"katsuki hadi çıkıyoruz!"yaşlı bunağın seslenmesiyle hızlıca merdivenleri indim ve aceleyle ayakkabılarımı giymeye başladım.
"gitmeye de isteklisin bakıyorum."
aynadan son kez kendimi kontrol ettim.
"neyse ne işte."
zaten yakınımızda olan evin kapısına geldik. heyecanımı belli etmemeye çalışarak zile bastım.
kapıyı deku açtı ve göreni mest edecek gülümsemesiyle bizi karşıladı. yeni duş aldığını belli eden hafif nemli saçları, yüksek ihtimalle buhardan dolayı kızarmış burnu, burnuyla eş değer kızarıklığa sahip dudakları ve her gördüğümde öpmek istediğim pembe tonlarındaki hafif tombul yanakları olduğum yerde mıhlanmamın sebepleriydi.
yaşlı bunak gizli gizli sırıtırken beni kolumdan sürükleyip içeri getirmişti.
inko teyze gülümseyip annemle konuşmaya dalmıştı çoktan. heyecanlı heyecanlı odasına sürüklemeye çalışan izukuyla hızlı hızlı merdivenleri çıkmaya başlamıştık. bu kadar istekli odasına sürüklüyor olması aklımda kirli düşüncelere sebep oluyordu. kendine gel katsuki, şu an ne yeri ne de zamanı.odasına girer girmez kapıyı kapattı ve bana dönüp tekrar gülümsemeye başladı.
"ne oynamak istersin kacchan?"
çocuksu heyecanı benim de heyecanlanmamı sağlamıştı. şu an seni kendime çekip sarılsam ne yapabilirsin ki?
benden bir cevap beklercesine bakmaya devam ettiğinde kendime geldim.
"fark etmez."
düşünür gibi etrafa bakındıktan sonra gözleri parlayarak bana baktı.
"lole ne dersin?"
sessizce başımı salladım ve bacaklarını kendine çekerek oturduğu koltukta küçülen izukuya takıldı gözlerim. ne kadar göz alıcı göründüğünden haberi var mıydı bu çocuğun?
ona baktığımı fark etmiş olmalı ki rahatsızca yerinde kıpırdandı. onu rahatsız mı ettim?
bön bön bakarsan rahatsız olur tabi çocuk. sen sus şu an konuşmanın hiç sırası değil. ben iç sesimle kavga ederken bir çift meraklı gözün beni izlediğini fark ettim. yarım ağız sırıtarak söylediklerimden sonra büyükcesine yutkundum."ne o aşık mı oldun? dibin düşmüş gibi bakıyorsun."
histerik bir şekilde gülerek gözünün önüne gelen saçı kulağının arkasına sıkıştırdı.
"ne demezsin ölüp bitiyorum aşkımdan."
dalga geçtiğinin farkındaydım ama tanrı aşkına bu kadar etkileyici söylemesine gerek var mıydı?!
sakin ol katsuki. kendine gel katsuki. platonik hislerinle yanlış bir harekette bulunma katsuki. aşık olduğunu bile kendine zar zor kabul ettirdin hazır aranız iyiyken bir çuval inciri berbat edemezsin.
inanması güç değil mi? ben bakugou katsuki, ortaokul yıllarım boyunca zorbalık yaptığım çocukluk arkadaşım midoriya izukuya aşığım.
bundan iki ay önce yine bir antrenmanda baş başa kalmışken ondan zorlanarak da olsa özür dilemiştim. o ise kanatsız melek olduğunu belirtircesine benden hiçbir zaman nefret etmediğini ve beni çoktan affettiğini söylemişti. ona iğrenç davranmama rağmen beni affeden bu güzel kalpli çocuğun sevgisini kesinlikle hak etmiyorum.
şu an mı? şu an ise arkadaşız. yani sanırım, aramızdan su sızmıyor diyemem ama yakın olduğumuzu söyleyebilirim.
ne zaman aşık olduğumu anlatmak gerekirse, UA'in spor şenliklerinde gözlerinde gördüğüm hırs, sonrasında onu sürekli düşünmeme sebep olmuştu. önce sinirimi bozduğu için sanmıştım. sonra ise sürekli olarak bana seslenmesi aklımda bozuk plak misali tekrarlamaya başladı. nefret ettim böyle bir şeye düşmekten. belki de sevgisini hak etmediğim içindi bu nefretim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Femboy/ bkdk
Fanfictionkatsuki, çocukluk arkadaşının kendisinden sakladığı ufak sırrı öğrenmekte niyetliydi.