz kaybolmuş gözüküyordu. Sanki şu an neden yanına gelip onunla konuştuğumu merak ediyor gibiydi.
"İyi. Sen nasılsın?" diye cevap verdi sakin bir sesle.
"Ben de iyiyim." dedim kısa keserek. Çok uzatmadan konuya girmek istiyordum. Biraz ciddileştim.
"Az önce hocanın yanındaydım. Takımdan çıkmak istediğini söyledi."
Arda'nın kaşları hafifçe çatıldı.
"Evet?" dedi rahatsız olmuş gibi yerinde kıpırdanırken. Gözlerini de kaçırmıştı.
"Nedenini sorabilir miyim?" diye üsteledim gözlerinin içine bakmaya çalışarak.
"Nedenini Savaş hoca'ya söyledim zaten? Sana da açıklama yapmam gerektiğini bilmiyordum."
İğneleyici cevabı karşısında afalladım. Hafifçe geri çekilirken şaşkınlıkla ona bakakalmıştım. Soğuk tavırlarına alışkındım ama şu an böyle bir tepki beklemiyordum.
"Açıklama yapmak zorunda değilsin." dedim şaşkınca gülerken.
"Sadece dersler yüzünden olduğuna inanmadığım için bir de kendim sormak istedim. Eğer bir sorun varsa bana söyleyebilirsin diyecektim." dedim her şeye rağmen içten bir tavırla. Bana güvenebileceğini bilmesini istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙩𝙪𝙩𝙪𝙡𝙢𝙖 ~ 𝙖𝙧𝙠𝙚𝙣
Teen Fictionher geçen saniye içimde büyüyen bu his, tıpkı bir tutulma gibi ve ben hislerimin karanlığında boğulmaya başladım