First Page

6 1 0
                                    


Sevgili Günlük,

Bugün onunla tanıştım.

Uzun kemikli parmaklarıyla ellerimi tuttu, ardından "Ne yapıyorsun?" diye sordu.

Sahi, ne yapıyordum ben? Amacım neydi?

Bakamadım yüzüne. Bir ayağımın sallandığı köprüden aşağı doğru baktım.

"Atlayacağım." dedim ona. Pürüzlüydü sesim. Ağlamaktan kısılmıştı. Yine ona bakamadım. Utandım çünkü.

Bu sefer, "Neden atlamak istiyorsun?" diye sordu bana. Düşündüm. Bir şey diyemedim. Ama asıl cevabı zihnimin en derinlerinde vermiştim.

Kirli vücudumdan kurtulmak için.

Bunu ona söyleyemedim. Utandım çünkü.

Kendimden utandım, ruhumdan utandım, kirli ellerin dokunduğu kirli bedenimden utandım.

Derin bir nefes aldı, ardından zayıf ve çelimsiz bedenimi kolları arasına alarak beni oradan uzaklaştırdı.

Ağladım. Bana dokunmamalıydı, kirliydim ben. Pistim. Eğer bilseydi olan tüm her şeyi, iğrneirdi benden. Güzel elleri kirlenirdi. Çok ağladım, ama bir şey diyemedim. Sadece sıcak göğsüne daha da sığındım.

Ilık nefesini saçlarım arasında hissederken beni bir banka oturttu. Yine bakamadım yüzüne.

Saatlerce oturduk orada. Ben ağladım, o dinledi, ellerim üşüdü, elleriyle ısıttı, sustum, o da sustu.

En sonunda bana, "Yarın yine aynı saatte burada buluşalım. Seni bekleyeceğim." dedi ve gitti.

Arkasından bakakaldım.










dear diary / minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin