XXII

89 15 14
                                        

önceki bölümü okuduğundan emin olmalısın güzelim
_________________________________________





























selammm!
oy vermeyi unutmayınn⭐️
























jay-

"yıldızlara çıkabilir miyim dersin?" heyecanla yıldızları izlerken konuşmuştu. elleri küçük balkonun demirlerindeydi, üşümüyor muydu?

"belki de yıldızları aşağı indirirsin." cevapladım onun gibi yıldızlara bakıyorken.

"gökyüzü bozulur." diyerek itiraz etti. kırgın ses tonu beni hayal kırıklığına uğratacak türdendi. kendi parıltısından haberi yok muydu? içindeki peri tozlarından bihaberken böyle konuşuyor olması gayet normaldi oysaki.

"yada gökyüzü yaşadığın yer olur."

başımı çevirip ona baktım. ses tonundaki bir şey beni derin anlamlara sürüklüyordu. hep bir yanı hüzünlü olan gözleri gibi. sanki gözleriyle bana seslenmişti. gözlerinde hep yıldızlar vardı, yanan yıldızlar. oradan bana kanat çırpıyorlardı.

kuyrukluyıldızlar.

"niye öyle bakıyorsun?" diye sordu kıstığı gözleriyle.
"nasıl bakıyormuşum?" yüzümde bir gülümseme belirdi.
"böyle."
"baktığına göre değişir insanın bakışı."

gözleri şaşkınlıkla gözlerim arasında git-gel yapıyordu. gözlerinin dolduğunu görmemle kendime gelmiştim. yang jungwon benim önümde ağlıyordu. herkesten kaçan jungwon benim yanımda ağlıyordu..
kolunu tutup yaklaştırarak kendime yasladım onu. yaşadıkları atlatılabilir şeyler değildi. ama jungwon atlatabilirdi, birlikte yapabilirdik bunu. üstesinden gelebilirdik.

"her şeyi yoluna sokacağız. bir daha asla uçuruma bakmayacaksın. hep yanında olacağım.

kafasını yasladığı omzumdan kaldırıp gözlerime baktı dolu gözleriyle."birlikte yapacağız, değil mi?"

"birlikte yapacağız." diye onayladım onu.

"ya içimde çok kötü şeyler varsa benim?" gözyaşını sildim yine. hafifçe gülümsedim.

"anlattıklarınla değil, anlatmadıklarınla bile değerlisin benim için. düşünme bunları."

büzdüğü dudaklarıyla burnunu çekip gözlerimin en derinlerine bakmaya başladı. sol gözünün hemen bitimindeki, kirpiklerinin gölgesinde kalan beni fark ettim o an. sağ elimi yüzüne yaklaştırıp yanağına yasladım, benine dokundum işaret parmağımla.

"bu beni istiyorum." diye fısıldadım boğuk bir sesle. "gözlerini seviyorum. hemen yanını istiyorum, benim olsun mu?"

"olmasın." netti.

"neden?"

"neden ben?" hissettikleri basit türden şeyler değildi. duygularını çok yükseklerde yaşıyordu.

ne diyeceğimi bilememiştim. dilimi yutmuş gibiydim. kendinin bu kadar mı farkında değildi? öpülesi dudakları, tapılası gözleri ve hayran olduğum binlerce detayı vardı. dudaklarım beynime ters hareket etmeye başlamıştı. ve aklıma gelen ilk şeyi söyledim o anda.

Dauphine, Jaywon.  ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin