Uzun bir okul döneminden sonra bu mübarek gün okulun son günüydü. Haftasonu havuza gitmiştik . Her gün duş alıyordum çünkü havuzda çok kötü bir olay başıma gelmişti . Yanımda ki çocuk üstüme doğru tuvaletini yapmıştı . O pis koku hala üstümden çıkmıyor sanki . Nasıl üstüme sinmişse artık . Ben bunları düşünürken kapı çaldı . Gelen Cerendi . Onu kapıda saf saf bekletirken yeni aldığım kot şortumu ve beyaz bluzumu giydim . Ve de çantamı omzuma geçirdim . Ceren beklemekten ağaç olmuşken merdivenlerden emekleye emekleye indim . Ayağımdaki topuklular canımı acıtıyordu yoksa bebek olduğum falan yoktu . Kapıyı açtığımda Ceren bi " sen içerde ne yaptın bu kadar hayvan " bakışı attıktan sonra yürümeye başladık . Topuklularla gerçekten çok zor yürüyordum . Rahat bir ayakkabı giymediğime lanet ediyordum . Lisenin kapısına girdikten sonra Ceren müdüre bir şey sormak için müdürün odasına girdi . Sabah olan şeyi bana yaşatmak istiyor sanırım . Ben bunları kafamın içinde döndürürken iki tane veled ( ! ) kaykayla yanımdan çita gibi geçtiler . Gözlerim karardı , topuklu ayakkabların azizliğine uğrayarak kendimi onun kucağında buldum ...
♪
Rüzgar ... Kızların sevgilisi Rüsssgaaağğrr . Ben onun suratına amansızca , mal mal bakarken o tüm yakışıklıların yaptığı sadece sağ yanağının yukarı kalkmasıyla oluşan gülüşünü attı bana . Ağzım aval aval açılmaya başlamışken siyah deri montun kokusunu içime içime çektim .
-Ayağın kızarmış , dedi bir yüzüme bir ayağıma bakarak . İstersen revire gidelim .
-T-ta-tamam .
O kaslı kollarını omzuma atarak yürütmeye başladı beni . O an hiçbir şey düşünmüyordum . Daha doğrusu düşünemiyordum . Çünkü deri montun ve o muhtekulade parfümün kokusu beni boğuyordu . Revire geldiğimizde kaslı kollarını omzumdan çektiğinde o çok etkileyen ağız şeklime büründüm . Yani dudağımı sarkıttım . Gözlerimi büyülttüm . Bana " ne var yani niye öyle bakıyorsun " bakışı attıktan sonra hemşire geldi . Bugün bana bakış atan atana zaten . Hemşire bileğime soğuk bir krem sürdükten sonra 1 güncük rapor yazdı , çünkü okulun son günündeydik 1 hafta yazsaydı onda problem olurdu zaten . Neyse . Revirden çıktıktan sonra bana ;
-Evine götüreyim istersen , dedi
-Ş-ey Ceren vardı ama .
-Boşver Cereni . Ben seni eve bırakırım .
-Tamam .
Montu gibi siyah arabasına bindik . Kısa sürede evime gelmiştik . Tabii ki ben tarif ede ede . 2 katlı minik evime geldikten sonra . Bana " bu mu senin evin " bakışı attıktan sonra ben de " üf ya sne sne .s.s " bakışı attım . Çantamı alarak evin kapısına geldim . Vicdansız Rüzgar sadece bakıyordu . Ve gülüyordu . Neye gülüyorsa artık . Çantamda anahtarımı ararken elime aldığım anahtarı arabanın her hangi bir yerine koyduğumu hatırladım . Nereye koyduğumu hatırlamıyordum . Arabaya doğru tek ayağımın üstünde döndüğümde arabanın içinde benim anahtarımı elinde sallayarak kahkaha atan bir Rüsgarcık gördüm . Onu 3 sene içinde ilk defa böyle görüyordum . Bu güne kadar fazla samimi filan değildik ama bugün ne oldu bilmiyorum . Arabadan ustalıkla çıktı . Anahtarı bana vermedi , kendi açtı . Kolumdan tutarak ;
-Yürüyebilecek misin , dedi . Kendimden emin bir şekilde ;
-Evet , dedim . Bıraktığı anda da yere kapaklandım . Çünkü kendimi ona bırakmıştım . Ve bunun farkında filan da değildim . Arkasını dönmüştü ki düştüğüm gibi kolumdan tutarak beni koltuğa bıraktı .
-Uyuyana kadar burada bekleyeceğim , dedi .
Bir şey diyemedim . Tam televizyonun karşısına yatırdı . O anda ilk defa aklına bişey gelmiş gibi sıçrayarak ;
-Üstünü değiştireceksen yukarı çıkartayım seni , dedi .
-Olur , deyiverdim .
Yine kollarımdan tutarak yukarı çıkardı . Odamın kapısına geldiğimizde beni yatağa oturtturdu . Dolabımdan ayıcıklı pijamalarımı çıkarttı ve yatağın üstüne koydu . Sanki yıllarca tanışan dostlar gibiydik . Sanki her şeyimi biliyordu . Kapının dışına çıktı ve kapıyı kapattı . Giyindiğimde ;
-Rüzgar eee şey gidebilirsin ben yatıcam zaten şimdi , dedim .
-Tamam , dedi . Komodinin üstüne bir kağıt bıraktı .
-Numaram yazılı burada , ihtiyacın olunca ara , dedi .
Bir şey demedim . Aşağı indi . Çalmakta olan televizyon bir anda sustu . Kumandayı sehpa üstüne bıraktığını duydum . Biraz koltukta oturduğunu duydum . Sonra ayak sesleri yukarı doğru gelmeye başladı . Anında gözlerimi kapadım. Sonra da uyumuşum.
∆∆∆
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meyve Kavanozu
Teen FictionHayatta iki çeşit insan vardır ; Gök kuşağının renkleri kadar renkli bir meyve kavanozundan özenle seçilmiş olanlar , ve onun tam tersi olarak sonsuz karanlığın içinden gelmiş olanlar ... _______________________________________________________