1. Kısım

0 0 0
                                    

Evet yine sıkıcı bir okul dönüşü new york sokaklarının en ucra köşesindeki Jin amcanın kareoke barında çalışmaya gidiyordum.

Bara girdiğimde çantamı tezgahın yanına bırakıp önlüğümü bağladım. Jin amcanın tezgaha koyduğu tepsileri üzerlerindeki numaralara göre masalara taşıdım.

Elimdeki tepsiler bitince tezgaha geri döndüğümde Jin amca

"12 numaralı odada bi misafir var günlük kirayı ödemedi ve kiraladığı saat dolmasına rağmen hala çıkmadı. Bir bak sen konuş"

Tamam anlamında bir ses çıkarttım ve odaya doğru gittim. Önce kapıyı tıkladım. Ses gelmeyince içeri girdim. Benim yaşlarımda bir erkek öndeki ekrana bakıyordu

"Merhaba?"

Ses gelmeyince onun koreli olduğunu düşündüm çünkü bu bar New York'taki Koreliler arasında popüler bir yerdi.

Korece sordum
"Merhaba?"

"İlk dediğinde anladım zaten sanada merhaba."

"Oh bir an beni duymadın sandım. Afedersiniz ama saatlik kirayı ödemeniz lazım ve hala ödememişsiniz"

"Off"

"Ama.. Sesin güzele benziyor istersen bir kareoke yarışması yapalım ve kazanırsan kirayı ben öderim ama kaybedersen bana bahşiş bırakırsın ha?"

"Peki yapalım"

Ben stratejiye göre bir şarkı seçerken o ise sesine göre şarkı seçiyordu.

Kareoke yarışması bittiğinde puanları karşılaştırdık. Ben 110 puan daha öndeydim.

"Tüh yakınmış. Ama sesin çok iyiydi"

"Teşekkürler ama sesime güvenmiyorum sadece stratejiye göre seçtim"

Diyerek gülümsedim. Oda güldü. Gülüşü mükemmel görünüyordu.

"Hey sana new york'u gezdirmeme ne dersin? Bu günlük benden olsun"

"Olabilir"

Kapıyı onun için tuttum ve geçti onun kirasını jin amcaya verdim. Kareoke bardan çıktık ve yemek arabalarının olduğu meydana doğru koştuk.

Elele tutuşuyordukki daha adını bile bilmiyordum. Koştuğumuz yerde nefes nefese konuştum.

"Bu arada.. Ben.. Jisung"

"Hahah.. Bende.. Minho"

İkimizde gülüyorduk. Yemek arabalarına geldiğimizde 2 tane Çubuk'ta patates aldım ve birini Minho'ya verdim.

"Teşekkür ederim" gülümsedi. Gülümsemesi çok güzeldi.

Sonra bi anda büyük siyah bir araba biraz uzağımızda durdu ve biri bağırdı

"MİNHO"

Minho panik olmuş bir halde elimden tutup koştu bende onun arkasından sürükleniyordum. Bir fotoğraf kabinine saklandık.

"Umarım bu seni son görüşüm olmaz jisung" dedi ve anı olsun diye fotoğraf çekinmek istediğini söyledi.

Fotoğraf çekildikten sonra çift olan fotoğraflardan birtanesinin arkasına numarasını yazıp bana verdi. Sonra koşmaya başladı. "Seni seviyorum jis!"

Bir günde.. Birine aşık olmuştum. Hemde hiç tanımadığım birine belkide o arabadakiler mafyaydı. Onun için endişeleniyordum. Fotoğraf kabilinden çıktığımda çoktan gitmişti. Ama gülüşü ve dudakları aklımdan çıkmıyordu.

Bir kez olsun o dudakları öpmeyi o kadar çok istiyordum ki.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 26 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Dlmlu | MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin