1925 yılının Haziran ayıydı.
Şafak çökmüştü. Binbaşı Richard askerleriyle beraber nöbet yerinde ansızın gelebilecek düşman saldırısına karşın ayaktaydı.Richard çadırında oturmuş tek bir noktaya doğru odaklanmıştı.
Aklında ise o hiç unutamadığı gece vardı..
.
.Kadın kıkırdama sesleri ve şen kahkahalar havada uçuşuyordu.
Bu görkemli balo salanunun konukları hepside üst tabaka mensubu insanlardı. Pekte şaşırılacak bir şey değildi bu.
Misafirlerin hepsi sosyete, zengin tüccar ailelerinin mensupları ve birkaç üst rütbeli askerden oluşuyordu.Kadınların giydiği abartılı kıyafetleri, kabarık saçları, sürdükleri onca kokular; erkeklerinde onlardan pek bir farkı yoktu giydikleri, her halinden pahalı olduğu belli, takımlarla gözlerine kestirdikleri güzel bayanların peşinden koşuyorlardı.
Bütün bunlar çok göz yorucu gibi geldi genç adama. Bir eli daha hâlâ dolu olan kadehini tutuyor diğerise sol tarafındaki cebinde duruyordu.
Baloda ki çoğu kızın gözü ondaydı.
Bu esmer, yakışıklı, uzun boylu adam hepsinin dikkatini çekmişti.
Fakat hiçbiri de bu sert duruşlu adamın yanına yaklaşmaya cesaret edemiyordu."Ah Richard, sevgili dostum davetimi kabul etmen beni ne kadar mutlu etti bilemezsin" bu adam Bay Thomas'tı kendisi sonradan zengin olmuş bir iş adamı olur kendileri. Bir dönem Richard ile beraber askerlik yapmıştı, oradan tanışıyorlardı zaten.
"Devetin için teşekkür ederim sevgili dostum. Bu son derece göz alıcı baloya gelmemek büyük hata olurdu" dedi Richard. Aslında içten söylemiyordu bunları. Fakat asıl hissettiklerini doğrudan bu adama söyleyemezdi.
Thomas arkasını dönerek yanında ki kıza doğru uzattı elini."Bak seni kiminle tanıştıracağım, bu kız kardeşim Elizabeth. Kendileri seni epey merak ediyordu" Richard başını çevirerek güzel kıza baktı. Giydiği sarı elbise omuzlarını ve göğüslerinin üst tarafını belli ettirecek kadar açıktı. Sarı saçlarını yukarıdan tıpkı bir prenses gibi toplamıştı. Hareketlerinin zarifliğinden ve yüzünün güzelliğinden kim olsa onu prenses zannederdi zaten.
Richard kendisine uzatılan beyaz eldivenli narin eli tutarak eğildi ve bu güzel ele minik bir öpücük kondurdu.
"Hakkınızda çok şey duydum Binbaşı kahramanlıklarınız dilden dile dolaşıyor. Sonunda sizinle tanıştığım için büyük bir şeref duyuyorum" dedi genç kız. Seside en az kendisi kadar güzeldi."O şeref bana ait Bayan Elizabeth. Hakkımda konuşanlar belli ki abartıyorlar. Ben sadece bir askerin göstermesi gereken çabayı gösteriyorum"
O sırada çalan dans müziğiyle erkekler bir bir eşlerini dansa davet etmeye başladılar. Richard da tıpkı centilmen bir adam gibi elini genç kıza uzattı. "Bu dansı bana Lütfeder misiniz?"Elizabeth pek çok erkeği kendine âşık edecek bir gülümsemeyle elini uzatarak Binbaşının teklifini kabul etti. İkili beraber dans edenlerin arasına katılırken Richard bir elini kızın elinin altına koymuş öbür elinide ince bele atmıştı.
Dans konusunda pekte fena sayılmazdı genç adam fakat asla bu balo kızı kadar iyi olamazdı.Elizabeth kıkırdayarak Binbaşıya doğru eğildi "Dans etme konusunda bu kadar iyi olacağınızı hiç tahmin etmemiştim" dedi.
"Sizin kadar iyi değilim, bağışlayın" diye karşılık verdi ona Richard.
Nihayet müziğin sona ermesiyle Binbaşı yorulduğunu hissetti.
Günler süren çatışmalar onu yormazken bu üç saatlik balo onu gerçekten yormuştu. Bay Thomas ve Bayan Elizabeth'ten müsaade isteyerek büyük balo salonundan ayrıldı. Konuklar ise kendi aralarında konuşmaya ve gülüşmeye devam ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KEMANCI BxB
Short Story(Tek bölümlük hikâye) Binbaşı Richard bu keman sesinden mi bu kadar etkilenmişti? Yoksa kemanı çalan bu oğlanın kendisinden mi?