17, final

257 34 36
                                    

ficimize yakisir uzun soluklu bir final oldu bol bol ilgi gosterip yorum yapmayi unutmayin birtanelerim💞
.

Yerdeki louboutin stilettolarıma uzanmaya çalışırken az kalsın ağlayacaktım.

Çünkü kocaman karnım yüzünden eğilemiyordum.

Sevgililiğimizi gösterişli bir evlilikle taçlandırmamızın üzerinden bir buçuk yıl geçmişti ve ben tam dokuz aylık hamileydim. Tek istediğim en sevdiğim topuklularımı giymekken diğer hamilelik öncesi ayakkabılarım gibi bunları da giyememiştim çünkü ayaklarım şişti. Üstelik giymeye çalışırken tekini yere düşürmüştüm ve eğilemiyordum. Bütün hizmetlileri de tek kalmak istediğim için evden göndermiştim. Yardım edecek kimsem yoktu.

Elimi karnıma sarıp son kez tekrar denedim fakat bu da diğerleri gibi başarısız oldu. Ağlamama az kalmışken pes edip kendimi koltuğa bıraktım.

Ağlayacaktım işte.

Zaten Taehyung'da beni sevmiyordu artık.

Çok belliydi sevmediği.

Benimle hiç kavga etmiyordu.

Eskiden bağır çağır kavga ederdik, birbirimiz hakkındaki bütün negatif düşünceleri bir zehir gibi akıtır ve saatler süren sert bir sevişmeyle de noktalardık. Taehyung her zaman birbirini seven çiftlerin kavga ettiğini çünkü sağlıklı bir ilişkide kimsenin sorununu içine atmaması gerektiğini söylerdi.

Karnımdaki velet kendini belli ettiğinden beri söylediklerinin tam tersini yapıyordu.

Ne kadar sinir bozucu olursam olayım, durduk yere ağlayayım beni alttan alıyordu.

Beni sevmiyordu.

Son zamanlarda daha da bozulan hormonlarım yüzünden hemen gözlerimden damla damla yaşlar akmaya başladı. Ellerim karnıma sarılırken üzerimdeki bol hamile elbisesinin üzerinden bebeğimi okşadım.
İçli içli burnumu çekip evi terkettiğim ve bebeğini tek başına büyüten bekar bir anne olduğum senaryolarını kurarken kapının açıldığını duydum.

Taehyung gelmişti!

Ağlamam hemen geçerken heyecanla yerimden kalkıp karnımdan dolayı paytaklaşan adımlarımla evimizin kapısına yöneldim. Ağırlaşan vücudum beni yavaşlattığından ben kapıyla olaştığımda çoktan içeri girmişti. Gerçi ev büyük olduğundan da olabilirdi.

Kafam karışmıştı.

Ben 'ev mi büyük yoksa yavaş mı yürüdüm'
konusuna kafamın içinde yorum yaparken kocam çoktan dibime girip elindeki poşetleri bir kenara bırakmıştı. Sıcacık avuç içlerinin yanaklarımı kavradığını hissedince düşüncelerimden sıyrılıp ona odaklandım. Kızarık burnumun üzerine bir öpücük bıraktı. "Ne oldu birtanem?"

Onu öpecekken neye sinirkendiğimi hatırlayınca yine gözlerim doldu, ellerimi onu ittirmek için göğsüne yerleştirdim, ama kaslı ve sert vücudu dikkatimi dağıtınca kendimi durduramayıp oraları biraz okşayıp mıncıkladım, sonra ittirdim. "Ben bu bebeği tek başıma büyüteceğim!" kafası karışmış gibi görünse de yine o bakışı yaptı, gözleri hayranlıkla bedenimde dolaşıp gözlerime kenetlendi.

Ona sinirlenip birkaç adım uzaklaşınca sırtım duvara çarptı. Bundan yararlanarak üzerime geldi ve beni kaçamayacağım şekilde sıkıştırdı. Etrafa side eye atarak onun dışında her yere bakmaya çalıştım.

"Niye böyle bir karar aldığını sorabilir miyim?" sesi alaylı geliyordu. Kollarımı birbirine doladım. "Beni sevmeyi bıraktığın için bende evi terketmeye karar verdim ve bebeğime tek başıma bakacağım." bir eli bacağımı, diğeri karnımı okşuyordu. Yanağıma yaklaştı ve ard arda sıraladığı öpücüklerinin arasından "Neden seni sevmeyi bıraktığımı düşündün birtanem?" dedi.

matching soulsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin