3

161 19 23
                                    

Ablam ve Mauro'nun evine gidişimin üstünden tam olarak dört gün geçti.Buna rağmen her gün,her saat,her dakika sadece Mauro'yla yakınlaşmamızı düşünebiliyordum.Durgun bir denizdim ve o beni taş yağmuruna tutmuştu.

İlkbahardaydık ve hava tam olarak ruh hâlimi yansıtan bir şekilde dengesizdi.Yarım ağız sırıtarak beş dakika önce odamı kavuran güneş ışığının yerine içeri kendini atan damlalara baktım.Belki de biraz yürüyüp kafamı dağıtıp kendimi Mauro'dan başka şeyler düşünmeye zorlamalıydım.

Benim için her ne kadar zor olsa da çabam takdir edilecek türdendi.Mauro aklımın bir köşesinde beynimi kemirmesin diye sürekli kendime bir uğraş buluyordum.Boş durduğum asla söylenemezdi,belki de bu yüzden herkes beni iyi olarak görüyordu.'İyi o iyi insan arada iniş çıkışlar yaşar'.İniş kısmı doğruydu belki ama çıkış kısmına pek katılamıyordum.

Çünkü günün sonunda yine kendimi Mauro'yu düşünürken,onunla ilgili hayaller kurarken,onun için ağlarken hatta ve hatta ondan nefret edemediğim için çevremdeki herkesten nefret ederken buluyordum kendimi.Bu da çukurun en dibindeyim demekti bana göre.

Sırtımda baş göstermeye başlayan ağrı hareketlerimi kısıtlasa da zar zor yatağımdan çıktığımda kafam o kadar ağır geldi ki sadece kendimi yatağıma geri fırlatmak istedim.Ama bunu yaparsam gün boyu uyurdum ve artık bir şeyleri düzene sokmanın zamanının geldiğini düşünüyordum.

Dolabımdan rahat gördüğüm parçaları elime alarak öylece ayakta dikildim.Bazen sadece üstümü değiştirmek bile aşırı büyük bir işmiş gibi geliyordu.

"Dışarı çıkacağım,yürüyüşümü yaptıktan sonra eve gelip duşumu alacağım,sonra da kendime atıştırmalık hazırlayıp film izleyeceğim."

Üstümü giyinmek için kendimi zorlarken kurduğum planı onaylamak adına bir yandan da kafamı sallıyordum.İşim bittiğinde hızlıca diğer kişisel ihtiyaçlarımı giderip kendimi kapının önüne attım.Çıkardığım sesleri duyan annem terliğinin sesi evde yankılanacak bir şekilde kapıya doğru koştuğunda gözlerimi kapatıp sızlandım.Dışarı çıkmama izin vermeme olasılığı içimi huzursuz etmişti.Bugün kesinlikle bunu yapmalıymışım gibi hissediyordum.

"Oğluşum nereye?"

Muhtemelen mutfakta yemek yaptığından domatesli ellerini bana doğru salladığında sarıldım ve iki yanağından öptüm.Yalakalık kartını oynamayı tercih etmiştim.

"Yürüyüşe çıkıyorum,sorun olmaz değil mi?"

Kafası karışmış gibi bir süre bakakalsa da ayakkabılarımı giydiğimi gördüğünden sesini çıkarmayıp kafasını salladı.

"Tamam tamam git.Ama dikkat ediyorsun bak hasta olmak yok."

Sonra yanaklarıma sulu sulu öpücükler bırakıp apartman merdivenlerine doğru itekleyip kapıyı kapattı.Soğumuş ellerimi eşofmanımın cebine atarak merdivenleri hoplaya zıplaya inip kendimi dışarı attım.

Yağmur saçımı,omuzlarımı neredeyse bütün vücudumu sert damlalarıyla ıslatırken kahkaha atıp ellerimi ceplerimden çıkardım.Isınacakları yoktu zaten.

Özellikle kışın ellerim asla ısınmadığı için hep Mauro'ya yakınırdım.O da ellerimi alır öper sonra tekini cebine koydurur diğerini de elleri arasına alır ısıtırdı.Sıcaklığını özlemiştim,her şeyini özlemiştim.

Az önce attığım kahkahaya meydan okuyan göz pınarlarım sulanmaya başladığında sinirlenerek ayağımı yere vurdum.

Bu yağmurda dışarı çıkabilecek tek deli olduğumdan yalnızlığın verdiği rahatlıkla daha çok tepinmeye başladım.Vücudumdaki sinirin aşağı akarak en sonunda boşalacağını düşünerek ıslanmayı umursamadan deli gibi zıpladım.Su birikintilerinin çıkardığı sesler beni daha da hırslandırırken ne yaptığımı bilmiyordum,sadece yaptım.

sisters husband|kerem•icardiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin