Yer altının en gaddar mafyası olan Jeon Jungkook, kendisine borcu olduğu için öldürttüğü adamın oğlunu himayesine alır.
Semekook!
Uketae!
Feminen Taehyung İçerir!
Yaş farkı!
Başlangıç: 27.08.2024
Bitiş: 13.04.2025
!ÖNEMLİ!
"Bu kitap Mafia Husband k...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
3.Bölüm: Sadece sana ait...
"Ve kader bizi bir araya getirdi..." (Mh. Jungkook)
***
"Teşekkür ederim hyung...".
"Şşşh...". Jungkook, Taehyung'un ağladığını fark edince hızlıca oturduğu yerden uzanıp, Taehyung'un ıslak yanağını narince temizlemişti. "Ağlama...Teşekkür de etme. Yemeğini ye Taehyung.".
Taehyung her ne kadar hüngür hüngür ağlamak istese dahi hyungunu dinleyip burnunu çekmiş ve tabağındaki etlerden herhangi birini seçip ağzına atmıştı...
"Yarın sabah Sehun'la alışverişe çıkın. Ne eksiğin varsa alın. Artık hep burda kalacaksın...". Jungkook kadehindeki şarabı yudumladıktan sonra dingin bir tonda mırıldanmıştı.
"Gerek yok ki hyung...Odamdaki dolapta zaten bir sürü kıyafet var.". Taehyung masumca konuştuğunda, Jungkook onun masumiyetine gülümsemişti.
"Onlar olmaz. Sen gelmeden önce o oda misafir odasıydı. O kıyafetlerde misafirler için. Ben sana ait şeyler görmek istiyorum o dolapta. Sadece sana ait...". Taehyung hyungunun sözleri ile gülümsemişti. Jungkook neden bu kadar iyiydi, Taehyung'a neden böyle güzel ve hassas davranıyordu? Taehyung tüm bunların cevabını bilmese bile Jungkook biliyordu. Ki bu yeterliydi zaten.
"Ben hep burda mı kalacağım hyung? Daha sizi tanımıyorum bile...". Jungkook genç çocuğun sorusunu yerinde bulduğu için hızlıca ona cevap vermişti.
"Tanışalım o halde Taehyung. İsmim Jungkook, otuz yaşındayım.". Jungkook sanki bir çocuğa anlatır gibi konuştuğunda Taehyung da gerçekten bir çocuk olduğunu kanıtlamıştı. Söylediği şeyler o kadar tatlıydı ki. Sanki Jungkook onu tanımıyormuş gibi kendisi hakkında bilgi vermeye başlamıştı.
"Benim adım da Taehyung. Yirmi yaşındayım hyung. Boyum bir yetmiş dört, burcum oğlak... Sanırım bu kadar...". Jungkook sessizce sırıtmıştı bu çocuğun sözlerine. Taehyung o kadar şirin bir çocuktu ki.
"Ah biliyorum.". Demişti Jungkook gülümseyerek. Taehyung ise yaptığı saçma hareketi fark edip o da utanç içinde gülümsemişti.
Taehyung geldiğinden beri Jungkook'un yüzünden gülümseme eksik olmamıştı bir türlü. Jungkook doğru düzgün gülen birisi olmamıştı hiç.
"Ailen var mı hyung? Annen ve baban nerde? Kardeşin var mı...".
"Bir tane abim var. Adı Namjoon. Annem ve babama gelecek olursak, annem babamı öldürüp başka bir adamla kaçtı. Ben de onu öldürdüm...". Taehyung dehşet içinde yutkunmuştu. Bu korkunç bir trajediydi...
"Hapse girdin mi hiç hyung?". Jungkook başını usulca olumlu anlamda sallamıştı. "Biri var, ona baba derim. İsmi Andor. Manevi babam beni kurtarmıştı hapisten. Daha sonra beni himayesine aldı, beni o büyüttü. Abiminde tüm ihtiyaçlarını gördü. Hakkını ödeyemem...".