Ne kadar kaçmaya çalışırsam çalışayım, beni bir şekilde ele geçiriyordu. Hiç beklemediğim bir anda, sinsice. Özellikle geceleri, herkes uyuyunca. Yalnızlık... Liseyi yeni bitirdim. Sınava girdim ve yaz tatilindeyim. Gittiğim 3. liseden mezun olmuştum sonunda. Müthiş çalkantılı bir lise hayatının sonu. Çok dost biriktirdim. Neredeyse hiç arkadaşım olmadı. Ama istemedim de zaten. Dostluktu benim değer verdiğim.
İki kere aşık oldum, çok hoşlandım, çok sevdim. Çokta sevildim. Ama hiç sevdiğimle sevildiğim aynı kişi olmadı. Ben hep sevmeyeni sevdim. Hep yanımda olmayandan mesaj bekledim. Ah istanbul. Terkediyorum yakında bu şehri. Kalbim yarabantları içinde. Her zaman bu kadar depresif değilim. Ama şuan da can gox dinleyip sigara içtiğim bir saatteyiz. Yalnızlığı sorulayıp, hayatımda ki insanları düşündüğüm.
Burda ki hikayelere dikkat ediyorum. Başrolde ki kız hep silik karakter. Bu hikayede değil. Beni tanıdığınızı düşüneceksiniz bu hikayede. Ben siz olucam. Okurken kendinizi koyacaksınız benim yerime. Ama asla tanıyamayacaksınız. Burada şu soru doğuyor, zaten kendinizi ne kadar tanıyorsunuz ki? Başkası sana diyor ki, sessiz bir kızsın. Sen buna inanıyorsun. Oysa ki o nereden bilecek içinden saatlerce konuştuğunu. İyi birisin diyorlar. Bilmiyorlar düşündüğün fesatlıkları. İnsanlar benim hakkımda da yargılara varıyorlar. Vejeteryanım, hassas biri diyorlar. Çalışmadan başarabiliyorum bir şeyleri, zeki biri diyorlar. Herkesle anlaşabiliyorum, canayakın diyorlar. İlk girdiğim ortamlarda genelde konuşmam, soğuk biri diyorlar. Ama tanıdıklarımla çok konuşurum, onlarda konuşkan diyorlar. Bu ve benzeri onlarca sıfat.
Sıfatlarımın beni tanıttığına inanıyorum. Ama yine yanılıyorum. İnsanın kişiliği gibi soyut bir şeyi, nasıl kelimeler tarif edebilir ki. Yemek tarifi değiliz ki aq. O yüzden, başkalarının layık gördüğü sıfatları duymamayı öğrendim. İnsanlar konuşur. Fikri olmayıp sesi olan milyonlarca insan var.
Neyse yalnızlık mı demiştim. Yalnızlık deyince hep 9. sınıfım gelir aklıma. Aşık olduğum yıl. Liseden önce toplumun ezik olarak bitelendirdiği biriydim. 6. sınıfa kadar her şey çok güzeldi de sonra en yakın arkadaşımda özel okula geçtik. Ve sadece bir arkadaşım vardı. O yüzden liseye geçmek benim için çok önemliydi. Popüler olacaktım. Ve oldum da. Kendi yaşıtlarımdan çok büyüklerle arkadaştım. Olgun insanları daha çok seviyordum. Bu da beni okulumda tanınmış yapmıştı.
Sonra, bir gün kantinde otururken, O'nu gördüm. Yemyeşil gözler, boğuk bakışlar, hafif esmer bir ten ve kumral saçlar. Kusursuz dudaklar. Manken mi bu çocuk dedim içimden. Vurulmuştum. Bir anda. Çok başkaydı hislerim. Sınıfa gidip çığlık atmıştım. Sonra adını öğrendim. Ateş. Adıyla aşık oldum bu kez. Her gün, öğle tenefüsünde çıkıyordu dışarı. Her öğle tenefüsü, çalar çalmaz koşuyorduk arkadaşlarımla. Onu görebilceğim bir yere oturuyorduk. Sonra, facebooktan ekledim. Bir hafta sonra bana mesaj attı. Kalbim durdu 10 saniyeliğine. Ellerim titriyordu. Tamam sadece ellerim değil. Tüm vücudum titriyordu. O lise sondu. 4 yaş fark vardı. Onunla her mesajlaştığımızda mutluluktan ölecek gibi oluyordum. Ama soğuk konuşuyorduk. O da farkındaydı, bir hoşlandığıyla konuştuğunu. Bir gün dedi ki
"Her şey iyi güzelde, sen 9sun. Tek sorun o"4 sene geçti. Hala aklımda bu cümle. O an hissettiğim hayal kırıklığı. Beni yaşım yüzünden sevmemişti. Ben de yaşımı cezalandırdım. Artık daha çok büyüklerle takılıyordum. 12. sınıflardan tanışma teklifi alıyordum. Ateş'e göre çok önemli yaşım, onlar için önemli değildi. Yakınlarım hep üst dönemlerdi. Olgun olduğumu göstermeye çalışıyordum ona. Anlamadı. Her yaptığım onun içindi. Görmedi. Sonra mezun oldu o. Gitti. Beni bu koca okulda, tek başıma bırakıp, gitti. O gün başladı sanırım yalnızlığım.
Kalbim sızladı 3 ay boyunca. Nefes alırken, sanki ciğerimde bir şey emiyordu nefesimi, nefesim daralıyordu. Sonra ki senelerim psikologlarla geçti zaten. Ve lise değiştirdim. Onun yokluğu çok hissediliyordu orada çünkü. Her yerde. Sonra bir daha değiştirdim. Ve işte. Şimdi mezun oldum. Ateşten sonra, hiç sevgilim olmadı. Çok takıldığım oldu. Ama hiç sevgilim olmadı.
Bu bölüm sadece tanıtımdı. Asıl hikaye, Başlıyor...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Derin Dünya
Non-Fiction18 yaş, hayata atılmak, sevmek, üzülmek, yalnızlık. Herkesten bir parça ama herkesten başka bir dünya. Derin Dünya.. Bu hikayenin baş karakteri sensin. Güçlüsün ve sensin.