13

293 19 4
                                    

Koluna kahve dökülen Stajyer Elena acıyla çığlık atmaya başlamıştı. Ben ise sadece yüzümü buluşturarak onu izledim. Taehyung hoca hemen Elena'ya yaklaşıp kolunu tutmuş ve incelemeye başlamıştı. Ne yani bir de onun için endişeleniyor mu? Her tarafını yakmadığıma dua etsin.

Taehyung hoca, "İyi misin, Elena?" diye ingilizce konuşmuştu. Elena dudaklarını büzerek ona baktı. "Yandım..."

Taehyung Jimin'e bakıp, "Hocanızı revire götürün." dedi. Ardından bana döndü, baştan aşağı süzdü. "Ve sen..." dedi. "Odama gel."

•••

Kapısında 'Kim Taehyung' yazan kapıdan içeri girdiğimde arkamdan kapıyı kapattı. Sessizce beni izliyordu, ben de onu.

"Eğer Stajyer Elena'yı yaktığım için azarlayacaksanız pişman de-" Sözümü kesti. "Hayır bunu yapmayacağım. Ama yapmak için cesaretim olmayan şeyi yapmama izin ver." dedi. Dediğinden hiçbir şey anlamamıştım.

"Yapmak istediğiniz şey nedir?" derken bana yaklaştı, yaklaştı ve yaklaştı... Kalbim öyle hızlı atıyordu ki göğüs kafesimi delip geçeceğini zannetmiştim. Dibime kadar geldiğinde tek elini belime koydu diğer elini ise enseme. Ardından kafamı kendisine çekti ve dudaklarımızı birleştirdi. O an dünya benim için dönmeyi bıraktı, saatin akrep ve yelkovanı durdu. Zaman durdu dünya durdu ve benim için sadece bu an kaldı.

Alt dudağımı öyle yavaş emiyordu ki zeminin ayağımın altından kaydığını hissediyordum. Belimde ki eli belimi okşuyordu yavaşça. Her hareketi yavaştı, sanki bu anın hiç bitmesini istemiyor gibiydi. Ensemde ki elini de belime indirdiğinde dudaklarımdan ayrıldı. Alnını alnıma yasladı, soluklandı. "Bu yaptığım bir hata mıydı..."
diye sordu fısıldayarak.

"Hayır, hayır bu bir hata değil. Bu hayatımdaki en gerçek doğru." Ellerimi boynuna dolayıp ona daha da yaklaştım ve bu sefer dudaklarımızı birleştiren ben oldum. Belimdeki elleri daha da sıkılaştırdı ve beni kendine çekerek bedenlerimizi birbirine yapıştırdı. Üst dudağını emerken o da alt dudağımı esir almıştı. Hareketleri ilk öpüşü kadar yavaş değildi. Adımlayarak bedenimi geriletti ve sırtımı duvara yasladı. Elleri sırtım ve belim arasında gidip geliyordu.

Hayatımda hiç tatmadığım bir duygunun içindeydim. Bu duygunun adını bilmiyordum ama bildiğim tek bir şey vardı. O da bu anın hiç bitmesini istemediğimdi...

Dudaklarımdan ayrılıp kafasını boynuma indirdi. Nefes nefeseydim ve aklım durmuştu, hiçbir şeyi algılayamıyordum. Sıcak nefesleri boynuma çarpıyorken hiç sakin değildim. Aylardır hayalini kurduğum ve hayal olarak kalacağına inandığım şey gerçekleşmişti.

Biz az önce...

Öpüştük.

Aman Tanrım, Kim Taehyung az önce beni öptü!

"Bu..." dedim sonunda sesimi bulduğumda. "Bu neydi?" Kafasını boynumdan kaldırıp gözlerime baktı.

"Pişman mısın?" diye sordu. Zihnim hâlâ yerine gelmiş değildi. Dudakları alkol gibiydi, resmen sarhoş olmuştum.

Cevap vermemi beklerken dikkatle gözlerime bakıyordu. Gülümsedim. "Bu hayatımda ki pişman olmayacağım tek şeydi."

Her zaman bu dünyaya gelmemin bir sebebi olmadığını söylerdim. Şimdi ise bir nedenim vardı. Her zaman iyikim olacak bir şeyim vardı artık.

Oydu, Kim Taehyung'du.


•••

bolum sonuu

ilk kiss sahnemiz hayirli olsun..

umarim okurken keyif almissinizdir, hepinize iyi geceler💞

my teacher | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin