I

9 7 13
                                    

Han Jisung'un güncesinden

Aynada ki sevdiğim çocuğun yaptığı yaralara baktım. Acıyordu. Fazlasıyla. Ama yaralar değil acıyan.

Yaralarıma pansuman yapıp, evden çıktım. Annem ise büyük ihtimalle benden önce kalkıp, işe gitti.

Okula doğru yürümeye başladım. Yürürken biri omzuma dokundu, arkamı döndüm. Felix'di, onu görünce gülümsedim "Naber?" dedi gülümseyerek "Ortalama, sen?" dedim aynı şekilde gülümseyerek.

İkimiz konuşa konuşa okula geldik. Felix, kendisi ilk ve tek arkadaşım. Kendisini çok ama çok seviyorum. Ama bugünlerde garip davranıyordu. Ama ben öyle sanıyordum büyük ihtimalle.

Maalesef ki ikimizin sınıfları farklıydı. O kendi sınıfına gitti, bense kendi sınıfıma.

Kendi sırama oturdum ve kafamı sıraya koyup, uyumaya çalıştım.

Bir süre böyle uyurken, biri kafama vurdu. Aslında tahmin etmesi zor değildi. Kafamı kaldırdım ve bana sırıtarak bakan bir adet Lee Minho gördüm.

Lee Minho, kendisi benim sebebini bilmediğim bir şekilde zorbam. Ayrıca salaklık edip ondan hoşlanıyordum. Belki de bu yüzden böyle davranıyordur.

"Ow... Çok özür dilerim bilerek oldu." dedi alayla, onu umursamadım. Ama yine de o beni rahat bırakmayacaktı. Bundan adım kadar eminim.

Ama Tanrı bana acımış olacak ki sınıfa Jihyo hoca geldi. Bu yüzden de Minho sırasına oturmak zorunda kaldı.

Jihyo hoca dersi anlatırken arka sırada ki Jeongin bana bir kağıt verdi, kaşlarımı çattım. Neydi bu şimdi?

Net Minho göndertmişti. İçinde yine ibne, sürtük gibi şeyler yazacaktı. Kağıtta ki yazanları içimden okudum.

Jisung, merhaba. Tenefüste sana çok çok önemli birşey söylemem lazım. Artık bu işin içinde olmaktan sıkıldım. O yüzden sana tenefüste herşeyi anlatacağım. Tenefüste arka bahçede ol.

-Yang Jeongin.

Yine kaşlarımı çattım. Arkama döndüm, Jeongin'e tamam, anlamında kafamı salladım ve geri dersi dinlemeye başladım.

~~~

Ben hayatımın prime dönemlerini özledim amına koyayım.

Cur eum et non me? | MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin