1.Bölüm

4 1 0
                                    

Kimi kızlar hayatta hep bir sevilme umudu ile yaşar. Seveyim ve sevdiğim kadar da sevileyim. Çünkü daha önce babamız bile sevmedi bizi.(veya annemiz). Aslında sorun onlar da değildi... Mutsuz evliliklerin çocukları olarak anne ve babamızın aşkını bile göremedik. Onlar bile karşılıklı olarak sevemedi birbirlerini ve biz ona rağmen insanlardan karşılıklı sevgi bekledik.

Eğer lise çağlarında bir genç kızsanız bir çoğunuz yaz günlerini dışarda geçirmeye oldukça heveslidir. Ben de dahil.

Okullar tatil olalı 1 ay olmuştu ve alış veriş merkezlerine gitmekten başka hiçbir aktivitemiz yoktu. "Kızlar biraz dışarı yüzü mü görsek ?"diye soran Sıla'ya anlamamış bir bakış attım. "Yani diyorumki gelin şu evimizin altındaki parka gidelim. Ne bileyim voleybol oynayalım,yeni insanlarla tanışalım."dedi. "Size iyi eğlenceler. Ben hayatta gelmem."dediğimde Sıla ve Rana bana baktı. "Saçmalama. Bu kadar dışarı antisi olma artık kızım."Rana'nın lafı ile gülümsedim. "Kızım ne bileyim ya hem-"derken Sıla sözümi kesti. "Kalkıyorsun hadi."dedi ve hep beraber evden çıktık.

Parka geldiğimizde etrafı iyice gözlemledim. "Oha voleybol sahası var !"diye bağırdığımda güldüler. "Al senin için nimet."diyen Rana'ya kafa salladım. Koşarak sahaya girdiğimde "İstemeyen kıza bak sahayı görünce bizi unuttu."Sıla'ya ters bir bakış attım. "Voleybol oynayalım dediğinde saha olduğunu söyleseydin koşardım kızım."dediğimde kahkaha attılar.

Saha biraz doluydu ama neredeyse herkes, dış görünüşlerinden anladığım kadarıyla bizim yaşlarımızdaydı. "Ee nasıl gireceğiz oyuna ?"diye soran Sıla'yı duymuş olacaklardı ki aralarından birisi "Eksik vardı zaten gelin."dediğinde üçümüz birbirimize bakıp güldük. "Yalnız karşı tarafta 2 bizde 1 kişi eksik yani sizi ayıracağız kızlar."diyen çocuğa "Hayda. Bizi ayırmayın ya."dedi Sıla masum bir ses tonuyla. "Üzgünüm cüce arkadaş ama kişi eksikleri böyle."diye karşılık verdiğinde "Burdan iki kişi oraya geçse ?"dedim ama nafile. "Nasıl oynuyorsunuz bilmiyoruz uzatmayın işte. Sanki ülke dışı ediyoruz kalan 1 kişiyi manyak mısınız ?"dediğinde hafif bi sırıttım.

"Bu kız bize gelsin."diyen çocuğa baktım. Beni işaret ediyordu. "Niye ki ?"diye sordu bizle konuşan çocuk. "Niyesi yok Can. Ben bu kızı merak ettim bize gelsin istiyorum." dediğinde bizle konuşan çocuğun adının Can olduğunu öğrendim. "Peki... Sıla,Rana siz karlı tarafa geçin."dedim ve yerleştik.

Yaklaşık yarım saat maç döndürdükten sonra Can'ın aklına dank etmiş olacak ki "Oğlum bir tanışsaydık. Top al diyeceğim yerde "MAVİ GÖZLÜ KARI" topu al diye bağırıyorum."dediğinde sesli bir kahkaha attım. "Hayal ben."dediğimde "Ben Can. Şu gördüğün Tuğçe, yanındaki Selen,onun yanındaki Emir şu seni isteyen de Tuna."dediğinde hepsini inceledim. Tuna ile göz göze geldiğimizde beni iyice süzdü.

"Ben Sıla aha bu Rana."dediğinde herkes güldü. "Köylülük var sanki biraz."diyen Can'a ters bakış attı. "Ben Ecre, yanımdaki Yeliz, onun yanındaki Tuğkan aha şu da Ümit."deyip Sıla'yı taklit ettiğinde gülüştük. "İsterseniz biraz oturalım yarım saattir oynuyoruz." dediklerinde hepimiz onayladık.

"Ee sizin yaşlar kaç ? Bizim tayfanın hepsi 16."dedi Ecre. "Ağabeyim hariç. O 19 yaşında."dediğinde tek kaşım havaya kalktı. "Ağabeyin kim ?"dediğimde herkes Tuna'yı gösterdi. "Anladım... Bizim üçümüzde 17'yiz."dedim. Arada baya muhabbet döndü. Tuna dedikleri herkesle konuşuyor fakat bizimle iletişim kurmuyordu.

"Ya bende su balonu var biliyor musunuz ? Doldurup savaş mı yapsak ?" Tuğçe'yi hepimiz onayladıktan sonra parkın fiskiyeleeine doğru koştuk. "Ağabey gelmiyor musun ?"diye sordu Ecre. "Tabii ki geliyorum. Benim daha ruhum çocuk."diye bağırdığında gülerek oda balonlardan aldı.

"İşaretiml-"demesine kalmadan kafasına balon yiyen Tuğçe,arkasını dönüp atan kişiye baktı. "Ümit !"diye bağırdığına hepimiz birbirimize balonları atmaya başladık. Bana şansa hiç gelmemişti. Hedef alınmaya başladığım an sahaya koştum fakat tam kapısını açacakken üstündeki demir elime battı. Acıyla elimi hızlıca çektiğimde herkes durdu.

"Sakin olun siz devam edin. Ben elimdekini patlatayım suyla akıp gitsib kan."diye yanıma gelen kişi Tuna'ydı. "Bu demir hepimize battı zamanında merak etme."diyerek elimi tuttu. "Ben daha büyük demirlerle uğraştım ya bir şey olmaz."dedim ve hafifçe kıkırdadım. Elindeki balonu yavaşça elimin üstünden 1-2 cm yukarıda tuttu ve patlattı. "Yara bandı vardı Ecre'nin çantasında bekle alayım."dediğinde tuttum ve "Gerek yok o kadarına."dedim. "Mikrop kaparsa görürüm ben seni. Bekle burda işte."dedi ve hızlıca alıp geldi.

2 yılın sonunda içimde bir heyecan hissettim. Bunun sonucu nasıl olurdu bilmiyorum ama korkuyordum. Sevgiden korkutacak insanları sevmek acı vericiydi bu bakımdan. Ne güven duyabilirdim şimdi ne heyecan.

RastgeleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin