Zambakların mis gibi kokusu doldurmuştu atölyeyi, kuşların cıvıl cıvıl sesi ve Güneş'in sıcak ama kavurucu olmayan ışınları sayesinde havanın epey güzel olduğu bir gündü. Park Jimin şövalesini, tuvalini ve yanına aldığı birkaç boyayı kaptığı gibi eşsiz modeli Kim Taehyung'un bir portresini çizmeye çalışıyordu. Kim Taehyung onun için enfes bir parçaydı altın misali parıldayan sapsarı saçları, kahverenginin en güzel tonu olan gözleri, ruh eşinin minik öpücükleriyle dolu kusursuz teni, konuştuğunda herkesi büyüleyen zarif ama derin ses tonuyla Kim Taehyung kusursuzluğun vücut bulmuş haliydi.
- Hadi ama Jimin başlamayacak mıyız?
- Arkadaşım Jeon Jungkook'u bekliyorum. Seni onunla tanıştırmak istiyorum.
- Kimmiş bu arkadaşın?
- Gelince tanışırsınız. Sabırlı ol biraz.
Jimin cümlesini bitirir bitirmez içeriye bahsi geçen meşhur Jeon Jungkook girdi. Yaşadığı döneme rağmen edindiği sert görünümü, simsiyah saçları, dövmelerle kaplı kolları, simsiyah giysileri, kalın tabanlı simsiyah botları, yüzünü taçlandırdığı küpeleri ve piercingleriyle baştan aşağı siyahın kendisi olmuştu Jeon.Jungkook gibi olan yoktu, benzersizdi. Her şeyiyle Kim Taehyung'un tam zıddıydı, Taehyung'un narin, zarif ve ince görünümü Jungkook'un sert,asi ve soğuk görünümüyle birleşmişti.
-Demek Jimin'in dilinden düşmeyen meşhur Kim Taehyung sensin.
- Meşhur olanın kim olduğu tartışılır çünkü en az benim gibi sende bugün dillerdeydin.
Taehyung tanışma amacıyla nazikçe ellerini uzattı, Jungkook'un dövmeler ve gümüş yüzüklerle kaplı eli Taehyung'un altın bileklikler ve yüzüklerle kaplı ince ve zarif eliyle buluştu.
- Tanıştığıma memnun oldum Bay Kim.
- Ben de Bay Jeon.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Bu gece günceme yazacağım." "Neyi?" "Ateşten eli yanan çocuğun ateşi sevdiğini."
'Yazmayı seven ve Taekook'un aşkına tutulmuş bir kadın.