Dört duvar arasında sıkışmış bı kız ne isteyebilir? Şuan nerde ve neden orda olduğunu bilmeyen nazar çıkış yolunu arıyordu takı sonunda kâbus bitene kadar.....
O ne rüyaydı, ter içinde kalkmıştı nazar başı ağrıyordu neye uğradığını şaşırmıştı. Daha fazla düşünmek istemediği için yataktan kalktı. Elini yüzünü yıkamak için banyoya giderken aynadan kendini seyretmişti. Boncuk gözleri, bebek gibi teni vardı nazarın. Ama hala niye mutlu değildi? Ablası yüzünden mı? Yoksa yılardır bu toprakların üstünde hüküm eden töre mı?20 saat önce.......
Herkes için normal bir sabahti aslında, kızını uyandırmak için odasına girip onun yerine bir mektup gören nuran ne yapacağına şaşırmıştı. Içinden sadece o bir şey olmasın diye dua ediyordu. Oturup elindeki mektubu okumaya başladı.
,, Annem, canım annem inshallah bana kızmamışsındir. Ben sevdalandım anne, hemde olmamam gereken birisine. Bu saaten sonra yüzüme bakamıyacağını bildiğim için buralardan gidiyorum anne. Keşke kalıp düğünümü adetlerımıze göre yapsaydık ama ne babamın nede sevdalandığımın ailesi izin verir biliyorum. Bundan sonra olanlarıda biliyorum anne... Biliyorum nazarımın başını yaktım. Kendine ve nazarıma iyi bak anne... "
Rukiye.
Elindeki mektubu yere bırakıp sessizce ağlamaktan başka çaresi yoktu. Başı dönüyordu nefesi darlanıyordu. Baş örtüsünü çıkarıp nefes almaya çalışıyordu ama olmuyordu.
,, Nazar ! Nazar ! " Diye bağırmak geliyordu elinden. Nazar duvara çarpa çarpa annesinin seslerine geliyordu.
,, Anne ne oldu ! " Nuran hanımı sakınleştirince birde nazar aldı eline o mektubu. Okuduğu her satırdan sonra gözünden bir damla yaş akıyordu. Ne yapmıştı ablası ? Bundan sonrası hiç bı umrunda değildi onun ? Babası duyunca ne derdi ? Korkudan eli titriyordu nazarın. Çok sevdiği ablası onu kendi elleriyle yakmıştı. Nazar hızlı düşünüp mektubu bahçede ateşe verdi ve böylece ortadan kaldırdı. Babasına hiçbir şey söylemek istemiyordu.
,, Anne sakin ol annem, bak eğer babam duyarsa biteriz " annesi yere çöküp dizini ovalıyordu. Nazar annesine yardım ederek oturma odasına gittiler. Babası ve abisi koltukta hiçbir şeyden haberleri olmadan uzanıyordu.
,, hadi sofrayı hazırlayın "
,, tamam baba " diyip mutfağa doğru yol aldı. Korkuyordu, babasından olacaklardan korkuyordu nazar. Ablası olacakları düşünmeden gitmişti öyle. Ama merak ettiği tek şey vardı nazarın. Kime kaçmıştı? Hangi imkansız kişiye sevdalandı da evden kaçmak zorunda kaldı. Olanları düşünürken düşürü verdi elindeki tabağı. Abisi hemen mutfağa koştu.
,, Ne oldu lan ? "
,, birşey yok abi tabak elbimden düştü "
,, sen iyi misin ? Rukiye nerde ? " Ne diyebilirdi şimdi nazar abisine ? Abisini oyalamak için aklına gelen ilk yalanı söyleyi verdi.
,, o dışarıya çıktı, çerez falan almak için "
,, işlerden kaçtı demiyorsunda, neyse hadi çabuk açız " nazar elinde tabaklarla bahçeye doğru giderken gurup şeklinde bı tür insanlar kapıya dayandılar. Gene düşü verdi nazar elindeki tabakları. Eğilip toplamak isterken abisi ve babası arkadan gelip kapıya doğru koştular. Nazar eline batan cam parçasıyla anladı neler olacağını.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dîlemîn
Random,, Ölümün olduğu bu dünyada, hiçbir şey çok da ciddi değildir aslında...."